Taehyung'tan;
Bütün işlerim bitmişti ve şimdi de Jeongguk'u okuldan almak için çıkacaktım. Sabah ki olaydan dolayı heyecanlıydım ve açıkcası Jeongguk'tan bunu beklemiyordu. Ah! Bir de kaçıp gitmesi yok mu...
Odamdan telefonumu almak için oraya doğru yöneldim. Kapıyı açtığımda ise gördüğüm kişiyle çenemi sıktım. Mark, elinde telefonumla masamın önündeki koltuklara oturmuş bir şekilde sırıtarak bana bakıyordu.
"Ne işin var senin burada?! Ayrıca telefonum neden sen de?!" diyerek hızla yanına gidip telefonumu elinden aldım. Hala sırıtıyordu piç.
"Çok kabasın sen ama! Jeongguk seni böyle sevmez ki!" diyerek üzülmüş gibi yaparak dudaklarını büzdü. Sikeceğim şimdi belasını!
"Siktir git! Seninle uğraşamam!" diyerek kapıya doğru ilerlediğimde "Gidecek misin yani? Tüh! Ben de çok önemli bir şey diyecektim." diyerek arkamdan konuştuğunda onu takmayarak odadan dışarı çıktım ama tekrar duyduğum sesi ile durmak zorunda kaldım.
"Jeongguk'u gerçekten seviyor musun Kim Taehyung?"
Arkamı dönüp odanın kapısına yaslanmış olan Mark'ın yanına giderek omuzlarından ittim ve odaya girmesini sağladım. Dengesini son anda kurarak masanın önündeki koltuklardan birine oturup sadece sırıttı. Cidden! Sinirlerimi bozuyor bu çocuk!
"Ne demeye çalışıyorsun orospu çocuğu?!" diyerek karşısına geçtim ama ben ne kadar sinirliysem o, o kadar sakindi.
"Hiiç, sadece Jeongguk'a olan büyük aşkından bahsetmek istersin diye düşündüm. Yanlış mı düşünmüşüm? Hm?"
"Yanlış düşünmüşsün! Bu seni zerre kadar ilgilendirmez!"
"Peki, sen öyle diyorsan." dediğinde bir elimle yüzümü sıvazladım ve karşısındaki koltuğa geçip oturdum. Hiçbir şey yokken bu piç buraya gelmezdi. Bir boklar çevirdiği çok belliydi.
"Neden buradasın Mark?" diye sorduğumda küçük bir kıkırtı bıraktı odaya.
"Eski dostumu görmeye geldim ben sadece."
"Senin de dediğin gibi 'eski dost'. Bana şimdi gerçekten neden geldiğini söyle."
"Ah...Sadece... Seni uyarmak için gelmiştim. Evet! Gelecek hakkında uyarmak için geldim." dediğinde arkama yaslanarak küçük bir kıkırtı çıkardım dudaklarımın arasından.
"Hmm... Nasıl desem bilmiyorum ama... Biliyorsun, ben hep tetikteyimdir." diyerek sırıttığımda büyük bir kahkaha attı. Kahkahası sinirlerimi bozmuştu ama bunu belli etmemek için ifademi sabit tuttum.
"Kim Taehyung... Bence bu kadar emin konuşmamalısın. Sonuçta gelecek hakkında kimse hiçbir şey bilemez. Değil mi eski dostum?"
Söyledikleri beni biraz tedirgin etmişti. Hiçbir konuda şüphe duymazdım ben ama konu Jeongguk olunca kendimden bile şüphe duyuyordum.
Odada yankılanan sesle boşlukta olan bakışlarımı ona çevirdim. Telefonunu eline aldığında yüzündeki sırıtış daha da çok büyüdü ve "Ah! Ben gitsem iyi olur, sen de küçük tavşanını daha fazla bekletme. Biliyorsun, havalar soğuk." dedi.
Bir şey dememi beklemeden çıkıp gittiğinde sadece arkasından bakabilmiştim. O... O Jeongguk'u beklettiğimi nerden biliyordu?
Aklıma gelen şey ile hızla rehberimden Jeongguk'un adına basarak telefonu kulağıma dayadım. Odadan hızla çıkıp bar çıkışına doğru ilerledim. Ellerim titriyordu ama bunu umursamadan yürümeye devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Just For You | TAEKOOK
Fanfiction"Sadece senin için sensizliğe katlanıyorum..." Başlangıç tarihi: 16.11.2020 Bitiş tarihi: 05.03.2021 Texting/düzyazı