0.3

535 62 211
                                    

Bu bölümü listemde ki tüm hüzünlü şarkıları dinleyerek yazdım. 😌✌🏻

Dan bu olanlardan hiç bir şey anlamamıştı. O, onu sabahtan beridir arıyor, cevap verdiğinde ise yüzüne mi kapatıyordu, hah! Bipolar felan mı diye düşünmeden edemedi. Gerçi kendisininde ondan bi' farkı yoktu. Belki de sabah açmadığı için, haklı olarak, kırılmıştır diye düşündü. Daha fazla konuyu düşünmemek için Emma ile sohbet etmeye devam ettiler.

Emma da bu duruma pek bir anlam verememişti. Neden Dan'i terslemişti ki? Bu konu bi' kere kafasına takılmıştı. Bir şey olduğu belliydi. Tom ne olursa olsun her zaman insanlara karşı nazik davranırdı. Sabah ki aramasına geri dönmedi diye onu böyle terslemeyeceğinden emindi. Bir şeyler dönüyordu ve eğer düşündüğü gibi bir şeyler varsa, ki oldukça emindi, onların arasının bozuk olmasını istemezdi. Şimdilik fikirlerini otele dönünceye kadar ertelemiş Dan'i dinlemeye başlamıştı.

Dan, Emma'yla parkta yaklaşık bir saat geçirdikten sonra o evine, Emma da oteline dönmüştü. Düşünceliydi. Kabul ediyordu ki Emma ile konuşmak onu baya bir rahatlatmıştı lâkin yine de endişeleri vardı. Hâlâ korkuyordu fakat kendini iyi biliyordu ki risk almayıp da bu işi reddederse hayatı boyunca vicdan azabı çekecekti. Hem arkadaşları ne demişti 'Dan kabul ederse biz de kesin olarak kabul ederiz.' Kabul etmezse onları hayal kırıklığına da uğratabilirdi. O yüzden en iyisi kabul etmek diye düşündü. Hem partneri de tanımadığı biri değildi. Gerçi yakın arkadaşı olması da sıkıntıydı ama hiç tanımadığı birisiden daha iyidir diye düşündü. Fakat ya bilmediği biri daha iyi olursa? Karar veremiyordu.

Teklif konusundaki düşüncelerini ertesi sabah sağ-salim kafayla daha iyi karar verebileceğini düşünerek erteledi ve kendisine bir şeyler hazırlamaya koyuldu. Evde kitap falan da okuyarak vakit öldürmüştü.

Hava kararmaya başlayınca da haber kanallarından birini açıp akşam yedi haberlerini izlemeye koyuldu. Sakince haberleri izlerken bir anda yerinden sıçradı. Gördüğü haber onun kalbinin çıkarcasına atmasına neden olmuştu. Aşırı panik yapmış bir şekilde hemen telefonuna sarıldı. Hızlı bir şekilde Emma'yı aradı. Korkuyordu, Hem de deli gibi. Şuan oldukça endişeliydi. Emma, onun telefonunu üçüncü kez arayışında açmıştı.

"Hey, Emma. Ne oldu, senin haberin var mı? Ona bir şey olmuş mu? Tanrım, yalvarırım kötü bir şey olmuş olmasın. O iyi mi?" Hızlı bir şekilde sıralamıştı cümlelerini.

"Bende bilmiyorum Dan. Bizimde yeni haberimiz oldu. Şuan hastaneye doğru gidiyoruz. Umalım ki kötü bir şeyi yoktur."

"Hangi hastane, bende geleceğim."

"Şehrin merkezinde bulunan özel bir  hastaneye kaldırmışlar."

"Tamam, he-hemen yol-yola çıkıyorum."

"Dan, iyi misin?"

"Se-sen beni boşv-boşver. İyiy-iyiyim."

"Peki, arabanı dikkatli kullan! Lütfen sende onun gibi aşırı hız yapma."

"Ta-tamam merak et-etme."

"Hastanede görüşürüz o zaman."

"Görü-rüşürüz, hasta-tanede."

Dan, ona bir şey olacak korkusuyla deli gibi ağlıyordu. Peki, ne mi olmuştu? Şöyleki; Dan haberlerde Tom'un araba sürerken direksiyonunun kontrolünü kaybettiğini, büyük bir ağaca çarptığını ve aşırı hızlı gittiği içinde arabanın çarpışma etkisiyle havada bi' kaç kez takla attığını görmüştü. Sağlık ekiplerinin onu arabanın içerisinden zor çıkarttığını ve hayati tehlikesinin ciddi olabileceğini de öğrenmişti. Anlayacağınız üzere de bu haber Dan'i yıkmıştı.

The Boy Who Chooses Love || Feltcliffe -ASKIDA-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin