14.BÖLÜM

426 36 6
                                    

multimedya : peter var..

& MARY &

Alarmın çalmasıyla uyandım. Ah tanrım saat daha 06.00.  Linda bu halimi görse teşekkür manyağına dönerdi. Yataktan çıktığım gibi banyoya fırladım, ayılmam lazımdı. Ayılmanın tek yolu da duştan geçiyordu. Su harikaydı, gerçekten ayılmıştım. Üstüme rahat edebileceğim kot pantolon, gömlek giydim. Her ihtimale karşı çantamı boynuma silahımı da pantolonuma yeleştirdim. Spor ayakkabımı da giyince hazırdım. Tek yapmam gereken şey evden çıkarken Robert’e görünmemekti. Odanın kapısını açarak merdivenlerden aşağı indim. Hayaletten farkım yoktu o kadar sessizdim ki, ben bile inanacaktım evden kimsenin çıkmadığına. Ama söylediğim gibi bir tek ben inanırdım. Dış kapıyı tam açıyordum ki Robert’in arkadan sesi geldi.

“- mary nereye gidiyorsun” sesi çok ciddiydi.

Son birkaç gündür ondan bir şeyler sakladığımı anlamıştı ama bunu ona söyleyemezdim bu onun güvenliği içindi. Doğal davranmaya çalıştım. Ses tonumu da sakin tutmaya dikkat ediyordum.

 “- aaaaaa Günaydın Robert. Bende tam spor yapmak için çıkıyordum. Bu aralar fazla kilo aldım da” diyip elimi karnımın üstünde gezdirdim suratımda hafif bir sırıtış vardı. Robert suratımdaki sırıtışa inat bir şekilde kahkaha attı. Onu daha önce de kahkaha atarken görmüştüm ve bu kahkahaya onlardan çok uzaktı. Daha çok ‘beni buna inandırabilir misin?’ türündendi. Konuşmaya başladığında düşüncelerimde yanılmadığımı da anlamıştım.

 “- evet, bende inandım zaten sen iki yılda bir spor yaparsın ve yaptığında ise üzerine kot ve gömlek giyersin dimi? Ama yok bunların hiç biri değil. Benden neler sakladığını anlatacak mısın?”

Ne diyebilirdim ki her şeyi anlamıştı. Sadece ondan neyi sakladığımı öğrenmek istiyordu ama ona bunu yapamazdım. Onu tehlikeye atmaktansa konuşmamayı tercih ederdim.

Ona cevap vermeden kapıdan çıktım arabama doğru arkama hiç bakmadan yürüyordum arabaya bindiğimde kapıda kimsenin olmadığını gördüm. Bunların hepsini hak ediyordum. Çok geçmeden arabayı çalıştırdım. Şimdi iş zamanıydı Robert’le sonra ilgilenecektim. 

 …………………………

Arabayı kadınların evlerine yakın bir yerde indirdim. Sıra evleri gözetlemeye gelmişti. İki ailenin de komşu olması benim için çok iyi olmuştu. Onlara daha iyi göz kulak olabilirdim en azından onlar belli bir yaşa gelene kadar. Biz avcıların böyle bir sorunu yoktu bizler 100 yaşına gelince yaşlanmaya başlıyorduk. Bu yüzden Linda ve Peter’i izleyebilecektim hatta onlarla tekrar arkadaş bile olabilirdik. 

Evler sessizdi kadınları ortalıkta görmüyordum. Biraz daha bekledim linda’nın yeni annesi bahçeye çıkmıştı. linda bebek haliyle çok tatlı görünüyordu. İyimi yapmıştım kötümü hiçbir fikrim yoktu. Ama linda yerimde olsaydı oda aynısını yapardı. Bundan adım gibi emindim. Şimdi ise yapmam gereken tek şey beklemekti.

 

20 yıl sonra

 

& LİNDA &

Okula yine geç kalmıştım. Peter beni beklemekten ağaç olmuştur. Çantamı alıp aşağı indim. Annem aşağıda beni bekliyordu. Yüzünde ise onaylamaz bir ifade vardı. Yanına gidip yanağına kocaman bir öpücük kondurdum.

“- akşam görüşürüz annecim.” dedim ve sırıtarak evden çıktım. Kapıyı kapatıp arkama döndüğüm de Peter’le çarpışmam bir oldu.

“- ah Peter sana en az on bin defa beni kapının dibinde bekleme dedim ama sen hala aynısın” dedim ama onun beni taktığı yoktu. Bazen kendime hayret ediyordum. Onunla nasıl çıkıyor ve ona nasıl tahammül ediyordum ama her insan sevdiği insana tahammül ederdi. İşte benimde Peter’e tahammülümün sebebi. Ona çılgınlar gibi âşıktım.

Söylediklerime aldırış etmeden yanıma geldi ve elini belime doladı. Ailelerimiz ilişkimize saygı gösteriyor ve arkamızdaydılar. Okula gitmek için Peter’in arabasına bindim. Arabayı çalıştırırken Peter’ın cümlesiyle onda olan dikkatim biraz daha yoğunlaştı.

“- linda yeni komşularımızla tanıştın mı? Bizim üniversiteyi kazanmışlar. Sabah koşu yaparken onlardan biriyle tanıştım” dedi. Ne yani bensiz kızlarla konuşmuş birde bana marifetini mi anlatıyor. Fazla yüklenmeden hesap sorsam iyi olurdu araba kullanıyorken kavga etmek istemezdim onunla.

“- iyi kız güzel miydi bari. Umarım dibine düşmemişsindir” dedim.

Sözlerim üzerine minik bir kahkaha patlatmıştı. Kahkahasının sesi en güzel şarkıyı dinlemekle eş değerdi. Gülerken ortaya çıkan gamzesinde, kuşlar yuva yapmak için sıra beklerdi. Lakin gamzesinin üzerini sadece benim dudaklarım kaplardı. Gözlerimle yüzünü tararken, bakışlarım yüzünü eskitmek üzereydi. Konuştuğunda ise nihayet dikkatimi toplayabilmiştim.

“- evet, çok iyi biriydi. Kız arkadaşıyla beraber buraya gelmişler, okula en yakın evi de burada bulmuşlar” dedi. 

Oh tanrım demek yeni komşularımız bizim gibi sevimli bir çiftti.

NOT: VOTE VE YORUMLARI UNUTMAYIN LÜTFEN

AVCILAR OKULUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin