Burnumda hissettiğim hafif baskıyla kaşlarımı çattım. Hala uykuda olduğum için küçük mırıltılar çıkararak yatakta yan döndüm. Arkamdan kısık bir kıkırtı duydum ama bunu umursamadan uyumaya devam ettim. Dün gece çok geç uyumuştum ve şuan hiç uyanmaya niyetim yoktu.
"Ggukie..."
Kulağımın hemen yanında duyduğum kısık sesle "Hmm..." diye bir mırıltı çıkardım ama arkamdaki kişi pes etmemiş olmalı ki kulağıma doğru sıcak nefesini verdi. Bunu yapmasıyla huysuz mırıltılar çıkararak üzerimdeki ince battaniyeyi kafama kadar çektim. Bu hareketimle büyük bir kahkaha sesi duydum ve yarım saattir benimle uğraşan kişinin kim olduğunu anladım.
Kim Taehyung.
Dün gece onun yüzünden geç saatlere kadar uyuyamamıştım ve şimdi de uyumama izin vermiyordu. Neden?!
Kafama kadar çektiğim ince battaniyenin içine daha çok gömüldüm. Uyumak istiyordum ve mümkünse uyuyacaktım da. O yüzden kapalı gözlerimi daha sıkı kapatarak uyumaya çalıştım ama yavaşça üzerimden çekilen battaniye ile bu çabam sona erdi.
"Yah! Uyumak istiyorum ama!" diyerek gözlerim kapalı bir şekilde mızmızlandığımda tekrar bir gülme sesi duydum. Bu sefer sinirlerim bozulduğu için "Gülme ya!" diye çığırdım.
"Sen önce gözlerini aç minik tavşan."
"Hayır, açmayacağım!" diye inatlaştığımda "Peki." dedi ve adım sesleri duydum. Gittiğini sanıp tam sevinecektim ki karnımın etrafında hissettiğim parmaklar ile gözlerimi kocaman açtım ve gülmeye başladım. Beni gıdıklıyordu!
"H-hyung!"
"Kalkacak mısın? Hm?"
"T-tam-tamam! Kal-kalkacağım!" diye zar zor gülmelerimin arasından konuştuğumda parmaklarının hareketi durdu ve eğilerek yanağıma hızla bir öpücük bırakıp ayağa kalktı.
"Senin için tost yaptım, onlar soğumadan aşağı gel. Sonra da okula bırakırım seni." diyerek benim cevap vermemi beklemeden odadan çıktı - ki o öpücükten sonra cevap veremezdim zaten.
Kalbim yine hızlanmıştı. Öyle çok hızlı atıyordu ki bir an yerinden çıkacak sandım. Elimi kalbimin üzerine koyup gözlerimi kapattım. Sakin ol Jeongguk. Sadece yanağından öptü. Basit bir öpücük. Sakin.
Kendimi sakinleştirmek çabalarım olumlu sonuçlandığında yataktan kalkarak giysi dolabının önüne geldim. Dolabı açıp rastgele siyah bir pantolon ve siyah boğazlı bir kazak aldım. Hava soğuktu ve çabuk üşüyen biri olarak kazak giymem çok doğru bir karardı.
Odadaki banyoya girerek küçük işlerimi halladerek çıktım ve aynaya son kez bakarak saçlarımı karıştırıp odadan çıktım.
Aşağı indiğimde koltukta ters bir şekilde uyuyan Hoseok hyungu görmüştüm. Onun bu haline gülerek mutfağa doğru ilerledim.
Mutfaktan içeri girdiğimde sandalyeye oturmuş, kaşlarını çatarak elinde sıktığı telefona bakan Taehyung hyungu gördüm. Karşısındaki sandalyeyi çekerek oturup masanın üzerindeki tostlardan bir tanesini alarak bir ısırık aldım.
"Bir sorun mu var hyung?" diye ağzım dolu bir şekilde sordum. Bakışlarını bana çevirip gülümseyerek "Önemli bir şey değil." dedi ve tabaktaki tostlardan bir tanesini de o aldı.
Sessiz bir şekilde tostlarımızı yemeye devam ettik. Sessizliği sevmezdim ama ne diyeceğimi bilemediğim için öylece tostuma odaklandım. Onun hakkında çok bir şey bilmiyordum ve o da pek bahsetmiyordu. Ben de sormaya çekindiğim için soramıyordum. Meraklı Jeongguk sanki ortadan kaybolmuş gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Just For You | TAEKOOK
Fanfic"Sadece senin için sensizliğe katlanıyorum..." Başlangıç tarihi: 16.11.2020 Bitiş tarihi: 05.03.2021 Texting/düzyazı