ZÂLİM'in 2.kitabı burada yayınlanacaktır.
İlk kitap Odessa Yayınevi ile kitaplaştırılmıştır.
💲Rahat bir ifadeyle ellerini koyu mavi pantolonunun ceplerine koydu ve soğuk bakışlarına hiç umursamıyormuş gibi bir tavır takındı. "İki seçenek sunuyorum," dedi o aksanlı fakat türkçeye hâkim olan sesiyle. "Ya burada babanın evinde bir ay kalırsın, karşılığında Komutan Akcan'ı eski işine geri döndürürüm. Ya da benim evime gideriz ve benimle üç gün geçirirsin, karşılığında hem Komutan'ın, hem de Leyla'nın işini hallederim ve Tufan babanın bundan haberi olmaz. Seç birini."
Bir anda sinirle doldum. Resmen bu anımdan faydalanmaya çalışıyordu. Ona itaat etmem zaten onun için büyük bir zevkti, çünkü daha önce bu hissi çok tatmak istemiş fakat asla tadamamıştı. Aramızdaki çekişmenin intikamını almak için eline bir koz düşmüştü ve eminim ki, bunu sonuna kadar da kullanacaktı.
"İkinci seçenek, kabul..." dedim.
Kırk satır mı, kırk katır mı diye bir soru gibiydi bu.
Beni rahatsız eden birine haddini bildirdi diye işinden kovuldu Akın.
Şimdi o işine geri dönsün diye, Boris'in bana olan ilgisini bilerek kullanıyorum. Babamın en yakın adamı, her türlü işini halleden biri ve uzun zamandır da bana takık. Burun kıvırıp yüzüne bile bakmadığım adama minnet etmek epeyce zor olacak.
Dış kapıyı açtı ve geçmem için bekledi. Ona hiç bakmamaya çalışarak dümdüz geçtim ve dışarıya çıkıp, doğrudan merdivenleri indim. İşareti alan şoförü arabayı getirdi ve korumalardan biri kapıyı açtı. Yavaşça geçip oturdum. Sanki yaramdan gelen acı yetmezmiş gibi, şimdi bir de psikolojik savaş veriyordum. Atlatırsın diye diye nereye kadar gidecekti ki bu böyle?
Hemen yanımdaki kapı açıldı ve Boris Pavlov yanıma yerleşti. Araba harekete geçtiği an sert bir soluk vererek yüzümü cama doğru çevirdim. Ancak hemen kulağımda hissettiğim o sıcak nefes irkilmeme sebep oldu.
"Yıllardır bugünü bekliyorum."
"Neyi? Senin evine gitmemi mi?"
"Hayır, bana muhtaç olmanı."
Sinirli bir ifadeyle yüzümü yana çevirdiğimde, hemen dibimdeydi. Beyaza yakın sarı saçlarından birkaç tutamı neredeyse mavi gözlerinden birini kapatmıştı. Daha koyu renk kaşlarını çatmış, gözlerimin içine ve ara sıra dudaklarıma bakıyordu.
"Senden nefret etmekte o kadar haklıyım ki," diye fısıldadım.
Hemen geriye çekildi ve düğmeye basıp, şoförle aramızda olan pencereyi kapattı. Gerilerek ona şaşkınca bakarken, tekrar yanıma oturdu. Kalbim ağzıma kadar yol almış, artık dışarıya fırlamak için fırsat kolluyorken, ona bir şey yapamayacak olmanın verdiği o kızgınlık sardı içimi. Uluslararası dokunulmazlığı olan biriydi Boris Pavlov. Dokunurdum. Dokunamam.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZÂLİM (KİTAP OLDU)
General Fictionİlk kitap Odessa Yayınevi ile kitaplaştırılmıştır. "Sen nasıl bir insansın ya?!" Diye bağırdım. "Böyle biriyim, çünkü sen kibarlıktan anlamıyorsun." Kendimi tutamadım ve yüzüne tükürdüm. Gözlerini kapatıp açtı ve ensemi bırakıp, polisler gelmeden ön...