Jongin hâlâ meşguldü, böylece Sehun çabucak yatak odasına geçip kısa bir süre önce esmer olanı düşünerek aldığı şeylerle odayı hazırladı. Jongin'in, üzerinde sadece kot pantolonuyla dolaşmasına nasıl bir zaafı olduğunu bildiğinden tişörtünü -dövüşte aldığı bazı sağlam darbelerden dolayı hafifçe homurdanarak- çıkardı ve çamaşır sepetine attı. Ardından kot pantolonu belinin epey aşağısında, çıplak ayaklarla salona gitti ve Jongin'in perdelerin arasından pastaneye doğru baktığını gördü. Bunu yaptığını daha önce de görmüş ama bundan bahsetmemişti. Jongin'in özel anlarını çalmakta bir anlam göremiyordu.
Sessizce arkasına geçerek kollarını onun beline doladı ve sıkıca kendine çekti. Jongin huzurlu bir şekilde mırıldanarak kendini ona teslim etti ve kafasını bir yana eğdi. Sshun bu boynu baştan sona yalamak istiyordu ama henüz onu uyararak zihnini bulandırmak istemiyordu. Şimdilik.
“Bu gece ne kadar içtin güzelim?”
Jongin yanıt verirken gözleri hâlâ kapalıydı. “Akşam hafif sarhoştum ama üç kadeh şarap benim limitim. Onu aşarsam sabahleyin deli gibi bir baş ağrısıyla uyanıyorum. Ya sen?”
“On iki yaşımdan beri içtiğimden fazlasını değil.” Jongin'in o sıcak kıkırdaması adamın göğsünde titreşti. “Konu alkole gelince ne kadar ileri görüşlü olduğunu unutuyorum.”
“Çıplaklığı, seksi ve daha doğrusu tüm eğlenceli şeyleri de unutma."
Sehun neşesini mümkün olduğunca kontrol altında tutmak için altdudağını ısırdı. “Biliyorum,” dedi alnını esmerin alnına değdirerek. “Bana güveniyor musun Jongin?” Koyu çikolata rengi gözler ona baktı. Jongin'in onu sorgulayacağını ya da bunu düşünmek için uzunca bir süre bekleyeceğini sandı. Ama Jongin anında yanıt verdi: “Tamamen.”
“Güzel,” dedi adam, sesi her zamankinden boğuk çıkmıştı. “Şimdilik konuşmayacağız ve ben söyleyene kadar da kımıldama.”
Sehun onun arkasında kalarak Jongin'i ağır hareketlerle soymaya başladı, her çıkardığı parçanın ardından Jongin'in tenini okşuyordu. Sonunda Jongin'in üzerinde sadece dantelli siyah tangası kaldı. Bu görüntüye bayılıyordu. Sehun avcunu esmerin boğazına, çenesinin altına yerleştirdi ve kafasını geriye yatırarak planlarını onun kulağına fısıldadı.
“Bu gece kendimi tutmayacağım, Kim Jongin.” Dilinin ucuyla esmerin kulağının kenarını yaladığında onun kollarında titrediğini hissetti. “Ne istediğim ve nasıl istediğim konusunda artık kontrollü olmak yok. Bu geceden sonra, benim olduğuna dair hiçbir şüphen kalmayacak.”
🍩🍪🍰🧁🥧
Sehun, Jongin'i elinden tutarak götürürken Jongin, adamı gözleriyle yemenin tadını çıkardı. Adamı sürekli evde tişörtsüz dolaşması için teşvik ediyordu çünkü gerçekten de böyle bir mükemmelliği saklamak suçtu. Sehun, onun isteklerine bir süre uyduktan sonra çok geçmeden “üstsüze üstsüz” kuralını getirmişti. Mızıkçı çocuk.
Lanet olsun, adamın üzerinde sadece kot pantolonu varken bakmaya doyamadığı şey neydi? Jongin bakışlarını, adamın göbek deliğinin altındaki o hoş çizgiye kaydırdığında, şort lastiğinin izinin olmadığını fark etti. Sehun'un şort giymediği, çıplak penisinin kot pantolonun içinde büyüdüğü düşüncesi onu fena halde tahrik etti.
Sehun onu loş yatak odasına götürdüğünde manzara karşısında soluğu kesildi. Yatak siyah saten çarşaflarla kaplıydı. Komodin ve şifonyerin üzerine değişik boylarda sütun mumlar konmuştu. Fitillerin ucundaki minik alevler titreşerek yumuşak, beyaz gölgeler oluşturuyor, odayı belli belirsiz bir vanilya aromasıyla dolduruyorlardı.