Kayıp hikayesi

35 1 0
                                    


    Kısa bir süre önce sıra dışı bir ruh ile tanıştım. Sıra dışı diyorum çünkü sanki o ruh bedenden ayrılmış, gizli bir yerlere saklanmıştı. Ruhun sahibi ise çoktan onu aramaktan vazgeçmiş ve bu durumu artık kabullenmişti. Onun bu hali beni hem biraz üzdü hem de garip bir şekilde ilgimi çekti.

    Çünkü ruhu kaybetmek yaşam amacını kaybetmek gibidir. Artık hiç bir şey sizi eskisi kadar heyecanlandırmaz, mutlu etmez. Hele bu kadar genç yaşta onu kaybetmiş olmak ve daha kötüsü aramayı bile bırakmak bence kabul edilebilir bir durum değildi. Ona ruhunu beraber bulmayı teklif ettim o da hafifçe gülümsedi. Gülümsemesine rağmen gözlerindeki donuk ifade beni gerçekten etkilemişti. Ardından  Bir hafiye edasıyla kendimce delilleri toplamak için yola çıktım. Elbette bu deliller onun hikayelerinde bir yerlerde farklı yapboz parçaları gibi gizlenmişti. tüm hikâyelerdeki bu parçaları bulmalı ve bu ipuçları ile  ruhun nerede, ne zaman ve nasıl kaybolduğunu anlamalıydım. Bu macerada  benim de öğrenecek çok şeyim vardı. Bu öğreneceklerimi düşündükçe içimi bir heyecan kapladı. 

    Yoluculuğun macera dolu ve zorlayıcı oluşu baştan belliydi. Garip bir his kayıp ruhu arama çabasının  kendi ruhumu kaybetmeme sebep olacağını söyler gibiydi. Bu  duyguyu şöyle anlatabiliriz karanlık bir mağaranın kapısında duruyorsunuz içerde bir yerlerde sizin koleksiyonunuzun en değerli parçalarından birinin yerine dair ipuçları var. Ancak bu ipuçlarını aramak için mağarayı aydınlatacak  bırakın ışık tesisatını sadece bir kaç kibritiniz var. Bu da yetmezmiş gibi daha önce hiç böyle karanlık bir mağaraya girmemişsiniz. Ben ise bunca korku bunca tehlikeye rağmen durmadım daha doğrusu duramadım. Keşfin heyecanı ve bende uyandırdığı merak duygusu öyle güçlüydü ki kendime hakim olamadım. Korku dışında beni en çok heyecanlandıran şey ise gözyaşları içinde korkmuş bir çocuğa yardım etme içgüdüsü.  Bu uğurda her ne olur ise olsun devam etmeliydim.

      Yolculuk başlayalı sadece bir kaç gün olmuş o bir taraftan anlatıyor, o anlattıkça hem onun acılarını beraber yaşıyor hem de  köşe bucak o ruhun parçalarını arıyordum. Günler günleri, haftalar haftaları takip ettikçe durum daha da karmaşık hale geliyordu. Şöyle hayal edin elinizde sayısını bilmediğiniz kadar cam parçası var, kırılanın camdan bir nesne olduğunu anlasanız bile kurulmadan önce neye benzediğini tahmin etme olasılığı nerdeyse hiç yok. Üstelik bununla da kalmıyor; bildiğim hiç bir yöntem o cam nesneyi tekrar bir araya getiremezdi.  Hala tam olarak neye benzediğini bile bilemediğim o ruh beni  yüzüklerin efendisindeki Frodo'nun yüzüğü gibi  kendi karanlığına ve umutsuzluğa doğru çekmeye başlamıştı. 

   Bu hayatta bir anlam yükleyemediği için ondan  iki kez vazgeçen ve ölümün köşesinden dönen bir yaşam. Ayrıca kayıp ruhun söylediği bu sadece onu etkilemiyor. İstese de istemese de çevresindeki tüm insanları da bu girdaba sürüklüyor. İnanın, şahit olması bile zor bu anlar  beni daha farklı düşünmeye daha doğrusu uzun zamandır bildiğim ancak unuttuğum şeyleri hatırlamama sebep oldu.

    Artık son aşamaya geçebiliriz. Bu aşamada yolculukta öğrendiğim bu bilgileri kayıp ruh ile paylaşmam gerekiyor. En önemli bilgilerden birisi ortada kayıp bir ruhun olmadığı gerçeği. Birçoğumuz sadece kalıplarımıza, fikirlerimize yada inançlarımıza uymadığı için insanları ötekileştiriyor yok ya da kayıp sayıyoruz.  Oysa bizim yaptığımız her insanın kendi tercihlerini yapma özgürlüğünü yok saymaktan başka bir şey değil. O da ailesi ve çevresi tarafından davranış / düşünce biçiminden dolayı ötekileştirilmiş. Aldığı her darbe onu büyütüp olgunlaştırmak yerine çocuklaştırmış . Bu çocuğun en çok istediği  şey ise kabul görmek ve değerli hissetmek. 

      Yolculukların en güzel yanı da bu sanırım sürprizlerle ile dolu olması. Keşfetmeye çıktığınız şeyler haricinde gördükleriniz ve yaşadıklarınız. Şimdi sıra topladığım bu delilleri polis olan babasına ve güvenlikçi annesine götürmeye geldi. Belki bu deliller ışığında o kalıplara sığmadığı için kayıp sanılan ruhun ne kadar değerli olduğunu, kimine göre yanlış tercihler yapıyor olur ise olsun aslında bu tercihleri kendi hayatı için yapacak hakkı sonuna kadar olduğunu hatırlatmak.

    Kanunlarına ve kurallarımıza uymayan bu korsan da çıktığı maceralı yolculukta gün gelecek; vahşi hırçın dalgaları aşarak huzur dolu sakin limanlara demir atacak. Bu uzun yolcuktan sonra nereye varacağını ve o gemiden ne olarak ineceğini kestirmek çok zor. 

    Şimdi gemiyi kullanan o korsanı ve maceralarını izleme zamanı...

Bir ruh koleksiyoncusunun anılarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin