Herkes hazırlandığında bavulları alıp çağırdıkları taksiyi beklemek için aşağıya inmişlerdi.
Youngbin'in tek başına kalmaması için Taeyong Dawon'u çağırmıştı. Onun evinde kalmaları onun için sorun değil aksine onur olurdu.
Taksi sonunda geldiğinde Taeyong öne binmiş kalan üçlü ise arkaya binmişti. Şoför bavulları yerleştirdikten sonra koltuğuna gelmiş nereye gideceklerini öğrenip aracı çalıştırmıştı.
Arkada birbirlerine sürekli cilve yapan ikiliye karşı Hwiyoung göz devirmekten görme yetisini kaybedebilirdi.
Taeyong ise dikiz aynasından sevdiceğini izleyerek geçirdi bu yolculuğunu.Yaklaşık 45 dakikanın ardından sessiz yolculukları sonunda bitmişti.
Taeyong Rowon'un tüm ısrarlarına hatta yalvarmasına rağmen taksiyi ödemiş ardından Rowon'un dırdırını çekmek zorunda kalmıştı.
Havaalanındaki kontrolleri geçtikten sonra uçağa ulaşmış gece olmadan binebilmiş ve yerleşmişlerdi.
Hwiyoung Taeyong oturduğu gibi yanına oturmuş ve tüm gözlerin ona dönmesini sağlamış.
Taeyong--"Ne oldu Hwi?"
Hwiyoung--"Oturdum yani ne olabilir ki?"Diyerek güldüğünde herkeste ona gülmüştü. Rowon onlarla dalga geçerken Chani etrafını süzmeyi bırakıp ortama döndü.
Chani--"Taeyong sen emin misin uçak bileti aldığına?Burada sadece bir varız ve baya bizim için gibi bu uçak."
Taeyong bütün gözler ona döndüğünde yutkunarak arkadaşlarına döndü.
Taeyong--"Yani babam göndermiş yapabileceğim bir şey yok."
Rowon--"Ne gerek vardı Tae bu kadarına."
Chani--"Evet gerçekten kabul edemeyiz."
Tae başını Hwiyoung'a çevirdiğinde Hwiyoung elindeki cipsten ağzına bir tane atıp konuşmaya katıldı.
Hwiyoung--"Ben gayet kabul ederim, benlik sıkıntı yok."
Chani sinsice bakıp elinde ki yastığı Hwiyoung'a fırlattığında hepsi gülmüştü.
Taeyang--"Sizde sıkıntı etmeyin arkadaşlar.Ne var ki bunda? Lütfen sadece bu bir kaç günlük tatilin tadını çıkaralım."
Herkes karşı çıkmayıp yerine yerleştiğinde memnuniyetle etrafına baktı Taeyang.
Chani ve Rowon hemen yan taraflarındaki geniş koltuklara yayılmışlardı.Taeyang da Hwi ile arasında bulunan kolluk yerini kaldırıp Hwiyoung'u kendine doğru çekti.
Hwiyoung belini saran kol ile gülümseyip kafasını sevdiğinin göğsüne gömdü, derin bir nefes aldıktan sonra kafasını kaldırıp Tae'ye baktı.
Hwiyoung--"Cidden çok özlemişim seni.."
Taeyang'un hissettiği mutluluk iki üç katına çıkarken Hwiyoung'un saçları arasında kokulu bir öpücük kondurdu.
Taeyang--"Bu kısa tatilde hem stresimizden kurtuluruz hemde özlemimizi gideririz."
Hwiyoung--"Abimi nasıl buna ikna ettin anlayamıyorum bir türlü."
Taeyang--"Bu kadar güzel birini kollarıma almaya ikna etmişim abin ne ki?"
Hwiyoung tebessüm ile yerinde dikelip bir elini Taeyang'ın yanağına yerleştirdi. Baş parmağı ile yumuşak deriyi okşarken konuşmasına devam etti.
Hwiyoung--"Orasıda öyle tabi."
Taeyang şu an gülen çocuğa göz devirip etrafına bakındı. Chani ve Rowon'un kucak kucağa uyuduğunu görünce gururla gülümseyip anında sevdiceğinin(ben bu kelimeyi çok seviyorum gençler,bakınız:sevdim+seveceğim:sevdiceğim) dudaklarına yapışmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Animyoung Güneşi |HwiTae/Taehwi| BXB
FanfictionHalisülasyonlar ile başlayan bir gündüze uyandım. Aydınlanmak için bir gece aradım. Küçük bir gece yeterdi, canım acıyordu. Karanlığa gömülürken, onu gördüm. O benim gecelerim değildi. O gündüzdü, güneşin ta kendisi. Sadece bazen sıkışan göğüs ka...