İyi okumalar canlarım
Gözlerimi kolumda hissettiğim ince sızıyla açtım ''Ah!''
Sağ bileğim de nasıl ve ne zaman oluştuğunu bilmediğim ince bir kesik vardı.
Sağlam olan sol elimle gözlerimi ovalayıp kesiğe daha dikkatli baktım. Bir dakika bu da neyin nesiydi ya?
Bileğimi tamamıya kaplayan halka şeklinde bir kesik vardı, ve etrafı sanki- sanki kızgın yağa batırılmış gibi yara halindeydi.
Elim- elimin hali bileğimden daha beter bi görüntü içindeydi.
Sanki kangrenli birinin eliymiş gibi, bana ait değilmiş gibi görünüyordu.
Parmak boğumlarım morarmış -hatta kararmaya yüz tutmuş- bi haldeydi.
Lanet olsun! Binlerce kez lanet olsun!
Gözlerimi bileğimden çekip etrafımı incelemeye başladım.
Camları olmayan, duvarları dökülmüş, kötü kokulu ufak bir oda -oda bile denilmicek kadar küçük- gibi bi yerdeydim.
Üstünde oturduğum, eskimiş minderden destek alarak ayağa kalktım. Bir adım atmamla, geriye çekilmem bir oldu.
Ayak bileğime baktığım da büyük bir şok dalgasının vücuduma yayıldığını hissettim.
Ayak bileğime geçirilmiş bir zincir vardı. Zincirin ucu ise duvarla bütün olan, demir aralığa bağlıydı.
İşlerin ters gittiğini anladığım da bağırmaya başladım.
''İmdaat!''
''Sesimi duyan yokmu!''
''Yardım edin, lütfen''
Bağırmaktan sesim kısıldığın da bu işten böyle kurtulamıcağımı anladım.
Üstünden kalktığım mindere dikkatlice geri oturduğum da, ayak bileğimi tutsak eden zincirin bağlı olduğu demir aralıktan bakmaya çalıştım.
Çimenlerden başka birşey görünmüyordu. Sağlam olan elime duvarı yumruklarken, tekrar bağırmaya başladım.
''Kimsiniz lan siz!''
''Ha, kimsiniz!''
''O kadar adamsanız karşıma çıksanıza! Hadi ama!''
''Sesimi duyan kimse yok mu? Lanet olsun hepinize!''
Bi tıkırtı duyduğumda bağırmayı kesip, sesin geldiği yöne baktım. O da neydi öyle?
Biraz daha eğilip sesin geldiği yere baktığım da hiç bişey göremedim.
Dışardan geldi herhalde diye düşünüp kendimi rahatlatmaya çalışırken, aynı sesi tekrar duydum.
Ayaklarımın dibinden siyah bir böcek hızla geçtiğin de avazım çıktığı kadar bağırmaya başladım.
''Kurtarın benii!''
''Kimse yok muu?''
''Lütfen çıkartın benıi-''
Vucudumda hissettiğim uyuşmayla göz kapaklarım istemimden çıkıp yavaşça kapanmaya başladı.
Bilincim kapanmadan önce duydugum tek ses, sert bir kadın sesiydi.
..
Gözlerimi yavaşça araladığım da, hala aynı yerde olduğumu gördüm.
Başımı kaldırmaya çalıştığım an, başıma giren ağrıyla yüzümü buruşturdum, lanet olsun neydi bu çektiğim!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Aynası (ASKIYA ALINDI)
AcakAilesine yapılan her eziyeti, bir bir ödetmek için bu işe kalkışan Gece, nefretin ateşiyle karşılaşıyor. Gece'nin Ateş'iyle tanıştığınız da, nefretle aşkın da bir arada olabiliceğini anlayacaksınız. Kesinlikle izinsiz kullanılması yasaktır. ©