"Güneş, arkandaysa Gölge'n bile önünde diz çöker..."
"Mümkünatı yok memur bey! Benim çocuğum nasıl dövsün onları?" diyen annem ile ensemi kaşıdım.
"Bir yanlışlık olmalı." diyerek aday giren babamla da alt dudağımı ısırdım.
"Hanımefendi, beyefendi lütfen önce bir sakin olun ve şöyle bir oturun." diyen polise yan bir bakış attım.
Azıcık ama azıcık benden uzağa oturtsa olmaz mıydı?
O üç salağı döverken biri polisi aramış ve beni suçlu gösteren bir durum oluşmuştu. Reşit olmayışımdan ailemi aramışlardı ve şu an suçlu gibi duruyordum.
"Memur bey..." dedim bininci kez. "O adamlar hırsız. Beni birkaç ay önce dövdüler ve sırf onlardan korunmak için dövüş eğitimi aldım." dediğimde babam birden ayağa kalktı.
"Doğru! Ben yazdırdım çocuğumu dövüş kursuna." dediğinde annem babamın kolunu tutmuştu.
"Ama tüm suç şu an oğlunuzun üzerinde gözüküyor. Üç koca adamı dövmüş. Biri hâlâ ayılmadı." dediğinde gözlerimi yumdum.
Babam yanıma gelirken ayakkabısının çıkardığı ses kulaklarımda çınlıyordu. Dövme beni baba...
Sert bir elin omzuma vurup sıkmasıyla nefesimi tuttum. Dayak yiyecektim, bir ay ev hapsi, telefonuma el konulması, harçlık yok...
"Seni milli dövüşçü mü yapsak oğlum?"
Bir anda başımı kaldırıp da babama bakınca gururla göğsünü kabartarak bana baktığını gördüm.
"Helal olsun be! İki ay kursa gittin, bir yumrukla dağları devirdin!"
Şaşkınca yüzüne bakarken memur bey araya girdi.
"Beyefendi, çocuğunuz üç koca adamı dövüp hastanelik etti diyorum. Ona 'gücünü böyle kontrolsüzce kullanmamalısın, eğitimini iyi şeyler için kullanmalısın' demeniz gerekmez mi?"Babam, memurun lafıyla kaşlarını çatarak dönüp memura kötü bir bakış attım. Kasap et derdinde, koyun can derdinde be adam!
"Hayır!" diyerek bu sefer de annem ayaklanınca omuzlarımı merakla kaldırdım. "Siz görmediniz benim oğlumun yüzünü. Yakışıklı suratına ne kadar çok vurmuştu o şerefsizler!"
Ya anne...Oturduğum yerde huzursuzca kıpırdandım.
"Acaba, ihbar eden kişi..."diyerek başımı kaldırdığımda memur kırlaşmış saçlarının arasını kaşıdı.
"Birazdan burada olur."
Annem soluma, babam sağıma oturmuş ve ben ortada hamburgerin içindeki marul gibi solmuştum.
Gittikçe de soluyordum...
Annem sırtımı okşarken derince bir nefes aldım ve sessizce koyverdim. O sırada açılan karakol kapısı ile bakışlarım sessizce o yöne döndü.
Lina?
Kızıl saçlarını tepeden toplamış, hırmasının fermuarını yarıya kadar çekmişti. Yeşil gözleri direkt olarak memura bakıyordu.
"İyi günler." dediğinde elim çoktan kalbime gitmişti.
"Hoşgeldin küçük hanım." diyen memur elini omzuna koyup da yandaki odaya götürünce şaşkınca peşi sıra bakakalmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stalker
Humor[TAMAMLANDI.] MİT'de Bir Gece'nin 2. Kitabıdır. Garip bir gecede, garip bir kıza , bir bankın üzerinde, kalpli yarabantlarıyla aşık oldum... Mecazen değil, o gece sırılsıklam aşık olmuştum. 17 yaşımda, her şeyin dolu dolu yaşandığı zamanlard...