Park Jimin Öfkesi

2K 132 62
                                    

Ay'a sesleniyorum yerin yedi kat altından; Nerede diyorum korku ve hüzünle, nerede benim güzel sevgilim?
Burada diyor ay burada kalbinin en derin gizli köşesinde. Öyle korkuyla gizlemişsin ki güzel sevgili, kimse görmesin diye narin sevgilini.
                                         
                                           ~Maria~

Adamaları gönderdikten sonra kapıyı
kapatmış,önünde mavi peluş pijamalı şaşkınca gözlerini kocaman açmış ona bakan bir adet Jungkook duruyordu, saçları dağılmış gözlerine düşmüş ağzı şaşkınlıkla açılmıştı.

Tavşana benziyordu...

Bir açıklama istediği belliydi fakat Jimin ona ne diyecekti? Onu tam tanımıyordu herşeyi ona anlatamazdı ne diyeceğini bilmiyordu böyle zamanlarda pat diye konuşurdu bu şekilde kurtarırdı paçasını.

"Ne diyorsun sen?!"

"Ah ufaklık sakin ol seni korumak için öyle dedim"

"Ne anlaşması ayrıca neden beni koruyorsun asıl sen kimsin Park jimin?"

"Sana hesap vereceğimi mi düşündün cidden?"

Söylenilen sözler karşınsında öylece Jimin'e bakıyordu ne zannediyordu kendisini, bu şekilde onunla konuşmamalıydı.

"Ne bekliyorsun ki bir şeyler yapacaksın bende susacak mıyım?"

Jungkook'un üstüne yürümüş kolundan çekip az önce kapatığı kapı ile kendi arasına aldı, aralarında bir iki santim vardı.

Jungkook'un yüreği hiç çarpmadığı kadar hızlı çarpıyordu ne yapmaya çalışıyordu bu adam!

Ah delirecekti birde hâla ona yaklaşıyordu biraz daha yaklaşsa öpüşeceklerdi, biran önce çekilmeliydi. Jungkook kollarında itip uzaklaştırmaya yeltendi ancak Park Jimin yerinden milim oynamıyordu öylece durmuş gözlerinin içine bakıyordu Jungkook ise onu  gözleri hariç heryere.

"Aynen öyle ufaklık  ben birşeyler yapacağım ve sen susacaksın. Ufak bir anlaşma yapalım mı?"

Kenara sıkışmıştı yalan söylmek istemiyordu anlaşmayıda merak ediyordu, Jimin'in nefesini dudaklarında hissediyordu bu durumdan kurtulacaksa kabul edebilirdi çünkü hızlı atan kalbi büyük ihtimalle bu konuşmadan sonra Jungkook'un ruhuna elvada diyip durmuştu.

"Peki, biraz uzaklaşır mısın?"

Uzaklaşmıyordu öylece durmuş gülüyordu, komik olan neydi? Jungkook can veriyordu remsen.

"Neden böylede anlaşma yapabiliriz"

"Yok yapamayız. Ah çekil be nefes alayım artık"

"İyi içeri geçip oturalım"

Yüzündeki gülüş silinmemiş oturma odasına yürüyordu, küçüğün üstünde etki bırakmak hoşuna gitmişti biraz daha oynasa ne olurdu ki?
Hiçbir şey elbette çünkü Park Jimin istiyorsa yapardı.

Jungkook arkasından ilerleyip koltuğa  oturmuş iki saniye geçmeden Jimin'in kuacğına çekilmişti, şimdi iki bacağı yanda olucak şekilde Jimin'in kucağında oturuyordu.

"Napıyorsun bıraksan ya"

Durmadan kalkmaya çalışıyor aynı yerine tekrar geri oturuyordu bunu yaparken Jimin'in kucağında zıpladığından habersizdi, ateşle oynuyordu.

"Ufaklık zıpaldığın yere dikkat et tek zor durumda kalan ben olamam"

Olayı yeni fark etmiş far tutulmuş tavşan misali Jimin'e bakıp kalmıştı herşey onun yüzündendi. Ondan korkuyorduda şimdilik hiç hareket etmeden oturmak en iyisiydi.

Man of the roses/JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin