EFSUNLU MELODİ—BÖLÜM10
(ELİF)
“Neden gittin?” hasret giderme faslımızdan sonra asıl konuya gelmiştik nihayetinde. Setteki o sarılma sahnemizden sonra film ekibi tarafından koca bir alkış almıştık. Zaten o alkış tufanından sonra fark etmiştim nerede olduğumuzu. Herkes bize bakıyordu. Kameralar film sahnesini çekmeyi bırakmış bize dönmüştü! Bizim bir gülüp bir ağlayan halimizi kayda alıyordu! Bunu fark ettiğimde Havin’i kolundan çektiğim gibi sakin bir yere götürmüştüm. Ve şimdi ön bahçedeki banklardan birindeydik. Peri kızı heykelinin olduğu süs havuzu tam karşımızdaydı. Bu heykel çok etkileyici bir görüntüye sahipti. Bunda birazda büyünün etkisi var sanırım. Her işe büyüyü karıştırmayı ne kadar çok seviyorlar öyle!
Gülen yüzü soldu soruma karşılık olarak. Neden solduğunu gayet iyi biliyorum. Neyi hatırladığını da. “Daha fazla kalamazdım orada. Elif o zamanlar ne halde olduğumu biliyorsun.”
Evet biliyorum! O Kaan şerefsizine de yapmadığını bırakmamıştım! Normal bir durumda ona gücüm yetmezdi ama güçlerim sayesinde üstesinden gelmiştim. Büyüde çok yeniydim o zamanlar ve ilk büyümü o Kaan mahlûkunun üzerinde kullanmıştım. Benden güçlüydü. Ama karşılık vermedi. Nedenini bilmiyorum. belki de hıncımı almama izin vermiştir. Şifacıların bile iyileştiremeyeceği hale getirmiştim onu. 6 seansta anca toparlayabilmişlerdi yüzünü. Yine olsa yine yaparım. Hatta daha beterini! Hala çırağım ama alıştım sayılır. Birde kontrol etmeyi başarabilirsem ne ala!
“Gitmen gerekmiyordu Havin! Yana yakıla seni aradım! Teyzenin seni sakladığını tahmin edebiliyorum ama benden neden kaçtığını hala anlayamıyorum.”
Yanağından süzülen yaşlarla bana bakıyordu. “Korktum… yine olmasından korktum… kendimi koruyamadım Elif! Tekrarlamasını istemedim! Biliyorum. Kaçmak korkakça bir hareketti. Ama dayanamadım! Senin kadar güçlü olamadım!”
“Havin…” daha fazla tutamadım gözyaşlarımı.
“Korkağın tekiyim ben!” hıçkırıklara boğulurken dayanamadım.
Sıkıca sarıldım kardeşime. “Korkak değilsin sen.”
“Evet öyleyim. Polise gidebilirdim. Yada Tuna’ya söyleyip öldüresiye dövdürtebilirdim. Ama o psikopatın yapacaklarından korktum. Size zarar vermesinden korktum.”
“Hiç bir şey yapamazdı bize.” Güçlerim zayıf olabilirdi ama iyi iş görüyorlardı. Hem bu konuda yalnız değildim. Tuna’yla boy ölçüşebileceğini sanmıyorum o pisliğin.
Tuna… APTAL TUNA!
Derin bir nefes alıp aptalca anılarımı unutmaya çalıştım. “İki yıldır burada mısın yani?”
İki yana salladı başını. “Bir ay olmak üzere.”
“Daha önce neredeydin peki?” sustu. Cevap vermedi. “Söyle Havin! Buraya geldiğine göre artık saklanmıyorsun. Neredeydin bunca zaman?” yine konuşmadı. Bakışları yerdeydi. Bana bakmıyordu. “Havin! Konuş! Susma Allah aşkına! İki yıl boyunca yeterince meraktan delirdim zaten! Daha fazlasını kaldıramam!” zorla yüzüme baktırdım. Yine ağlamaya başlamıştı. “Lütfen…” daha fazla bağıracak olursam hiçbir cevap alamazdım ondan. Sakinleşmeye çalıştım. “Lütfen Havin…” sakince konuşmamın karşılığını almıştım. Dökülmeye başlamıştı. Anlatmasını istiyordum zaten.
“Antalya’daydım. Teyzemin yazlığında. İki yıl boyunca oradaydım. Hiçbir yere gidemedim korkaklığımdan.”
“Tekrar söylüyorum Havin. Korkak değilsin sen.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EFSUNLU MELODİ
FantasyBüyü gücünüzün olduğu fantastik ve bir o kadarda gizemli bir dünya düşünün. Hayal ettiklerinizi gerçekleştirebiliyorsunuz. Yaşantınıza onunla birlikte yaşamaya devam ediyorsunuz. Peki onca zaman boyunca ne ile besleniyor bu büyü? Bir karşılığı olm...