~BÖLÜM 2~

151 75 13
                                    

            YARIM KALAN MUTLULUK

(Yazarın anlatımıyla)
Mehir antrenmana o kadar geç kalmıştı ki durup murata selam vericek vakti bile yoktu. Sadece dükkanın önünden geçip giden mehir ve onu böyle telaş içinde gören bir murat vardı ortada. Murat bir an için olsun endişelenmişti. Neden bu kadar acalesi olabilirdi mehirin? Bunu ona soracaktı ama şimdi değil onun bu kadar acelesi varken böyle bir şeyi soramazdı. Kimse yangına körükle gitmek istemez doğrusu. Yaklaşık 15 dakika sonra mehir okula varmıştı. Aceleyle salona girmiş ve ısınmak için hazırlanmaya başlamıştı. Mehir çok telaşlı görünüyordu. Çünkü bu gün takım kaptanlarının seçim günüydü. Böyle bir günde nasıl geç kalmayı başarabildi.

-Mehir buraya gelirmisin?

Mehir arkasından gelen sese döndü mehiri antrenörü çağrıyordu. Mehir hem heyecanlı hemde korkulu bir şekilde antrenörünün yanına gitti.

-efendim hocam ?

-bu gün geç kalmanı dünkü yorgunluğuna veriyorum ama birdaha geç kalmıyacaksın. Çünkü dedi ve arkasını dönüp ilerlemeye başladı. Mehir telaşla çünkü diye seslendi arkasından. Antrönör döndü ve yüksek sesle şöyle söyledi.

-Kaptanlar geç kalmaz!!

Mehir şaşkınlıktan konuşamadı herkes mehire bakıyordu.Çünkü yeni kaptanları artık  mehirdi. Çoğu buna sevinmişti. Tabi bazı sevinmeyen kişilerde olmuştu. Hayatında ilk defa bir şeyi düzgünce başarmıştı.Mehirin antrenmanı bitince. Hazırlanıp salondan çıktı ve dünkü hatasını düzeltmek için dün kırdığı  plakı aramaya başladı. Bir plakçı buldu ve içeri girdi.

-kolay gelsin

-hoş geldiniz

-abicim sizde bu plaktan var mı

- hayır kızım bu çok eski bir plak bunu bulabilmek için antikacılara eskicilerde sorman lazım anca böyle bulabilirsin.

-tamam abi teşekkür ederim kolay gelsin

Mehir onca yer gezdi ama bir türlü aynı plakı bulamadı. En sonunda bir dükkana girdi içerisi hep eski eşyalarla dolu bir dükkandı burası.

-kolay gelsin. Diye seslendi mehir

-sağ olun.

-elinizde bu plaktan varmı?

Yaşlı adam gözlüklerini taktı ve mehirin elindeki plakın parçasını alıp  plakın üstünde yazan yazıyı okudu. Yaşlı adam bazı yerleri kurcaladıktan sonra adam elinde bir plakla geldi.

-al bakalım kızım bu parçayı bulmak oldukça zordur. Elimde tek kalan bir parça bu.

-onu bulmak için gezmediğim yer kalmadı. Sonunda buldum. Teşekkür ederim amcacım. Kolay gelsin.

-sağ ol evladım.

Mehir plakı alıp ordan çıktı. Eve gitmeden önce annesinin yanına hastaneye uğradı. Nerden geldiğini neden bu plağı almak zorunda olduğunu anlattı sonra takım kaptanlığına seçildiğini  anlattı. Annesi o kadar çok mutlu olmuştu ki. Annesinin yaşadığı mutluluk tarifsizdi. Mehir ordan muratın yanına geçti. Muratla oturup bu gün olanlardan konuştular. Mehir eve gitmek için muratın yanından kalktı. Ama söylemeyi unuttuğu birşey vardı tam kapıdan çıkacakken unuttuğu şey  aklına geldi.Arkasına dönüp murata seslendi.

-Akşam bize gel annem çağırdı.

-Selen anne olmasa bizi düşünen yok

Mehir muratın cümlesine gülümseyerek  kafeden çıktı. Eve doğru yürüdü. Eve vardığında kapıda biraz durdu ve düşündü. 

- Merdiven mi asansör mü.

Dünkü olaydan sonra asansör tercihimdir.
Bu sefer  merdiven yerine asansör kullandı çünkü hiç kimsenin eşyasını kırmak istemiyordu. Bu eşyalar onlar için özel olabilirdi. Asansör en üst katta durdu mehir indi. Evin ziline bastı. Ablası nehir kapıyı açıp mehire söylenmeye başladı.

-anahtar yaptılar kapı için niye zile basıyorsun.

-seni seviyorum.

Mehir dalga geçerek odasına çıktı. Üstüne rahat kıyafetlerini geçirdi ve kahverengi olan saçlarını kalemle sıkıştırdı. Kenara koyduğu plağı alıp aşağı indi. Ablasına ;

- Ben bir şey verip geliyorum

-nereye? kime? mehir sana diyorum!

Mehir ablasının söylediklerini dinlemeden kapıdan çıktı. Ve hemen karşı komşusunun kapısını çaldı. Biraz bekledi. Hatta bekletildi denilebilir. Bir kez daha kapıya vurucakken kapı açıldı. Kapıyı açan kişi ali değil başka birisiydi üstelik üstünde t-shirt yoktu sadece pantolonu vardı.

-ben aliye bakmıştım evde değilmi acaba?
diye mehir sorarken merdivenlerden bir ses geldi;

-ali burda

-Kafamı çevirdim aliyle  göz göze geldik.

Normalde imkansız çünkü alinin boyu benden oldukça uzun.
(Bunu kendi içimden söyledim tabiki de yoksa rezil olabilirdim.)

Mehir ve Ali birbirlerine gülümsediler. Sonra alinin gözü kapıda duran uzun boylu sarışın çocuğa kaydı.

-Efe sen niye böylesin ? dedi ali

Kapıda duran uzun boylu sarışın çocuk cevap vermedi.

-git giyin Sude gelicek dedi ali kapıdaki cocuğa bakarak.
Yengeni böyle karşılamak ayıptır ayıp diyerek güldü. Sonra bana dönüpte;

-sen neden gelmiştin diye sordu. Ali

Cevap vermeye fırsatım olmadan o sesi duyduk. Uzun boylu sarışın çocuğun arkasından gelen, bornozlu bir kıza ait olan sesi. Alinin sevgilisinin sesini;

-kim gelmiş hayatım?

**of bu bölüm biraz karışık oldu bakalım diğer bölümde ali nasıl bir karşılık vericek.**
**alinin sevgili ayıp kızım çocuğu niye üzüyorsun be mxöcödçgög**

MUCİZE PLAK (TAMAMLANDI) (DÜZENLECEK) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin