Jimin
Yıl 1718
Sarayda büyük bir koşuşturmaca vardı. Bakanlar, saray sekreterleri, kraliyet danışmanları hepsi olağanüstü bir durumu konuşmak için kralın odasına hücum ediyorlardı. Tam 150 yıl boyunca Kore'nin siyasi ve ülkeler arası sorunlarının dışında, krallığı ilgilendiren bambaşka bir durum vardı.
Korsanlar!
Tam 150 yıl önce adil davranmayı tercih eden Kore'nin fakir korsanları, Çin'in zalim korsanlarının durumlarından sonra Asya'nın hakimiyetini sağlayacak korsan kralı tahtından indirdi. Daha sonra Asya hakimiyeti Kore'den devam etti. Şimdi ise yönetiminde olan Kral Yoongi'nin açtığı felaketler ile sadece krallık değil, korsanlarda tehlike altındaydı. Kral ve tüm sarayın önemli insanları Kral Yoongi ile beraber, diğer tüm korsanların yok olmasını istiyordu.
Biri hariç.
Sarayın sağlık bölümü ve mutfağından sorumlu olan Bakan Youngho'nun oğlu Jimin idi. O diğerlerinin aksine korsanları merak eden, araştıran, ve de kitaplarını delice okuyan bir meraklıydı. Daha önce hiçbiriyle karşılaşmamıştı. Karşılaşsa bile tek amacı onları yakalatmak olacaktı. Çünkü görevi buydu. Babası onu zorla saraydaki muhafızlardan biri yapmıştı. Harika bie kılıç kullanma yeteneğine sahipti.
Şimdi ise sarayın tüm önemli insanları ile birlikte kralın huzurundaydı. Babasının ona kötü bir şekilde baktığını görüyordu. Çünkü bir muhafız olarak saçlarının uzun olması gerekiyordu. Hatta geleneklere bağlı kalması gerektiği içinde saçlarını uzatması lazımdı. Ama bu şekilde kısıtlanmak istemiyordu. Bu yüzdende saçlarını sürekli uzadığında kesiyordu. Ama şimdi bunu tartışamazlardı.
"Majesteleri..." diyerek kraliyet danışmanı Duho. "Durum gittikçe kötüleşiyor. Kral Yoongi'nin bu bilinmeyen öfkesi yüzünden artık halkta zarar görmeye başlıyor." dediğinde Kral sertçe elini tahtının koluna vurdu.
"Zamanında yapılan antlaşmalara nasıl uymaz? Babasından çektiğimiz yetmemiş miydi sanki? Ne istiyor olabilir?" Öfkesi güçlü olan kral askerlere birden bakınca Jimin bakışlarını kraldan çekip başını öne eğdi.
"Efendim, olayının sizinle olduğunu sanmıyorum. Bence onun öfkesi sadece korsanlara."
"Öyle olsa bile bu halkıma zarar verme yetkisi söz konusu dahi olamaz."
Çünkü korsanlar halktan sayılmıyordu. Kraliyet tarafından yakalanmadıkları sürece hiçbir sıkıntı yoktu. Jimin bunu biliyordu ve bu yüzden babasının onu bilerek muhafız yaptığından emindi. Her zaman oğlunun merak sardığı ama sırf o nefret ediyor diye hiçbir şekilde sevme hakkı bile tanımayan bir babaydı. Bu durum Jimin'in kalbinde babasına karşı bir düşmanlık açmıştı. Ve onu yenmek istiyordu. Ama nasıl?
Birden içeri Saray Beyleri girmişti. Krala hızlı bir selam verdikten sonra konuşmaya başalmışlardı. Oldukça telaşlıydı.
"M-Majesteleri..." Adam resmen titriyordu. Jimin bu durumdan ya bir ölüm haberi olduğunu, ya da beklenmeyen birileri olduğunu düşünmüştü.
"Söyleyin çabuk! Yeterince sorunum var!" dedi Kral. Öfkesinden her an birinin canını alacak gibiydi.
"K-Korsanlar... B-Buradalar... Efendim." dediğinde Jimin'de dahil odadakiler şaşkınlıkla birbirlerine en sonunda krala bakıyorlardı.
"Ne yani? Bizden kaçanlar şimdi ayağımıza mı geldiler?" diye söylenen Bakan Youngho, içeri girdikleri anda tutuklanmaları ümidiyle krala bakıyordu. Ama kralın aklında başka şeyler vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Pirates Of The BANGTAN // BANGTANPİNK
FanfictionAdaleti sağlamak sadece 11 yoldaşın elindeydi. Onlarla birlikte kılıç sallamaya cesaret edebilir misin? ☠️☠️☠️ #LisMin #VRose #JenKook #NamSoo ☠️☠️☠️ ©GUCCIxTATA