EVEEED aynı gün içinde 3. bölümü yazıyom çünkü sıkılıyorum. işsiz biriyim ve bunu biliyorum UvU herneyse bol bakudekulu bi bölüm :D
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
İzuku gözlerini kapadı ve huzurlu bir şekilde kendini uykunun rahatlatıcı kollarına bırakmıştı.
"İyi geceler deku."
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
*üçüncü kişi ağzından anlatım*
Katsuki kahpe güneş ışıklarıyla savaş vererek gözlerini açmaya çalışıyordu fakat zorlanıyordu. Üstündeki ağırlığı yeni yeni fark etmişti.
"Bu koku ne lan çok güzel...hassiktir bu dekunun kokusu."
Katsuki hemen gözlerini açtı ve kafasını omzuna koyup kendisine sarılırken uyuyan bir adet İzuku buldu. Alnına yapışmış dağınık saçları ve çilleri ile çok tatlı görünüyordu. Dudakları hafif aralık bir şekilde uyuyan bu masum brokoli o kadar tatlı gözüküyorduki kim olursa olsun ona aşık olabilirdi. Katsuki karşısında duran bu manzarayı saatlerce izleyebilirdi fakat omzu sikilmişti. Olsundu. Buna değerdi. Düşünmeye başladı sonra:
"Beni bu kadar çabuk affettiğin için çok mutluyum deku fakat sanki bu biraz tuhaf gibi...Sana onca yaptığım şeyden sonra nasıl birden affetin? Kulağa hiç olasılıklı gelmiyor...Kendini öldüreceğini söylediğin günde beni affetmen ve şuanda böyle tatlı bir şekilde kollarımda uyuman...Tanrım eğer, eğer komadaysam ve bu bir rüyaysa, hiç uyanmayayım lütfen"
Sonsuza kadar bu şekilde kalmak istiyordu fakat çişi ona nah çekiyordu. Katsuki çişine lanet okuya okuya tuvalete doğru ilerledi ve çıkarken odanın kapısını kapattı. Kapının kapanma sesine uyanan deku önce normal bir şekilde uyandı, sonra ise gözlerini açıp nerede olduğunu görüp neler olduğunu hatırladığında yüzünün kızarmasını engelleyemedi. Brokolinin yüzü domates gibi kızarmıştı.
"Ben...Ben kacchanla birlikte mi uyudum?"
Başkasından duysa inanmayacağı şey yaşanmıştı. Mutluluktan çığlık atabilirdi ama can güvenliğini tehlikeye atmak istemiyordu, ayrıca boğazı acıyordu. Sıcacık yataktan kalktı, ve mutfağa doğru ilerleyip bir bardak alıp içine çeşmeden su koydu. Daha doğrusu tam koyuyordu ki Katsuki sessizce mutfağa gelene kadar.
"Deku-"
"HAY ALL MIGHT'IN SARI SAÇI-"
Tüm suyu kendi üstüne dökmeyi becermişti İzuku.
"LAN DEKU NAPIYOSUN IRZINA GEÇTİĞİM"
"KACCHAN NAPIYOSUN ÖYLE SİNSİ SİNSİ GELİNİR Mİ ALTIM SIÇTIM"
"GEÇ ODAMA BENİ BEKLE"
İzuku son zamanlarını yaşadığını anlamıştı. Odaya varıp yatağa oturduğunda kendi kendine konuşmaya başladı.
"Seni seviyorum anne..Seni seviyorum kacchan...Sonum böyle olacaktı demek.."
Katsuki bir bardak su içip odasına geri döndü. İzuku'yu ölmeye hazır bir şekilde bulunca gülmemek için kendini sıktı. Dolabına gidip öncekinden daha kısa bir şort ve kırmızı bir uzun kollu çıkardı. İzuku'nun yanına bıraktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
-forget me not-//~bakudeku~//
FanfictionNedenini sordu Katsuki kendi kendine. Neden her şey böyle olmuştu? Bu bir büyü müydü yoksa bir lanet mi?... Ne yapması gerekiyordu tüm bu olanlardan sonra?... Hayatına devam mı etmeliydi yoksa son mu vermeliydi. O da bilmiyordu. Bu hikayenin son...