Aydın tesbihini sallayıp etrafına bakarken, yanındaki arkadaşları bugün okulda çıkan kavgayı konuşuyordu. Kendi kavgası olmayınca diğer kavgalar ile ilgilenmiyordu.
"Yunus gidip onuncu sınıflardan kısa boylu bir çocuğa dalmış, bir de gelip göğüs kabartıyor." Ertuğrul okul kravatını elinde kırıştırırken.
"On ikinci sınıf olunca ona bir güç geldi anam." dedi Fatih dalga geçer gibi.
"Aydın gibi olamıyor ki.. Adam Özgür'den başkasıyla kavga etmiyor resmen. Düzenli manitası gibi, fight buddy." onlar kendi kendilerine gülüşürken Aydın boş bakışlarını onlara çevirdi.
"Ne boş adamlarsınız lan siz." dedi elini onlara uzatırken.
"Aha geliyor seninki." dedi Ertuğrul, Aydın kafasını çevirip baktığında karşı sokaktan mavi gözlü gencin telefonla konuşarak yürüdüğünü gördü.
Onu görünce otomatik olarak yavşak bir şekilde sırıtırken, tesbihini çevirmeye devam etti. Özgür hafifçe gülümseyerek bir şeyler konuşurken, daha kendini fark etmemişti.
"Allah, Allah, Allah,Allah bu nasıl sevmek..." diye hafifçe bağırarak şarkıyı mırıldandığında Özgür'ün mavileri kendine döndü.
Ertuğrul ve Fatih gülerek geriye yaslandılar. Aydın'ın bu çocuğa bulaşmasını seviyorlardı. Özellikle Aydın İbrahim Tatlıses'den parçalar ile ona bulaşınca Özgür çok fazla sinirleniyordu.
Aydın sırıtarak onu izlerken, Özgür sıkıntılı bir nefes verip dişlerini sıkarak gözlerini önüne çevirdi. Üzerindeki okul gömleği ve pantolonunu çıkarmadığı için muhtemelen babasının yanından geliyordu.
Mavi gözlü çocuk önünden geçerken, Aydın daha fazla sırıttı.
"Maviliii!" diye bağırdı arkasında sırıtarak.
"Ananın amı!" diye bağırdı Özgür en sonunda dayanamayarak. Arkasını dönmeden konuşmuştu.
Aydın ve arkadaşları kahkaha ararken küçük kedi sinirli sinirli diğer sokağa dönerek gözden kaybolurken Aydın hâlâ arkasından gülerek bakıyordu.
---
Açıklamayı KAVGALIM kitabına yazacağım...
