THT 17 SAVAŞ ÇAĞRISI

258 21 12
                                    

MULTİMEDYA: PRENSES TALİA VERA KRAL HAZER ALPAR

Prenses Talia Vera, sarayının bahçesine fidan ekmek istemişti. Ailesi adına fidanlar dikmişti.

"Ne güzel, huzurlu görünüyorsunuz bugün" Mia gülümseyerek elinde ki fidanı Prensese uzattı.

"Toprak, denilince çoğu kişinin aklına ölüm gelir. Ama toprağı görmesini, bakmasını bilene huzur da verir." Prenses Talia Vera, Mia'ya bakarak gülümsedi. Genç kız, her ne kadar gülümsese de Prensesin gözlerinde hüzün vardı.

"Size hep huzur verecekse bu bahçeye bir sürü fidan ekebilirim." Prenses sesli bir şekilde gülmüştü. Mia şaşkınlık içerisinde kıza bakıyordu. İlk defa onun sesli bir şekilde güldüğünü görmüştü. Sadece gülemserdi. Yıllar aldığı gülüşünü geri mi? Veriyordu.

"Olur bunu yapalım." Prensese doğru yaklaşan bir asker ile ciddi haline geri döndü.

"Prensesim" Askerin gergin sesi Prensesin huzurunu alt üst etmişti.

"Söyle" Prenses sert çıkan sesiyle askere baktı.

"Ledan'a gönderdiğiniz elçiniz geldi sizinle konuşmak ister." Prenses elinde ki fidanı Mia'ya verdi. Saraya doğru ilerledi.

"Tez huzuruma gelsin." Prenses sarayda ilerledi. Ve tahttının bulunduğu yere geldi. Tahttına oturduğunda oldukça ciddi görünüyordu.

"Prensesim" Prenses ciddi bir ifade ile elçiye bakıyordu.

"Bana iyi bir haber getirmemiş gibisin" Demişti. Oldukça merak etmişti.

"Söyleyeceğim şeyler hiç iyi değil Prensesim" Prenses kaşlarını çattı. Sağ tarafında duran. Komutanlar İsfendiyar ve Arat'ta aynı ifadeyle elçiyi izliyordu. Elçi Ledan kralı ile yaptığı konuşmayı tüm detaylarıyla anlatmıştı. Prenses kendisine yapılan hakaretlere sinirlenerek hızla tahtında kalktı.

 Prenses kendisine yapılan hakaretlere sinirlenerek hızla tahtında kalktı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Temsilidir.)

"Bu ne hadsizliktir. Buna nasıl cüret eder. O kimdir ki benim hakkım da böyle kelam eder." Prenses öfkelenmişti. Sinirden düşünemiyordu. Kendisi hakkında çoban bile gözetemez denmesi onun sinirlerini bozmuştu.

"Prensesim Kral Hazer Alpar, hırslarının kurbanı olan bir Kral olduğu aşikar. Siz böyle öfkelenip onun istediğini ona vermeyin" Komutan Arat Prensesi sakinleşmeye çalışıyordu. "Onun istediği sizi öfkelendirip mantıklı düşünmenizi engellemektir. Ve hata yapmanızı sağlamaktır." Diye de devam etmişti. Prenses Ellerini hızla saçlarından geçirdi. Sinirle hareket etmemeliydi. Sinirliyken hiç bir şey düşünmemeliydi. Tahttına oturdu. Bir kaç dakika gözlerini yumdu. Sakin kalmaya çalışıyordu.

"Komutan İsfendiyar ve Komutan Arat Jeyan askerlerini savaşa hazırlayın. Ne gerekiyorsa yapasınız. Topraklarımı Ledan'a bırakmayacağım." Komutanlar bu kararı vereceğini biliyordu. Ama Ledan şuan onlardan daha güçlüydü. Devletin hazinesi halka yardım için kullanıldığından az miktarda hazine var idi.

TEHLİKELİ TOPRAKLAR 1 VE 2. SERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin