-sonra ne oldu kızım?
Diyen yaşlı kadınla gülümseyerek
-sonra ikiside mutlu yaşadı anna.
Kadın gülümseyip
-evlenmişler mi?
-evet. Hem de en mutlu şekilde.
Diyerek gülümsedi.
-larin!
Sesiyle hızla arkasını dönücekken eşi yanağını öptü.
-ya alaz yapma şunu.
Yaşlı kadın isimlerini duyunca şaşkınca baktı onlara.
Sabah larin sıkılınca buraya gelmişti. Yaşlı kadın ise sabahtan beri kitabını bitirdiği için sıkkındı. Larinden okuduğu ya da bildiği bir hikayeyi anlatmasını istemişti.
Sonra ise larin ona hayat hikayesini anlatmıştı. Kadın bayağı sevmişti.
Alaz kadına bakıp
-yoksa yine hayat hikayemizi mi anlattın?
-bayılıyorum bizi anlatmaya biliyorsun. Hem benim özgürlüğe kavuşmamı herkes duysun istedim.
-sen o larin misin? Hikayede ki?
-evet anna. Ben o larinim. Kendini lanetli sanıp dışarı çıkmaya korkan korkak kız. Bu da benim biricik sevdiğim alaz.
-peki sonra ne oldu size? Ne yaptınız? Nasıl buralara geldiniz?
-hayatımda hiç neredeyse dışarı çıkamadığım için dünyayı gezmeye karar verdik. Okullarımız varken her hafta sonu ve tatillerde türkiyeyi gezdik. Okullar bitince evlendik. Türkiyede gezmediğimiz yerleri bitirince azerbaycana oradan yurt dışına çıktık. Diller öğrendik okul zamanları onlarda işey yaradı.
-sonra küçük bir sürprizle karşılaştık. Bebeklerimiz oldu. Onlarla gezmek zordu. Onlar beş yaşına gelince tekrar gezmeye devam ettik.
-peki onlar nerede? Yani çocuklarınız?
-baba! Anne!
Diyerek koşarak yanlarına gelen bir kız ve bir oğlan vardı. İkiside yaşıt gibiydi.
-anne ikizime söyle onu ilk ben gördüm. Hem o erkekler için!
-baba ikizime söyle asıl ben ilk gördüm. Hem hiçte bile kızlarda giyebilir!
-çocuklar neden bahsediyorsunuz?
-sweetten tabi ki anne!
-aynısında yok mu?
-yok.
-o zaman başka bir tane daha alın ortak beğendiğiniz ve değişimli kullanın.
-ama ki-
-her hafta değiştirin. Ya da birinizinkinde kalsın alırsınız. Hiç yapmadığınız şey değil sonuçta.
Alaz yaşlı kadına dönüp
-onlar okusun diye burada kalıyoruz ama her yıl başka dil öğretip yer değiştiriyoruz. Geçen yıl ingilteredeydik. Ondan önceki yıl romanyada ve ondan önceki yıl azarbaycanda. Ondan öncesinde türkiyedeydik. Her tatillerde ailemizi ziyaret ediyoruz.
O sırada larin alazın elini tutup
-alaz şeker dükkanı!
Diyerek eliyle şeker mağazasını gösterdi. Alaz yaşlı kadına dönüp
-bazıları asla büyümüyor.
-şekerle bunun alakası yok! Sensin çocuk! Geçen küçük çocukla kavga eden ben değildim!
Diyerek larin sinirle giderken alaz hızla kadına dönüp
-iyi günler kendimi affettirmeliyim.
Diyerek larinin peşinden hızla ilerledi.
-hayatım hala çok güzel olduğunu kastediyordum! Yani hala güzelsin demek istedim!
Alaz ve larin büyük bir aşkla evlenmişti ve nur topu gibi ikizleri olmuştu. Alazın annesi ve larinin babası türkiyedeydi. Birlikte yaşıyorlardı. İkisi 40 yıllık dost gibi anlaşıyorlardı. Babası emekli olmuştu ve ikisi evde yaşlandıkları için aktivite arıyorlardı. İkisi kulüplere katılmışlardı hep kendi yaşıtlarıyla oyunlar oynuyor yeni hobiler ediniyorlardı.
Alas ise gökçeyle evlenmiş bir kızı ve 2 oğlu olmuştu. Türkiyede yaşıyorlardı. Arasıra onları ziyarete geliyorlardı ya da onlar gidiyordu. Alas kendi şirketlerinin ve larinin şirketlerinin türkiyedeki yerlerini kontrol ederken larin ve alaz ise yurt dışındakilere bakıyordu. Her hafta sonu bir yere gidiyorlardı çünkü.
Sonunda istedikleri mutlu hayataları bulmuştu ikiside.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Larin - Yarı Texting (Tamamlandı)
Short Story0532*******: seni 4 yıl önce gördüm ve o günden sonra bir daha unutamadım. Her gün seni izlerken buldum kendimi. 0532*******: yanına yaklaşan kızları kıskandım. Yanında olan herkesi kıskandım. 0532*******: çünkü onlar senin yanındaydı ve ben değil...