Kolunda ufak bir incinme olan Sana ve kardeşlerinin babaları Jimin ve Jungkook ve kafasında sargı ile gezmek durumda kalan Tzuyu'nin anne babası okula gelmişlerdi. Aslında ailelerinin gelme amacı olayı çözmekti fakat onlar da geldikten sonra iş daha da karışmıştı. Tzuyu'nin ailesi muhatap olarak karşısında gay bir çift beklemiyordu.
Müdür odasında yaşanan sert laf dalaşının ardından öğretmenler ve müdür güç bela ortalığı sakinleştirmişti. Yine de Tzuyu'nin babası ve Jungkook'un pek sakinleşmeye niyeti yoktu.
Hararetli geçen yarım saatin ardından üç kardeş uzaklaştırma cezası aldığında Tzuyu yüzünde sinsi bir gülümseme ile birlikte ailesiyle okuldan ayrılmıştı. Ayrılırken babasının söylemeleri hala duyuluyordu "Şaka gibi gerçekten kızımız sapıklarla aynı sınıfta okuyor."
Jungkook müdür odasından çıkınca üç çocuğuna sertçe bakıp kafasını çevirmişti. "Yürüyün üçünüz de hemen. Eve gidiyoruz."
Jimin önden sinirli bir şekilde giden Jungkook'u durdurmuştu "Biraz sakin mi olsan acaba?"
Jungkook eşini dinlemeyerek gidip arabanın ön koltuğuna binmişti. Eve varana kadar kimse tek kelime bile etmedi. Arada üç kardeş birbirlerine tedirgince bakıyorlardı. Daha sonra Sana ve Lia tepkisiz kalırken Niki her seferinde bir şey söylemeye yelteniyor fakat babası Jimin'in kaş göz işaretleri ile susuyordu.
...
Eve geldiklerinde de başta kimse bir şey demedi. Her şey normalmiş gibi günlük rutinlerini yapmışlardı.
Akşam yemeğinden sonra çocuklar sofradan kalkacak oldular ama Jungkook "Oturun konuşacaklarımız var" diyerek hepsini oturtmuştu.
"Sinirliyim çocuklar. Ama size değil."
"Bize değil mi?"
"Evet oğlum size değil. Kimse benim kızıma öyle şeyler söyleyemez. Eğer kardeşinizi korumamış olsaydınız sinirlenirdim size."
"Yani gerçekten kızmadınız mı bize?"
"Çocuklar bu her sorununuzda karşınızdakini dövebilirsiniz demek değil. Sorunlarınızı bu şekilde çözemezsiniz bu çok yalnış."
"Evet biliyoruz ama-"
"Çocuklar tamam. Şimdi bir konuda anlaşmamız gerekiyor. Bundan sonra bu şekilde kavgalar istemiyorum. Elbette içinizden birine bir yalnış yapıldığında hakkınızı arayın ama bu şekilde olmaz."
"Anlaştık baba" üç kardeş hep birlikte cevap vermişlerdi.
"O zaman telefonları alayım bakalım çok kızmamış olmam bir ceza almayacağınız anlamına gelmiyor."
Üçü de telefonlarını hiç itiraz etmeden masaya koymuştu.
Yemekten sonra Sana, Lia ve Niki babaları Jimin'le sohbet ederken Jungkook da telefonda Yoongi'ye kavgayı anlatmakla meşguldü. Daha sonra telefonu çocukların yanına getirmiş ve "Yoongi amcanızın size söyleyeceği bir şey varmış çocuklar." diyerek telefonu Sana'nın eline vermişti. Telefonun diğer ucundaki Yoongi "Çok uzatmayacağım çocuklar sadece tek bir şey söylemek istiyorum. İyi yapmışsınız."
...
Gece yatmadan önce Sana, Lia'nın odasına gelmişti ve Niki'nin de orada olduğunu görünce hepsi birden gülmeye başlamışlardı. Daha sonra da hep birlikte günün kritiğini yapmaya başlamışlardı. "Niki gördün mü Sana nasıl vuruyordu kıza?"
"Acaba kimse müdüre haber vermese ne olurdu?"
"Bence siz ablalarım kızı öldürürdünüz ben büyük ihtimalle birkaç dakika sonra aradan çekilirdim."
Bir süre daha o konuşmaların ardından Jungkook kapılarını açıp "Uyuyun artık saat geç oldu" diyerek hepsini kendi odalarına dağıtmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Art Of Compliment • SaiDa
FanfictionDahyun yıllardır sınıfındaki Sana isimli kıza platonik aşıktı. Söyleyecek cesareti kendinde bulamayarak anonim hesaptan ona yazarak yakınlaşmaya çalışıyordu.