Sana'nın elleri titriyordu ve gözyaşları telefonun ekranın ıslatıyordu mesajı okurken. Defalarca okudu mesajı farkında olmadan. Mesajı yalnış anlamış olmak istiyordu. Sırf o arkadaşlarına uyup kendisini seven kızla alay ettiği için intihar etmiş olabileceğini düşünmek istemiyordu. Düşünemiyordu böyle bir şeyi, ihtimal veremiyordu.
Mesajı Lia'ya gösterdiğinde o hem Sana'yı sakinleştirmeye ve nefesi düzene sokmaya çalışıyordu hem de ambulans arayıp Dahyun'a ulaşmalarını sağlamaya çalışıyordu. Mesajı atalı çoktan iki saat olmuştu ve Dahyun mesajında birkaç saat sonra canına kıyacağını söylemişti.
Daha sonra kendileri de okuldan çıkıp Niki ile birlikte arabalarına binip adrese gitmeye başlamışlardı. Sana arka koltukta hıçkırarak ağlıyordu ve kendini parçalıyordu. Bir yandan da Niki' ye sürekli daha hızlı gitmesini söylüyordu bağırarak. Dahyun'a yetişememek deli gibi korkutuyordu onu. Lia ise hem kendisi ağlıyor hem de Sana'yı sakinleştirmeye çalışıyordu.
Adrese vardıklarında ambulansın kapıları kapanıyordu ve sedyeye yatırılmış olan Dahyun'u görmek kahretti Sana'yı. Yerde kanlar vardı.
Dahyun'un kanı.
Hastaneye vardıkalrında Dahyun ambulanstan indirilip sedye ile acile kaldırılıyordu. O sırada hala açık olan gözlerine baktı Sana. Arkasından nefesi yettiği kadar bağırıyordu.
"NEDEN YAPTIN BUNU DAHYUN? NEDEN?"Daha sonra hastaneye Dahyun'un ailesi de çağırılmıştı. Yani sadece abisi. Mesajda annesine kavuşacağını söylemişti. Demek ki annesi ölmüştü. Kim bilir ne kadar üzülüyordu Dahyun? Babasının nerede olduğunu ise kimse bilmiyor ve abisine sormaya cesaret edemiyordu. Kendilerinden en fazla birkaç yaş büyük duran abisi çok da üzgün gibi durmuyordu. Kardeşinin niye canına kıymak istediğini merak bile etmiyor gibiydi.
Dahyun'un abisinden sonra Jimin ve Jungkook da gelmişlerdi hastaneye. Her ikisi de çocuklarını, özellikle de Sana'yı sakinleştirmeye çalışıyorlardı. Sana hala hıçkırarak ağlıyor ve "Neden?" diye sayılıyordu. Lia'nın da gözünden birkaç damla yaş düştüyse bile Sana kadar kötü durumda sayılmazdı. Niki ise buruk yüzüyle olanları izliyordu sadece. Hepsinin -yani Dahyun'un abisi hariç hepsinin- gergince beklediği bir yarım saatin ardından içerideki cihazlardan tuhaf sesler çıkmaya başlamıştı. Daha sonra da çizgi düz olmuş ve doktorlar telaş içinde kalp masajı yapmaya başlamışlardı. Artık kesik bileklerinden eskisi kadar kan akmıyordu. Zaten soluk renkli olan yüzü iyice solmuş, rengi çekilmişti. Nefes alıp almadığını anlayamıyorlardı. Göğüs kafesi inip kalkmıyordu birkaç saat önceki gibi.
Sana'nın aklına okul bahçesinde tüm cesaretini toplayıp yanına gelen ve onu sevdiğini söyleyen kızın yüzü geldi. Bir de şu an gördüğü soluk yüzlü ve yaşamaya cesareti olmayan kızın yüzüne baktı Sana. İkisi arasında dağlar kadar fark vardı. Birkaç saatte Sana'nın yüzünden neler yaşamıştı. Aslında birkaç yılda.
Doktorlar hala mücadele ederken abisi Jinyoung çoktan kız kardeşinin öldüğünü kabullenmişti.
Bir insan kız kardeşini bu kadar kolay unutabilir miydi? Bir can dünyadan bu kadar kolay silinebilir miydi? Sana hala onun bu odadan sağ salim çıkacağına inanıyordu. Eğer olurda çıkamazsa ve annesine kavuşursa da asla onu unutup, her şey normalmiş gibi hayatına devam etmeyecekti. İki gözünden biri olarak kalacaktı her zaman. Dahyun'un dediği gibi ileride torunları olursa onlarla birlikte Dahyun'un ve annesinin mezarına çiçekler ekecekti. Ve beyaz saçları ile birlikte Dahyun'un yanına gittiğinde onu mutlulukla kucaklayacaktı. Dahyun onun için ölmüş olacaktı. O da Dahyun için yaşayacaktı. Dahyun'un şu kısacık hayatı boyunca yapmak isteyip yapamadığı ne varsa, yarım kalan ne hayali varsa hepsini tamamlayacaktı Sana. Dahyun'un adını sonsuza kadar yaşatacaktı eğer Dahyun ölürse.Ama ölmeyecekti. Sana'nın peşinden aylarca koşan kız birkaç dakikada can verecek değildi ya. Dayanacaktı elbette. Hemen pes etmezdi o.
Alec Benjamin - If I Killed Someone For You
Bunu yaptığım için üzgünüm
Ellerimde kan var
Yansımama bakıyorum
Kim olduğumu bilmiyorumMahkemeye çıkmam durumunda itirafımı nasıl yapacağım hakkında pratik yapıyorum
Dersimi aldığımı, daha iyi bir adam olacağımı söyleyeceğimEyşalarımı topluyorum ve duvarları siliyorum
Giysilerimi yıkayıp salondan geçiyorumHepsini onun için yaptım
Bu yüzden bir şey hissetmedim
Ne diyeceğini bilmiyorum
Bu yüzden aradığında ona soracağımEğer senin için birini öldürsem beni daha çok sever misin?
Senin için birini öldürürken kullandıklarımla aynı olsaydı tutar mıydın ellerimi?
Hapishane kaçağı olduğumu söylediklerinde beni ihbar eder miydin?
Yüzümü haberlerde gördüğünde beni saklar mıydın?Çünkü senin için birini öldürdüm
Sirenlerin geldiğini duyuyorum
Yanıp sönen ışıkları görüyorumArabayı kenar mahallelere sürüyorum
Kılık değiştiriyorumGözlerine bakmak için onun kapısına geldim
Ona ben olduğumu söylüyorum
Ama o tanımıyorKoştuğumu göremiyor musun?
Saklanacak bir yere ihtiyacım var diyorum
Sana bir şey sormalıyım
Lütfen içeri girmeme izin verir misin?Sadece açıklamama izin ver
Hayır , sana yalan söylemeyeceğim
Anlayacağını biliyorum eğer geç kalmama izin verirsen.Eğer senin için birini ölürsem beni daha çok sever misin?
Senin için birini öldürürken kullandıklarımla aynı olsaydı tutar mıydın ellerimi?Hapishane kaçağı olduğumu söylediklerinde beni ihbar eder miydin?
Yüzümü haberlerde gördüğünde beni saklar mıydın?
Çünkü senin için birini öldürdüm
Öldürdüğüm kişinin kendim olduğunu anlamalısın
Olmamı istediğin şey için kendimi değiştirdim
Yönünü takip ettim, istediğin her şeyi yaptım
Umarım bu seni mutlu eder
Çünkü geri dönüş yokEğer senin için birini ölürsem beni daha çok sever misin?
Senin için birini öldürürken kullandıklarımla aynı olsaydı tutar mıydın ellerimi?Hapishane kaçağı olduğumu söylediklerinde beni ihbar eder miydin?
Yüzümü haberlerde gördüğünde beni saklar mıydın?
Çünkü senin için birini öldürdüm.
![](https://img.wattpad.com/cover/246076348-288-k17193.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Art Of Compliment • SaiDa
FanfictionDahyun yıllardır sınıfındaki Sana isimli kıza platonik aşıktı. Söyleyecek cesareti kendinde bulamayarak anonim hesaptan ona yazarak yakınlaşmaya çalışıyordu.