0.5

469 57 123
                                    

Tom, Dan'in evine biraz da olsa yerleşmişti. Dan, kendisini çok yormaması için uyarıp duruyor; peşinden ayrılmıyordu. Aslında tüm işi Dan yapmıştı fakat tüm işi Tom yapışcasına davranıyordu.

Tom bu durumdan hiç de şikayetçi değildi. Oldukça hoşuna gidiyordu. Dan'de şikayetçi falan değildi. Sadece biraz fazla Tom'un üstüne titriyordu.

"Hey, Tom. Ama sana onu ben taşırım demiştim. Kendini neden yoruyorsun ki, bırak onu bana ver. Hadi ama inatlaşma da ver şunu."

Tom şuan elinde ki kutuyu Dan'den kaçırarak on yaşındaki çocuklar gibi davranıyordu. Hâlâ yaraları tazeydi ve hareket kapasitesi de kısıtlıydı, yani illaki Dan onu kolayca yakalardı. Kaçmasının bi' mantığı yoktu fakat yine de eğlenceliydi. Kime ne ki, onlar işin sonucunda gülüp eğlenmiyorlar mıydı?

"O zaman beni yakalaman gerek, ANNE!"

"Ne annesi be?! Aa, seni bi' yakalarsam... Gel buraya çabuk, TOM!"

Her ikisi de gülüyordu. Kabul etmek lazım ki birbirleriyle uğraşmayı seviyorlardı. Böyle küçük şakalarla falan işte.

"Hah, boşa konuşacağına icraata geç, sen ilk önce hele."

"Ahahah, şimdi yakaladım seni."

"Tabii, tabii."

Tom daha hızlı koşmaya başlamıştı. Öyleki Dan, onu yakaladığında ne yapacağını planlıyordu. Tabii ki en sonunda ne yapacağını bulmuştu. Onu şaşırtarak yine kaçacaktı.

"Dan, DAN! Ne oldu kaçtın mı?"

Tom, başka bir odadan çıkarak önüne aniden çıkan Dan ile olduğu yerde donup kalmıştı.

"Bak bakayım, kaçmış mıyım?"

Dan, Tom'un üstüne doğru yürümeye başlamıştı. Tom'da geriye doğru atıyordu adımlarını. En sonunda sırtı duvarla buluşunca durmak zorunda kalmıştı. Dan, ona iyice yaklaşmış, aralarında sadece bir adım vardı. Tom bi' açıdan şanslıydı; Boyu ondan daha uzundu. Bunu fırsata çevirmesi gerekiyordu. Aklına çok pislikçe bir şey gelmişti. :D

Eliyle uzaktaki bir yeri gösterip "Aman Tanrım, bir fare!" diye bağırdı. Dan hızlıca arkasına döndüğünde Tom onun bu boşluğundan yararlanarak elindeki kutuyu hızlıca yere koyduktan sonra onu kendiyle duvar arasına sıkıştırdı. Dan neye uğradığını anlamamıştı bile. Sonra kafasına denk etti. Lanet olsun, oyuna gelmişti!

"Malfoy'culuk mu oynuyorsun sen, ha? Cık, cık, cık bu sana hiç yakışdı mı?"

Tom, sinsice bir gülümseme attıktan sonra "Bilmem, yakıştı mı?" demişti. Sonrasında ise ona doğru daha fazla eğildi. Yüzleri artık çok yakındı. Nefesleri birbirlerinin dudaklarına çarpıyordu. Bu her ikisinin de ürpermesine neden olmuştu.

"Ş-şey, Tom?" Dan domatese dönmüştü. Gerçekten bu an çok mükemmeldi fakat bozmasa orada bayılıp kalacağına emindi. Sonra birde Tom onu taşımakla uğraşmasın. Aslında taşıması hoşuna gidebilirdi de onun yaraları felan var ya hani.

Tom aslında içten içe baya bir utanıyordu fakat Dan'in halini görünce geri çekilmek yerine oluru varmış gibi daha da yaklaşmıştı, şuan burunları birbirlerine değiyordu. İki eli de duvarda, Dan'in geçişini engelliyordu.

"Bi-biz ne ya-yapıyoruz, T-tom?"

"Aslında bulunduğumuz pozisyonda seni ö-öpmem lazım. İster misin?" Tom gerçekten bir pislikti. Hani yani şuan Dan ona öp dese ne yapabilirdi ki?

"De-denesene o zaman."

"Bekle, ne?" Dan de aynı Tom gibi, onun bu boşluğundan yararlanarak oradan hemencecik çıkmış, yerdeki kutuyu alarak da hızlı ve seri adımlarla kaçmıştı.

The Boy Who Chooses Love || Feltcliffe -ASKIDA-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin