7.Bölüm " İlk ve Son "

24 2 4
                                    

Dün  kafeden  çıktıktan  hemen  sonra  eve  gelmiş ve dünün yorgunluğuyla kendimi uykunun kollarına bırakmıştım . Şimdi ise hazırlanmış bir şekilde okula gidiyordum . Heyecanlıydım onu göreceğim için merak ediyordum .
Acaba o da beni tanımış miydi ? Umarım unutmamıştır çünkü ben onu hiç unutmadım hani deriz ya ilk aşklar hiç unutulmaz diye benim için de öyleydi o benim ilk aşkımdı .  Çocukken en saf ve en temiz duygularla sevdiğim çocukluk  aşkımdı o benim ...

Unutmak ,  zor sanırız  ama  zor olan unutmak mıdır sizce ? bence asıl zor  olan  unutmak   değil kalbe söz geçirememektir aslında ...
Aklın kabul eder ama kalp asla bir türlü vazgeçemezsin  sevmekten , özlemekten . Ne kadar çabalarsan çabala bazen bazı şeyler olmayınca olmuyor maalesef ...

Ondan uzağa gitmek uzaklaşmak bile işe yaramıyorki  bazen  her çaba yine başa sarıyor her şeyi  , o döngü yine devam ediyor her zamanki gibi ... 
Öyle bir özlüyorsun  ki bir an önce yine kavuşmak istiyorsun oysa sadece sana kalan geceleri onu düşünmek ve rüyalarında düşlemek kalıyor .
Özdemir Asaf  şöyle diyor bir sözünde ;

"Aşk ; görmekten çok özlemeyi sever ,
Dokunmaktan  çok  düşlemeyi ...
Ve aşk öyle haindir ki ;
Nerde imkansız varsa onu sever ."

Çok seviyorum bu sözü o kadar doğru ki diye düşünürken birinin dokunmasiyla korkudan çığlık attım . Arkama dönüp baktığımda Ada olduğunu gördüm içim rahatlamıştı onu görünce .

"Nereye daldın bakim sen deminden beri seni çağırıyorum bir türlü duymuyorsun "

"Özür dilerim  dalmadim aslında ama  ,   nasıl duymadım bilmiyorum "

"Neyse , zaten okula geldik bir şey demiyorum ama sonra konuşucaz bu konuyu geciştiriyorum sanma sakın "
Tamam dedim birlikte sınıfa çıktık biz geçince hocada çok geçmeden  gelip direk derse başlamıştı . Pür dikkat hocayı dinliyordum  sınavlarımiz yaklaşıyordu  ve ben düşük almak istemiyordum . Aradan on dakika geçti kapı çaldı ve içeri Rüzgar girdi.
Girer girmez benim yanıma doğru gelmeye başladı .

"İnsan bir özür diler "
"Ne için "
"Bir de soruyor musun ne için olacak tabiki derse geç kaldığın  için "
Beni hiç tinlamayip önüne döndü .
"Ben kimseden özür dilemem "
"Merak etme  özür dileyince bir şey olmaz özür dilemek seni alçaltmaz tersine yüceltir ama sana hak veriyorum şuan ,  deyince  merakla dönüp yüzüme baktı  bir kitapta okumuştum Freud ; " Hatalı olduğunu anlamak ve özür dilemek sadece beynini kullanabilen insanlara özgüdür demişti haklıymış "dedim .

Bana inanamaz gibi şaşkın  şaşkın  yüzüme bakmaya devam etti . Direk önüme döndüm resmen ona beyinsiz demiştim ne oldu birden bire bana anlamadım .
İnsanlara karşı hep kibar davranirdim  ama bu sefer içimden öyle söylemek gelmişti istemsiz bir şekilde . Zil çalınca direk sınıftan çıkıp gitmişti , sanırım bana kızgındi ona çok kaba davranmıştim kabul ediyordum gidip özür dilemem gerekiyordu  koridordan geçerken fark etmeden birine çarpmıştım kafamı kaldırıp baktığımda Mahir olduğunu gördüm .

"Mahir "
"Gece "
"Senin burada ne işin var ?  "
" Bir arkadaşım burda okuyor da onun yanına gelmiştim sen peki "
"Bende bu okulda  okuyorum "
"Sevindim  burda okumana bu arada  kafede sarki söylemiştin ya gerçekten sesin çok güzelmiş "
"Sağol , teşekkür ederim"
"Hep mi söylüyorsun peki "
"Hayır , sadece geçici bir süreliğine "
"Anladım " dedi tam o sırada yanımızdan Görkem ve Yağız geçti Mahir ' i görünce durdular arkadanda Rüzgar geliyordu o da birden durdu üçüde sinirli  sinirli Mahir ' e bakıyorlardı .
İlk konuşan Rüzgar oldu .

"Senin ne işin var burda "
"Seni ilgilendirmez "
"Beni zorlama Mahir "
"Allah alla zorlarsam nolur , ne yaparsın Rüzgar "
"Neler yapabileceğimi daha önce gösterdim sanıyordum "
Deyince Mahir birden susmustu.  Kim bilir bu ikisi arasında neler geçmişti .
Mahir sinirle yanımızdan ayrılıp gitti .
Üçünün bakışları  bana dönünce yanlarından  koşarak kaçıp  gittim . Korkmuştum  birden  . Sonraki   saatler öyle böyle geçmiş çıkış saati gelmişti  bugün hastaneye annemin yanına gidecektim  vedalaşmak  için bugün  onu  son  görüşümdü .

***
Onu  gördüğümde doktorların yanında sandalyede öylece durmuş yere bakıyordu  yanına gittim bir yandan ağlıyor bir yandan anneme öyle bakıyordum . Sanırım insanın yazarken ,  konuşurken  en çok zorlandığı nokta  burası tıkanıyor resmen   burada sözcükler düğüm düğüm oldu boğazımda konuşmaya çalıştıkça daha da batıyordu boğazıma bir çocuk hata yaptığında annesi düzeltir hatalarını , doğruları o öğretir çocuğuna bir insanın kendisini bulması zaman alıyor ...

Tek istegim onun zor zamanlarimda yanımda olmasıydı , yaralarımı sarmama yardımcı olmasıydı . Hiç bir zaman olmadın ,  olamadın  bugünde tamamen gidiyorsun benden anne ama gönlüm rahat bana yaptıkların için sana hiç kızmadım bugünde kızgın değilim hayatta iki önemli şey vardır biri sevmek diğeri ise affetmek sana olan sevgim öyle büyüktü ki affettim seni anne ...

Gözleri beni bulunca öylece bakmaya başladı sonra iki gözünden birden yaş aktı ağlıyordu ilk defa bana bakarak hemde , o an dayanamayıp gidip sarıldım hem ağlıyor hem ona sımsıkı sarılıyordum o da bana sarılınca şaşırmıştım ilk defa annem bana kendi isteğiyle sarılıyordu sanki bir şeyler oluyordu da benim haberim yoktu  ama bu his ne kadar güzelmiş dedim kendime insanı güvende hissettiriyordu . İlk ve son defa kokladım saçlarını   son bir  kez daha sarılıp ayrıldım .
Adnan Amcaya annemin birden bana böyle davranmasını sebebini sorduğumda  beni  o  an    geciştirmişti bende pek üzerinde durmamıştim .
Ağlayarak  gözyaşlarıyla
Veda ettim  ona   bindirirlerken arkasından  söylediğim tek şey  ise

"Hoşçakal Anne " olmuştu  hoşçakal ...
O an bunun benim için son Veda ,  son  Terkediliş ve  , son kaybediş olmasını diledim ...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 12, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BİR AVUÇ NEFES Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin