まだ : 5

1K 108 82
                                    

まだ : still

Yazarın Anlatımıyla

Midoriya bir süre duvarın dibinde, göz yaşları arasında durdu. Bir anda enerjisi çekilmiş gibiydi. Bunlar, ağır sözlerdi. Önceden bile bu kadar kalbinin kırılmasına şahit olmamıştı. Sinirli bir çığlıkla beraber yumruğunu duvara vurdu. Sonrasında bir daha ve bir daha vurdu. Bunu duyan Todoroki neyin ses çıkardığına bakmak için kapıyı açtı. Elleri kanlar içinde Midoriya'yı görmeyi beklemiyordu.

"Midoriya!"

Hızlıca yanına eğilip onun vurmasını engelledi ve çilli çocuğun yüzünde gezdirdi bakışlarını.

"Ne oldu?"

"Todoroki-kun..."

Midoriya göz yaşları arasından konuştuğunda Todoroki kollarını yeşilin beline sardı. Midoriya da ellerini kaldırıp onun beline sarıldı ve başını boynuna gömdü. Midoriya'nın inci taneleri Todoroki'nin boynunu ıslatırken Todoroki ne yapacağını bilemiyordu.

Kapıyı kapatıp içeri giren Katsuki içindeki anlamsız sinirle yastığını alıp yatağa vurdu.

"LANET OLSUN!"

Kıran taraf oydu, ama kızan tarafta oydu. Gerçekten çok garip hissediyordu. Söyledikleri sözler aklına geldiğinde başını eğdi.

"Benden uzaklaşması gerekiyor, bu duygulardan kurtulmam için benden uzaklaşması gerekiyor. Ama... onu sonsuza kadar kaybettim."

Katsuki aklına gelen şeyle dişlerini sıktı. Eli istemsizce yumruk olduğunda dışarıdan gelen ses üzerine bakışlarını kapıya çevirdi. Ses durmazken sinirle kapı kolunu aşağı indirdi. Duyduğu "Midoriya!" sözü üzerine daha fazla ileri gitmedi. Kapıyı hafifçe aralayıp başını uzattı. Todoroki'nin bedeni onu görmesini engelliyordu.

"Çekilsene pislik."

Kendi kendine Todoroki'ye laf ettiğinde Todoroki Midoriya'yı kucakladı. Katsuki, Midoriya'nın elinden damlayan kanları gördüğünde gözleri büyüdü. Sonrasında duvardaki kanları gördü. Ne olduğunu anladığında istemsizce öne bir adım attığında Todoroki ona döndü. İkisi bakıştıkları sırada Midoriya gözlerini araladı. Katsuki'yi gördüğünde başını Todoroki'nin göğsüne çevirdi ve gözlerini kapadı. Todoroki ve Bakugo'nun arasında geçen gergin bakışmanın ardından Todoroki Midoriya'yı kendi odasına soktu. Katsuki onların gidişini izledikten sonra içeri girdi ve kulağını onların olduğu taraftaki duvara dayayarak beklemeye başladı. Sesler boğuk gelse de anlaşılamaz değildi.

"Brokoli?"

Kirishima onu gördüğünde şaşkınlıkla gözlerini büyüttü. Todoroki onu yatağa bıraktığında Midoriya ellerindeki kanı unutarak göz yaşlarını sildi.

"Neler oldu? Kirishima ilk yardım çantasını getirir misin?"

"Hemen."

Kirishima dolapları karıştırırken Midoriya aklımda durmadan yankılanan sözleri unutmaya çalışıyordu. "Senden nefret etmiyorum, çünkü ona bile değmezsin." Aklındaki sözler yüzünden dünyayla olan iletişimini kesmiş gibiydi. Todoroki onu omuzlarından tutarak sarstığında kendine gelerek ona döndü.

"Ne oldu diyorum?!"

"Klasik Kacchan, ama bu sefer fazla kırıcıydı."

"Ne dedi o aptal?"

Kirishima elindeki küçük çantayla geldiğinde Midoriya bakışlarını yerde sabitledi.

"Senden nefret etmiyorum, çünkü ona bile değmezsin."

"NE?!"

"ONU ÖLDÜRECEĞİM!"

Kirishima sinirle ayağa kalktığında Midoriya onu bileğinden tutarak durdurdu.

"Ona hiçbir şey söylemeyin, lütfen."

"Ama-"

"Lütfen!"

Midoriya itiraz ettiğinde Kirishima duraksadı. Sonrasında onu onaylayıp yanlarına, yatağa oturdu. Todoroki kanları silip yarayı temizledi ve elini sardı.

"Acıyor mu?"

"Hayır, iyiyim. Teşekkürler Todoroki-kun."

"Önemli değil Midoriya. Dışarıya çıkmak ister misin?"

"Evet, ama yalnız..."

"Emin misin?"

Midoriya ikisini de başıyla onayladı ve ayağa kalktı. Cebindeki kartını alıp odaya ilerledi. Kartı kullanarak açtığında kulağını duvara dayamış olan Katsuki hızlıca çekilip kendini yatağa attı. Midoriya ona bakmamaya özen göstererek yanına para ve hırkasını alıp geri çıkacakken Katsuki'nin sesini duyduğunda durdu.

"Deku?"

"Hoşça kal Kacchan."

Midoriya ona konuşma fırsatı vermeden odadan çıkıp kapıyı sertçe kapattı. Katsuki öylece arkasından bakmak zorunda kalmıştı. Midoriya bir şey hissetmiyordu, hissedemiyordu. Bir tek kırgınlık vardı. Katsuki yüzünden kalbi o kadar fazla kırılmıştı ki, yakında kum taneleri büyüklüğünde minik parçalara bölünüp akıp gidecek gibiydi kalbi. Katsuki düşünüyordu. Pişman mıydı?

"Hayır, hayır değilim. İkimiz içinde iyilik yapıyorum. Benden uzaklaşması iyi olacak."

Katsuki bunu söyleyerek kendi kendine içini rahatlatmaya çalışsa da içindeki huzursuzluk onu sarmıştı. Midoriya asansörü kullanmak yerine merdivenleri tercih ederek hızlı adımlarla indi. Adımları otel dışına çıkmıştı. İstediği gibi sahile geldiğinde ayakkabılarını ve çoraplarını çıkarıp denize ilerledi. Ayaklarını suya değdirdiğinde soğuk su titremesine sebep olmuştu. Yavaş adımlarla yürürken içine dolan huzur onu gülümsetti. Hafifçe esen rüzgar saçlarının arasından geçip onların karışık bir şekilde hareket etmesine sebep olurken, dalgaların sesleri ona olanları bir nebze unutturuyordu. Gözlerini kapayıp okyanusa döndü. Saçları arkaya savrulurken derin bir nefes verdi ve gözlerini araladı.

"Son bir şans Kacchan, son bir şans vereceğim. Bir daha kalbimi bu denli kırarsan, seni unutmak için elimden geleni yapacağım."

Midoriya üzerine hırkasını giyip ellerini ceplerine soktu. Aklına nadiren gördüğü Kacchan'ın güzel gülümsemesi geldiğinde istemsizce o da gülümsedi.

"Lanet olsun, sana hâlâ deliler gibi aşığım Katsuki Bakugo."

Yeni bir bölümün daha sonuna geldik, okuduğun için teşekkürler~!

senseless feelings || katsudekuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin