The Boy Who Chooses Love || Feltcliffe -ASKIDA-

0.6

"Tom, yemek hazır. Gel hadi."

Tom anında ayaklanmış, hızlıca masanın yanına gitmişti. Öyle bir acıkmıştı ki her şeyi yiyebileceğini düşünüyordu.

"Ah, Daniel enfes görünüyorlar. Ellerine sağlık."

"Ahahah, Tom çok acıkmışsın, galiba? Hadi ama sadece soslu makarna yaptım. Yine de teşekkür ederim. Afiyet olsun."

"Makarna deyip geçmeyeceksin. Her şeye sebep olabilir bu şey."

"Ha, ne gibi şeylere?"

"Eh, boş ver. Anlatmakla değil de uygulayarak göstermek daha mantıklı. Şimdi yapıp da seni rahatsız etmeyeyim."

"Ne olduğunu anlamasam da bu bakışlarından beni utandıracak başka bir şey olduğu çıkarımında bulunup konuyu kapatıyorum."

"En mantıklısı."

Sohbet ederek yemeklerini yiyorlardı. Yaklaşık yarım saat geçtikten sonra masayı toplamışlar ve içeriye film izlemek için geçmişlerdi.

"Ne izlemek istersin?"

"Emm, bana fark etmez. Sen seç birini."

"Peki, öyleyse bunu seçiyorum ve itiraz falan kabul etmiyorum." Sinsi bir şekilde sırıtmış, ardından da filmi açmıştı.

Dan, Tom'un sabah yaptıklarının intikamını alıyordu. Tom'un korku filmlerinden biraz korktuğunu gayet iyi biliyordu. Bu yüzden bi' tane korku filmi seçmişti. Böylece film boyunca ve sonrasında da onunla rahatça dalga geçebilecekti.

Film başlamıştı. Açılışı bile çok ürpertici olan bu film, daha şimdiden Tom'u germeye yetmişti.

Dakikalar hızlıca geçiyor, geçiyor ve geçiyordu. Filmin ortalarındaydılar. Ama Tom için yarım saat değil de resmen bir asır gibi gelmişti. Rahatsız olduğu için yavaştan terlemeye de başlamıştı. İzlediği sahne yüzünden küçük bir çığlık atıp Dan'e sarılmıştı. Böyle sahneler çok vardı ve aniden çıkıyordu. İlk başlarda dayansa da artık korktuğunu açık bir şekilde belli ediyordu.

Dan, Tom'un ona aniden sarılmasıyla irkilmişti. Kolları şuan belindeydi ve yüzü ise boynuna oldukça yakındı. Nefesini boynunda hissetmesi ona garip duygular yaşatıyordu.

"Tom, iyi misin?"

Tom, biraz kıpırdandıktan sonra Dan'e dönerek "İyiyim." demişti.

Biraz daha Dan'e yapışıp onu koltuğa iyice sıkıştırmıştı.

Dan, bu yakınlıktan dolayı biraz telaş yapmıştı. Bu bu yüzden hızlıca Tom'a dönüp "Ah, istersen burada bırakalım filmi? Hatta direk kapatayım ben." diyerek ayağa kalkıp onun kollarından çıktı. Hızlıca televizyonu kapattıktan sonra bir öneri de bulundu.

"Em, şey biraz rahatlamak istersin sanırım?" Dan konuşurken dolaptan çıkardığı bir viski şişesini Tom'a doğru gösterip isteyip istemediğini sordu.

"Olur, biraz gevşemek iyi gelir."

Dan, viskiyi bardaklara koyup birini Tom'a vermişti. Karşılıklı oturduktan sonra hem konuşup hem de viskilerini yudumlamaya başladılar. Bir, iki bardak derken şu an dördüncüyü bitiriyorlardı. Hafiften sarhoş olmaya başlamışlardı. 

''Ee, ikimizin başrolü oynaması sence nasıl bir şey? Bana kalırsa gerçekten şanslı olduğumu söylerim.''

''Neden şanslı olduğunu düşündün ki? Yani bir başkası ile belki daha iyi bir partner olurdunuz?''

''Ah, hadi ama Dan. Daha çekimler başlamadı bile. Yani nereden bileceksin ki bizim iyi birer partner olup olmayacağımızı? Hem ben bir başkasıyla oynayacak olsam bu kadar rahat ve mutlu olmazdım, eminim ki.''