Huysuz ve öfkeli

809 36 2
                                    

En son nerde kalmıştık biz? Demirin amacını sorgulamadan, nefes nefese kalmış bir şekilde ona karşılık vermiş ve bu da yetmez gibi o şekilde üvey abim tarafından mı basılmıştık ne?

Demir konusunu sonra düşünürüm de karşıma geçmiş bana dik dik bakan Akay'a ne diyeceğim şuan kafamda dolanan en önemli soru bu aslında. Buldum, şuan ki durum normal, her zaman beni bu şekilde basıyormuş gibi davranacağım. Şuan mantıklı gelen tek fikir buydu çünkü.

"Neden buradasın?" Dedim aniden ses tonum sertti çünkü sonunda ne olacağını, diğer bir deyişle Demir'in yüzüne nasıl bakacağımı düşünmeden ona karşılık vermiştim ben fakat Akay bu işi henüz gerçekleştiremeden 'Demirin yüzüne nasıl bakacağım?' sorusuyla baş başa bıraktı beni. Ne dediğimi muhtemelen anlamışsınızdır eğer anlamadıysanız da birazdan anlarsınız...

Gerçekleştiremediğim şeyin bedelini en çokta utancını, yaşadığım yetmiyormuş gibi bir de benden bir açıklama bekleyen Akay'a karşı duyduğum utançta eksik değildi tabii.

En azından sinirim utancımdan daha ağır basıyordu sonunda bir konuda şans benden yana.

"Son konuşmadan sonra sevgili kardeşimi öyle bırakmak içime sinmemişti. Bu nedenle gönlünü almaya gelmiştim." Dedi ve yüzüne yayılan kötü bir sırıtma ile konuşmaya devam etti. "Keşke gelmeseymişim Demir senden gönlünü değil de, daha da güzel bir şey alacakken böldüm sizi sanırım."

Sinirimin, utanma hissinden daha baskın olmasına bir kere daha sevinerek "Aynen, keşke gelmeseydin Demir o şeyi alacakken böldün." Dedim.

Yüzümü üzgün bir şekle sokmuştum. Ardından Demir'e baktım ve göz kırptım. Gülerek kafasını çevirdi bu durumda aşağı sarkan dudaklarım yukarı kıvrıldı. Çünkü şuan aynı utanıyormuş gibi bir hali vardı ki eğer öyleyse yalnız olmadığıma sevinirdim doğrusu.

Akay Demir'e bakıp "Sende neymişsin vay şaşırttın beni." Dedi aniden. "Miran'a karşılık vermeyeceğimi düşünmende beni şaşırtmıştı." Dedi Demir.

Ben şok olmuş bir şekilde o ikisine baka kalmıştım. İkisinin de cevapları hiç beklemediğim şeylerdi en çokta Demir'in o gün bizi dinlemesi ve bir şey bilmiyormuş gibi davranması cidden bu çocuğun amacını düşünmekten kafayı yiyecektim en sonunda. Zaten o toplanan halıya takılmamda benim suçum değil Demirin suçuydu. Ben sakar değilim. Değilim, of neyse ne...

Her şey iyi güzelde Demir'in bu kadar iyi davranmasının nedeni neydi? Kafasında ne var bu çocuğun? Cidden kafayı yedirtecekti bana...

Konuşmaya katılmaya son vermiş pür dikkat dinlemeye devam ediyordum.

"Demek Miranla konuşmamı dinledin? Ayıp ama Demir. Ailen bunun yanlış bir davranış olduğunu öğretmedi mi sana?"

"Ailemin bana ne öğrettiğine takılmayın siz. En çokta bu çocuğu o kadar önemsemenize rağmen 'Bunu hak etmişsin sen.' Demenize şaşırdım. Ben olsam kardeşim ne yaparsa yapsın onu asla o halde bırakmazdım."

"Seni ilgilendirmeyen şeyler hakkında konuşmamalısın Demir.. Hele ki benim Miran'a olan davranışlarım veya yaptığım şeyler seni hiç ilgilendirmez. Hem onu öyle bıraksam da şuan buradayım değil mi? Her neyse bir daha yaptıklarıma şaşırmamayı öğren senin için daha kolay olur.. Gidiyorum, ben sizde yapacak olduğunuz şeye devam mı edersiniz uyur musunuz her neyse işte."

Akay ne kadar bozulmamış görünse de anlamıştım. Hızlıca kapıya yöneldi ve ayrıldı.

"Akayla, öz kardeş olmasak bile bunu bana hiç yansıtmadan hep yanımdaydı dediklerin baya kızdırdı onu yoksa o kadar sert çıkışmazdı." dedim. "Biliyorum senide onu da tanıyorum, sizin aksinize."

Anormal (Boxyboy)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin