Eve gelir gelmez duşa girme ihtiyacı hissettim, vücuduma kahve dökülen yerler kahveden dolayı yapış yapış olmuştu, bu hissi sevmiyordum.
Felix'e yiyecek bir şeyler sipariş vermesini, duşa girmem gerektiğini söyledim, başıyla beni onaylayıp bana tatlı bir gülüş sundu.Küçüklüğümden kalma bir takıntım vardı, duşta uzun süre kalamıyordum, birileri sanki nefesimi kesiyordu. Bunun elbette küçüklüğümden kalma bir travma olduğunun farkındaydım ama yenemiyordum ya da yenmeye cesaretim yoktu.
Nihayet duştan çıktığımda hemen üzerimi giyinip guruldayan karnımı susturmam gerektiğini fark ettim, oturma odasına geçtiğimde kapının çalmasıyla o tarafa yöneldim. Yemeğin gelmiş olduğunu düşünüp heyecanla gülümserken kapıda gördüğüm kişi ile donup kalmıştım.
"Merhaba ben karşı daireye taşındım, size pirinç keki getirmiştim."
Selam vererek söylediği şeyi idrak etmeye çalışırken o da kafasını kaldırdı ve göz göze geldik. Bugün üzerime kahve döken çocuk karşı dairemize mi taşınmıştı yani? Kafamdaki bu düşüncelerden sıyrılıp ona içten bir gülümsemeyle teşekkürlerimi sundum. O da beni tanımış olacak ki bi süre göz göze öylece bekledik. Benden biraz uzun ve daha yapılıydı, sanki onu doğuran kişi bir sanatçıydı ve dünyaya başyapıtını sunmuştu.
Garip bir şekilde gerçekleşen bu karşılaşmadan nasıl sıyrılacağımı düşünürken kurye çocuk bizim bakışmamızı böldü, tekrar selam verip karşı dairenin kapısının kapanışını izledim. Aramızda garip bir etkileşim geçmişti, ağzımızla konuşmadık gözlerimizle anlattık birbirimize kendimizi.
Kuryeden yemek paketlerini aldığımda Felix bana şaşkın gözlerle bakıyordu.
" Kanka ne geçti orada demin, neden şapşal gibi sırıtıyorsun?"
" Karşı komşumuzmuş...Bizim karşı komşumuz."
Felix bana anlamayan bakışlarını yönelttiğinde ona düzgün bir açıklama yapma gereği duymuştum.
"Lix, hani bugün üzerime kahve döken garson vardı ya?"
"Evet yakışıklı olan garson." Ağzına bir tavuk parçası atarken söylemişti, çok komik bir görüntü olduğundan gülmemi durduramadım. Sakinleştiğimde konuşmaya devam ettim.
"Evet civcivim, bizim karşı komşumuzmuş, yeni taşındığı için bize pirinç keki getirmiş."
Durumu anlattıktan sonra Felix bana anlam veremediğim bir bakış atmış ve yemeğine devam etmişti. Yemeğimizi bitirdikten sonra her akşam mutlaka oynadığımız ve her zaman da Felix'in galip geldiği playstation oyunlarından biri olan FIFA'yı oynamıştık. Oyun bittiğinde odalarımıza dağılmış, kendimi uykunun kollarına bırakacakken gözlerimin önüne o düşüyordu.
İsmini bile bilmediğim biri, beni nasıl bu kadar etkileyebilmişti, üstelik ben hayatımda daha önce hiçbir erkekten etkilenmemiştim.
___________________________________________
Merhabalar yeni bölümle karşınızdayım, umarım beğenirsiniz, iyi okumalar kuzularım 💖
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Coffee |Minsung| ✔️
Fanfiction"Bir gün seni bulacağımı biliyordum miniğim." . . . . "Hyung çok güzel kokuyorsun, kahve gibisin." yan shipler; changlix, hyunin, chanmin