*MEDYA EGE KARLI
Odama giren güneş ışığıyla beraber gözlerimi yeni bir güne daha açtım .
Bir süre tavana bakarak hayatı sorguladıktan sonra kalkıp rutin ihtiyaçlarımı hallettim .Kendime kahvaltı hazırlamaya başladığım da bugün ne yapsam diye düşünüyordum .
At çiftliğine gidebilirdim !
Çocukluk hayalim vardı ; bana ait bir atımın olması . 3 sene önce bu hayalimi gerçekleştirmiştim tabi babam sayesinde . Her ne kadar kendim almak istesem de buna izin vermemişti ki eğer ben alacak olsaydım bu bir kaç yıl daha uzardı çünkü bir işim yoktu . Aslında vardı ama ayrılmam gerekmişti.
Ben bir avukattım ama başta isteyerek okumamıştım , zamanla alışmıştım . Bazen anneler kendi yapmak istedikleri şeyleri yapamadıkları zaman çocuklarının yapmasını istermiş annem böyle demişti . Bizim fikirlerimiz hiç önemli değildi . İnsanların benim yüzümden kırılmaları en son isteyeceğim şeylerden biriydi. Bende avukat olmuştum . Daha önce ne olmak istiyordun diye sorarsanız aklımda bişey yoktu çünkü annem bana hep avukat olmayı aşılamıştı. En son Avukatlık stajımı bitirdikten sonra bir şirketle anlaşmıştım ama olmadı , adamların bana bakışları farklıydı .Mutlu olmadığım bir işte çalışmanın anlamı yoktu , parası ne olursa olsun . İster işsiz kalayım umrumda değildi , her gün o iğrenç bakışlara maruz kalmak istememiştim .Bu düşünceleri babamla paylaştığımda anlayışla karşılamıştı beni, destek çıkmıştı . Kendi şirketinde çalışmamı istemişti ama ben onun kızı olarak şirkete girmek istemiyordum . Diğer çalışanları nasıl alıyorlarsa beni de öyle alsınlar istiyordum. Belki de biraz ara vermek iyi gelirdi diye düşündüm . Daha sonra işten ayrıldım ve evimde mutlu olduğum şeylerle vakit geçirmeye başlamıştım . Yaklaşık 1 ay olmuştu . 1 aydır kendimi resime adıyor , boya kokularıyla uyanıyordum, melodiyle vakit geçiriyordum . Ah Melodiden bahsediyorduk değil mi!
Babamın Mimarlık şirketi olduğu için para konusunda sıkıntı çekmemiştik . Her neyse artık Melodi adını koyduğum bir ata sahiptim . İyi ki de sahiptim . Hayatta gerçekten vaz geçemediğim şeyler vardı .
Kitaplar , resim ve Melodi .
Bu üçü beni ben yapan şeylerdi . Beni mutlu eden şeylerMelodiyi görmek için can atıyordum 1 hafta önce gitmiştim aslında ama yine de onu özlüyordum . Melodi benim için sadece hayvan adı altında bir at değildi , arkadaşımdı . Hızlıca kahvaltımı yaptıktan sonra bulaşıkları makineye dizip odama çıktım .
Dolaptan siyah bol pantolonumu alıp üstüne uygun olan siyah kalın askılı büstiyerimi giymiş ve üzerine de beyaz kısa ceketimi almıştım . Saçlarımı topuz yaptıktan sonra siyah yandan asmalı çantamı alıp vanslarımı da giydikten sonra evi kontrol edip çıkmıştım .Arabamı park edip girişe doğru yöneldim . Burası en büyük çiftliklerdendi . Muhteşem binası ve çalışanlarıyla gerçekten gördüğü değeri de hak ediyordu .
Dışarda Mehmet amca çocuklarla vakit geçiriyordu . Mehmet amca buranın en yaşlı çalışanıydı . Çok iyi niyetli ,samimi bir amcamızdı ."Kolay gelsin Mehmet amca "
"Oo sağol kızım , bizi unuttun sandık "
"Olur mu Mehmet amcam , hiç unutur muyum aşk olsun "
"Öyle olsun bakalım "
"Kolay gelsin görüşürüz yine "
"Sağolasın kızım " dedi elini kaldırarak .
Ben binicilik eğitimi aldığım için melodiyle çiftlikte değil , dışarda dolaşırdık. Mehmet abinin durduğu kısımda ziyaretçiler ata biniyordu .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
A S E L
Teen FictionAçık pencereden hafif esen yelle birlikte boya kokuları burnumu doldurmuş ve yanağımı okşamıştı . Boya kokusunu parfümüm olarak kullanacak kadar bağlıydım . Yine resim yapıyordum ; ruhuma , bedenime iyi geliyordu , rahatlıyordum . Resim yapmak benim...