14- İlan-ı Aşk

322 32 47
                                    

Derslerin başlamasına on dakika falan kala Dahyun okula gelmişti. Okulun bahçesinde gezerken bir yandan da etrafını tarıyordu gözleri. Az ötede sevdiği kızı kardeşleriyle birlikte kantinde kahve içerken görmüştü. Keşke o cesareti şu an bulabilsem dedi Dahyun. Ama yapamazdı. Sana'yı ne kadar sevse de kendisinin üstünde yarattığı etkiyi biliyordu Dahyun. Eğer biriyle yıllarca dalga geçip aşağılarsanız ondan cesaret bekleyemezdiniz. Ama Sana bekliyordu.

Aslında Sana'nın onda yarattığı etkiler görünenden de büyüktü. Artık onun karşısına geçtiğinde elleri terlemeye başlıyor ve diyeceği kelimeleri bir türlü seçemiyordu. Onun olduğu ortamlarda herhangi bir şey yapamıyor sadece başını eğip duruyordu. O sınıftayken tahtaya kalkmaya veya sorulara cevap vermeye bile çekiniyordu. Sana'ya bunca zaman mesaj atarak hislerini dile getirmişti. Fakat bunu yüz yüze yapması için kıyametin falan kopması gerekiyordu Dahyun'a göre. Onun yanında herhangi bir konuda konuşurken bile rahat olmamıştı hiçbir zaman. Büyük ihtimalle Sana, Dahyun'un sesini bile tam olarak tanımıyordu.

Okuldaki rehber öğretmenleri ile bu konu hakkında konuşmaya çalıştığında, öğretmenleri ona tüm bunların,  Dahyun'da sosyal anksiyeteye sebep olmuş olabileceğini söylemişti. Ve en kısa zamanda bir psikoloğa başvurması gerektiğini eklemişti. Dahyun bunu abisine anlattığında "bir de delirdin mi başımıza?" diyerek onu psikoloğa götürmeyi reddetmişti.

Günün geri kalanında da Dahyun, Sana'yı uzaktan izlemeye devam etmişti. Son tenefüste tuvaletten çıkarken önüne bakmıyordu ve Sana ile çarpıştılar. Birkaç saniye ikisi de sustuktan sonra Dahyun "Afedersin." demişti. "Sorun değil."

Kısa sürelik bir bakışmanın ardından Sana yoluna devam etmişti. Dahyun da birkaç saniye arkasından bakıp gitmişti.

Daha sonraki birkaç gün de bundan farksızdı.

En sonunda tekrardan Sana'ya mesaj atmaya karar vermişti. Eğer yine yüz yüze konuşmasını isterse, öyle yapacaktı.

Tofu: Selam
Tofu: Güzel bedenin çok yorulmuş olmalı. Bütün gün beynimin içinde dolanıp durduğundan

Sana: Hala yüzüme karşı konuşamayacak mısın?

Tofu: Merak etme
Tofu:Konuşacağım

Bu konuşmanın ertesi günü okula gittiğinde bir ağacın altında etrafında kalabalık bir grupla duran Sana'yı gördü Dahyun. "İşte" dedi "tam zamanı"

Yanlarına gitti ve "Sana biraz konuşma imkanımız var mı?" Sana'ya yazanın Dahyun olduğu yalnızca Lia biliyordu ve bu yüzden diğerleri neler olduğunu tam olarak anlayabilmiş değildi. "Ne diyeceksen burada de. Sonuçta Sana hiçbirimizden bir şey gizlemez." Konuşan Momo'ydu.

Dahyun titreyen ellerinde biriken terleri gömleğine silmişti. "Seni seviyorum Minatozaki Sana. Şimdiye kadar sana anonim olarak yazan da bendim. Son birkaç yıldır sana aşığım."

Sana mutlu bir şekilde sırıtacaktı neredeyse. Fakat etrafındaki kızların alayları ve gülmeleri ile durmuştu. "Şu küçük salağa bakın. Sana'ya aşık olduğunu sanıyor." Konuşan sınıflarındaki ukala ve kaba bir çocuk olan Soobin'di. O bunu dediğinde etrafındakiler de kahkaları koyvermişlerdi. "Oy kıyamam bir de ilanı aşk ediyor." Yuna'nın dediğiyle hepsi daha da eğlenir bir hal almıştı. Bu sefer içlerinde en çok eğlenen Sana gibiydi. Başta Dahyun'un dediklerinden memnun gibi görünen kız büyük ihtimalle arkadaşlarının yanında rezil olacağını düşündüğü için olsa gerek şu anda alay ediyordu karşısındaki insanla. 

"Git buradan Dahyun. Seninle çıkmayacağımı biliyorsun." İşte red yemişti Dahyun, Sana'dan.
"Şimdi gidiyorum. Bir daha görüşeceğimizi sanmam. Kendine iyi bak."

Dahyun okuldan ayrıldığında diğerleri hala gülüyordu. Sana ve Lia hariç. Sana arkasından vicdan azabı çekiyordu fakat belli etmemeye çalışıyordu. Yıllardır dalga geçip küçük gördüğü kızın kendisine aşık olmasını bir türlü gururuna yediremiyordu. Bu yüzden de sonra ne kadar pişman olacağını bilse de arkadaşlarına uyum sağlamıştı. Lia ise kız kardeşine onaylamaz bir şekilde bakıyordu.

Keşke gitmeseydi dedi Sana. Keşke.

Selam~
Nasılsınız? Ben çok iyi hissetmiyorum
Hem en önemli sınavımdan çıktım
Kalacak kadar kötü bir not beklemiyorum
Ama öyle yüksek bir not da almayacağım
Bir yandan da Grammy'e çok canım sıkıldı
Zaten leş bir tören olduğunu ve çok fazla haksızlık döndüğünü biliyordum
Bu yüzden ödülü vereceklerini ummuyordum
Sadece çocuklar çok heveslendiği için ve zaten yurt dışında sürekli ırkçılığa uğrayanlara ülkelerinde bile destek çıkılmadığı için üzülüyorum

The Art Of Compliment  • SaiDaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin