-UZAY.
Onu yaklaşık bir aydır izliyorum. En sevdiği şey yemek yemek. En nefret ettiği şey tükürerek konuşanlar ve yemeği şapırdatarak yiyenler. Zaafı ise vişne.Kesinlikle vişneye ve vişneli olan herşeye zaafı vardı. Tam bir siyah kadınıydı ve sarışın erkekler ona itici geliyordu.
En yakın arkadaşları Evren ve Beril'di. Alp kolejinde okuyordu. Eğlenceli bi kişiliği var gibi gözüküyordu ama bu yaptığı salaklıktan başka bişey değildi. Gerçekten çok sakardı. Düz yolda yürürken bile düşebiliyordu. Düşmüştüde
Giydiği etekten dizinde kalan yara izini görebiliyordum. Çoğu zaman Midye kafeye gidiyordu. Deniz kenarında bir yerdeydi. Deniz kokusu ve sesi ona huzur veriyordu ve buraya hep tek başına gelirdi. Beril'le bile buraya gelirken görmemiştim onu.
Maddi durumuna göre bu kafe biraz düşük kalıyordu. Bu zamana kadar kaç kişiyle çıktığını bilmiyordum. Yada öpüştüğünü. Veya seviştiğini..
Ama erkeklere yüz vermeyen biriydi. Belkide ULAŞILMAZı oynuyordu. Saf gibi görünsede aslında deyimi yerindeyse şeytan gibi kızdı. Bunu destekleyen birşeyini görmemiştim. Ama şuanlık düşüncem buydu ve doğru çıkacağına emindim.
Annesi yoktu ve piç kurusu babasıyla görünüşe göre arası pek iyi değildi. Zaten nerdeyse babası hiç eve gitmiyordu. Bize yaptıklarının hepsini ödeyecekti. Hemde fazlasıyla. Yaptığı yanına kalmayacaktı.
Bunun içinde kızı, MELODİ SERİNİ kendime aşık etmem gerekiyordu. Ben bunları düşünürken o herzamanki gibi her çarşamba okul çıkışı yine midye kafeye gidiyordu. Elinde okul çıkışı Beril'den aldığı defterden çektirdiği fotokopi kağıtları vardı. Yani ders notları
Kağıtları sıraya sokmaya çalışırken arkasından aceleyle geçen çocuk ona çarptı ve Melodi biraz sarsıldı. Ama düşmedi. Homurdandığını duyabiliyordum. Tekrar homurdanarak kağıtlarına dönerken önündeki kaldırımı görmemiş olmalı ki ayağı takıldı ve tam düşecekken kendini topladı.
Ama kağıtların düşmesini engelleyememişti. Eski türk filmleri gibi bi sahne olacağını biliyordum ama 1 ay süresince yeterince onu tanımıştım ve bir an önce harekete geçip bu işi uzatmadan bitirmek istiyordum.
Yoldan geçen birisiymiş gibi davranıp yere düşen kağıtlarını topladım ve o yerdeki diğer kağıtlarla uğraşırken elimdeki desteyi alıp onun yerde hala düzeltemediği destenin üstüne koydum. Bunu yaparken bilerek biraz yaklaşmıştım ona. Olurdu ya kalkarken göz göze gelinirdi. ilk görüşte aşk saçmalığı olurdu.
Ama tabikide karşımda anormal bir kız duruyordu. Boyle bişeyi beklemem çok saçmaydı. Kalkarken kafasını burnuma vurmuştu ve gerçekten acımıştı. Ahhhh salak salak salak! Beceriksiz aptal salak kız! Planladığım herşeyi bok ediyordu.
''Ya biraz dikkatli olur musunuz?'' dedi sakin bir şekilde ama sinirli olduğu gözlerinden okunuyordu.''Kafam kırıldı''
Sorunlu olmalıydı. Gerçekten sorunlu olmalıydı. Bi doktora görünmeliydi. Sinirimi belli ettirmemeye çalışarak ''Benimde burnum'' diye inledim.''Yardım etmeye çalışıyordum''
''Ahh üzgünüm bu aralar biraz dalgınım iyimisiniz?'' dedi desteleri bi bacağını kaldırdığı dizinde düzeltirken.
''Evet'' dedim sıkılgan bir şekilde. ''Ama numaranı alırsam daha iyi olabilirim''dedim giydiği etekten ve kaldırdığı bacağından altına bakarken.
Önce duraksadı ardından kafasını hafif kaldırıp gözlerini irileştirdi ve tek kaşını kaldırdı.''Pardon anlamadım?'' şaşkınlığı ve sinirli olduğu sesine yansımıştı.
''Kendini affettirmek istersen numaranı verebilirsin'' dedim sabırsız bir şekilde gülümseyerek.
''Yok artık. Siz erkeklerin hepsi aynısınız. Bu yaptığın çok yüzsüzce. Nasıl bu kadar yüzsüz olabiliyorsunuz?' diyip hızlı bi şekilde yanımdan geçti. Sesinde kızgınlık vardı. Sandığımdan sert çıkmıştı. Ama bu kadar kolay değildi. Pes etmeyeceğim. Ne olursa olsun, ne pahasına olursa olsun amacıma ulaşacaktım.
İlk deneyimim inşallah beğenmişsinizdir. Yazım hatalarım varsa maruz görün. İlk bölüm olduğundan kısa bi bölümdü. Diğer bölümler uzun olacak. :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ULAŞILMAZ.
Teen FictionYaptığım şeyden vazgeçmemem gerekiyordu. Ailemin intikamını almam gerekiyordu. Sonunda amacıma ulaşmış ve Melodi Serini kendime aşık etmiştim. Ama olmuyordu. Bir türlü basamıyordum şu tetiğe. Sonunda çektiğim acılar ve gördüğüm kabuslar belkide yok...