HAFIZA

124K 8.1K 8.3K
                                    

Three Days Grace, Me Against You

İnsan hafızası, kalbin zihne düşen gölgesidir.

Varlığımı düşünüyorum, yıllar öncesine dayanan o birleşmenin sonucunda oluşan bedenim, kendi ruhunu bulabilmek için çok uğraş vermişti.

Çok kısa bir an için gözümün dikiz aynasına kaydığı anı hatırlıyorum.

Kargaların tüyleri tıpkı her gece kâbuslarıma konuk olduğu gibi anlık olarak bir hortum yaratmıştı, bunu hatırlıyorum. Aynaya yansıyan görüntüye heyecansız, normal bir şeyi izliyormuş gibi bakmıştım. Hatırlıyorum.

Hatırlıyorum.

Tüylerin oluşturduğu hortum birden dağılmış, tüyler hızla etrafa yayılmıştı ve on saniye sonra artık orada yoklardı. Zaten orada olmadıklarını biliyordum. Otoparktan ayrılırken tekrar dikiz aynasına bakmadığım o değişim gününü hatırlıyorum.

Sokakların boşluğunu hatırlıyorum, trafiğin yoğun olması gereken bir saatti ama normalde sürdüğünden çok daha çabuk bitmişti yolculuk. Arabayı binanın otoparkına park ederken bakışlarım otoparkta yanıp sönen ekip otolarına takılınca bu sabah yaşanan olayı hatırlamıştım, tıpkı bugün, burada, kanlı ellerimi izlerken o anı hatırladığım gibi hatırlamıştım hem de.

O sabah, oturduğum sitenin içindeki binalardan birinde, bir apartman boşluğunda boğazı kesilmiş, karnı oyulmuş bir kadın cesedi bulunmuştu. Cesedin görgü tanığı yoktu, cesedin oraya götürüldüğü ya da orada infaz edildiği saatlerde güvenlik kameraları çalışmıyordu, teknik bir arızadan da fazlasıydı, insan elinin değmediğinden emindiler, görüntüler buhar olup kaybolmuştu. Hatırlıyorum, çünkü bu ilk cesetti ama sonra sonu hiç gelmedi.

Büyük elleriyle kanlı ellerimi avucunun içine aldı.

Ona baktım.

Hatırladım. Araçtan inerken kadını siyah bir ceset torbasıyla binadan çıkardıkları anları anımsayıp düşüncelere daldığım o anı hatırladım. Boğazımda acı bir tat oluşsa da yüzümdeki ifade o gün tam da o anda hâlâ sabitti. Kendi dairemin olduğu binaya gitmek üzere otoparkın asansörüne binmiştim, bir dakika kadar sonrasında binaya uzanan düzlükteydim, bir sürü bina bir araya gelerek ortada kare şeklinde bir boşluk oluşturmuştu.

Hatırlıyorum.

Yükselen binalara kısaca bakıp kendi bloğuma doğru ilerlediğim anı hatırlıyorum. Güvenlik görevlisi kapıdaydı, ona göz kırpmıştım, o da gülümsemiş ama konuşmamıştı.

Yüzümdeki kana yapışan saçı parmaklarının arasına alarak yavaşça çekince, kanın kuruyarak gerginleştirdiği derime yapışan saç tenimden sökülür gibi çıktı. Acıyı hissettim ama konuşamadım. Yeşil gözlerine bakamadım. Ellerime baktım. Ellerimde hafızamdan değil, bir insandan akan kan vardı.

"Hatırlıyorum," diye fısıldadım.

"Neyi?" diye sordu.

"Katilin kim olduğunu hatırlıyorum."

🦂

HAFIZA

BİNNUR ŞAFAK NİGİZ

21.12.2020


HAFIZAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin