Bölüm 2: hüzün

37 5 9
                                    

(Giray'ın anlatımıyla)

Yine zehir gibi geçen uyku beni avuçları arasına aldı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yine zehir gibi geçen uyku beni avuçları arasına aldı. Yine kâbuslar eşlik etti bana. Yine annemin son hali film gibi gözümün önünden geçti. İçimde çok büyük bir özlem var. Anne özlemi. Hiçbir çocuk 20 yaşında annesine hasret kalmamalı. Evet çocuk...

Perdemin arasından vuran ay ışığı odamı yeterince aydınlatıyordu. Yatağımın yanında küçük bir masa vardı, üstünde sigara paketim. Pakette son iki tane sıgara vardı, birisini dudaklarımın arasına yerleştirdim ve çakmakla ucunu yaktım. Sigaranın dumanı uykusuz gözlerim ile temasa girince, gözlerimde hafiften bir yanma hissettim. Okadar sıkı kapattım ki gözlerimi, sanki herşeyi unutabilecekmişim gibi. İşe yaramadı....unutamadım.

Nekadar sürecekti bu böyle?

Kafamı duvara yaslamış düşünürken birden sıgarayı çok hızlı içime çekince öksürmeye başladım. Adeta nefesim kesilmiş gibi hissettim. Annemin ölümü aklıma geldi tam o an. Nefes alamamanın acısını çok hissetmişmiydi acaba ?

Boğazım kuru olduğu için her yutkunduğumda yanıyordu. Sıgara dumanlarını dalgın bir şekilde izlerken telefonun ekranı parladı. Sessizde olduğu için ses yoktu.

Utku kişisi sizi arıyor...

"Alo Giray, Esat abi bizi meydana bekliyor." Utku'nun sesi yorgun ama aynı zamanda endişeli geliyordu.

-"Tamam." bukadardı cevabım, ciddi birşey olmuştu belliydi.

Meydan dediğimiz Esat abinin ofisiydi. Ofisin altındaki depoyu eğitim zamanında kullanıyoruz, yani kullanıyolar. Benim artık eğitimim bittiği için...kullanmaya gerek duymuyordum.

20 yaşındayım ama bir adamı öldürebilecek güce, zekaya ve tekniklere sahibim. İnanılır gibi değil değil mi? 

Çok oyalanmayıp yatakten kalktım ve banyoya yürüdüm. Beni şuan biraz olsun ayıltabilecek tek şey soğuk bir duştu sanırım. Duşa girdim ve buz gibi suyun üstüme akmasına izin verdim.

Banyodan çıktıktan sonra odama gidip siyah bir kot pantolon giydim, havalar soğumaya başladığı için üstümede siyah boğazlı bir kazağımı geçirdim. Dolabımdaki silahı belime taktıktan sonra telefonumu da cebime atıp kapıya yöneldiğim sırada yere birşey düştü ve kırıldı. Okadar dalgındım ki fark etmemiştim bile.

Çerçeveydi, annemin, benim ve Kaanın olduğu fotoğraftı. Kaan ile ilk ve son fotoğrafımız. Onun ilk doğduğu zamanları hatırlıyorum. Okadar güzel bir bebeği hayatımda ilk kez gördüm. Bu fotoğraftada 1 yaşındaydı, kahve rengi gözleri kıvırcık saçları onu diğer bütün bebeklerden daha güzel yapıyordu. 

Acaba hâlâ yaşasaydı nasıl olurdu? Bunu kendime çok sordum biliyor musunuz. Ozaman bile düşünmüştüm babam kardeşimi de döver mi diye, ama yok onu ben koruyacaktım. Bu kendime verdiğim ilk sözümdü.

Sessiz ÇığlıklarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin