Bölüm 8; Gizem

38 4 154
                                    

Selaam! Bugün gerçekten de gizemli bir bölüm ile geldim^^ Umarım okurken eğlenirsiniz. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalarrr!

Gizem

Seyirciler dahil herkes dikkat kesilmiş, Alp'in konuşmasını dinlerken sanki o an oradan sıyrılmış gibiydim. En başından beri bu yarışmayı çok ciddiye almıştım ve şimdi gerçekten de ciddi bir hâl almıştı. Peki bu durumda, jürilerin daha mı seçici olması gerekiyordu? Onlar benim resmim hakkında ne düşünüyordu? Bana kaç puan vereceklerdi?

Tüm bunları düşünürken, Alp konuşmasını Gökçe Şahin'e devretti ve o da ayağa kalkmadan konuşmaya başladı. Bu konuşmanın en az cuma günleri okul çıkışında müdürün konuşması kadar sıkıcı olacağı şimdiden belliydi.

"Biliyorsunuz ki on beş yıldır bu yarışmayı düzenliyoruz. Birincilerin arasında çok başarılı olanlar da vardı, hak etmeyip birinci olanlar da.."

'Hak etmeyen birinciler' derken, yedinci yılda veliden rüşvet alıp, çocuklarının resmi berbat olmasına rağmen 10 veren İlker Pera'dan bahsediyordu. O adam zaten resimden anlamıyordu; rüşvet aldığı ortaya çıkınca da yarışmadan çekildi ve yerine Gülnaz Efecik geldi.

"Keşke gelmeseydi manyak kadın."

"...ama bu yıl tüm yarışmacılarımız eşit ve jürilerimiz adil. Kazanan İtalya'ya gidecek, Alp Bey anlatmıştı."

Sonra bize baktı ve devam etti.

"Çocuklar, ödülünüz çok büyük. Kiminiz para ödülü zannedip öylesine bir şeyler karaladınız, kiminiz ise gerçekten bu işi hakkıyla yapıp, saygı gösterdiniz. İşte o saygı bizim için, resim kâbiliyetinin iyi olmasından daha mühim."

Kim para ödülü zannedip öylesine bir şeyler karalar ki? Öyle olsa bile nasıl ilk seçmeyi geçebilirlerdi?

"Şimdi ise lafı uzatmadan yavaşça yarışmaya geçelim."

"Daha fazla uzatılamazdı.."

Gökçe Şahin tam başlatacakken; Gülnaz Efecik lafa atladı.

"Ben de bir şeyler eklemek istiyorum izninizle."

Küfür edercesine bir nefes bıraktım ve tahammülsüzce ne diyeceğini dinlemeye başladım.

"Biliyorsunuz ki on beş yıldır bu yarışmayı düzenliyoruz."

Anlaşılan o ki; Gökçe Hoca'nın dediklerini tekrarlayacaktı. Bu kadının amacı sadece konuşmaktı..

"Ülkemizde sanat eğitimi çok verilmiyor ama biz bu yetenekli gençlerimizi göz ardı edemeyiz. Bu yüzden para ödülündense İtalya'ya yollamak daha mantıklı geldi. Bu hünerleri harcamak istemeyiz, bu nedenle böyle müsabakalar onları bulmaya yardımcı oluyor. Teşekkürler."

Aslında beklediğimden daha mantıklı konuşmuştu ama kapanışı yapamamıştı. Hafifçe kıkırdadım ve olacakları izlemeye koyuldum.

Alp kenara geçti, jüriler sağ taraftan başlayarak tabloları incelerken, kalbim özgür kalmak isteyen bir güvercin gibi çırpınıyordu.

İlk tablo benimki gibi akrilik çalışmasıydı. Tablo dörde bölünmüştü ve her bir kısma bir mevsim konulmuştu. Güzel bir çalışmaydı, ama sanki bu yarışmaya biraz basit kaçmıştı. Jüriler de öyle düşünüyor gibiydi; oylamaya geçtiler.

"Bence gayet hoş bir resim, ama tekniğini geliştirebilirsin Eda'cığım. Benim puanım on üzerinden altı."

"Eda Gülen Gökçe Şahin'den altı puan alıyor!"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 03, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Hayatımın TuvaliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin