Seni sürekli diğerlerinden farksız kılmaya çalışan bir dünyada, kendin olarak kalabilmek, dünyanın en zor savaşını vermektir. Bu savaş bir kez başladı mı hiç bitmez.
E.H.CUMMING
-
Bugün,belki de hayatımı değiştirmeye başlayışımın ilk günü. 20 Yaşındayım ve tam bir senemi barlarda sabahlayarak geçirdim. Bu yüzden üniversiteye geç başladım. Sokaklarda Okyanus'u arayarak geçirdiğim saatleri,ders çalışmam gereken saatlere değiştim. Biliyorum ki,ağlamak hiçbir şeye çare değil. Zaten bu yüzden susmayı seçtim.
"Hayal !"
Filizin huzur verici sesi,gittikçe yaklaşıyordu. Gözlerimi açmak istemiyordum. Belki de,içinde kaybolduğum karanlık hayatı seviyordum.
"Uyandım.." Dedim. Sesimden ne kadar bıkmış olduğumu anlamasını umuyordum. Yorulmuştum.
Filiz derin bir nefes aldı,o da bıkmıştı belki. Belki anlatmadığı şeyler vardı,ya da belki çok iyi rol yapıyordu.
Gözlerimi açtım ve denizi seyretmeye başladım. Tüm gün böyle yatabilirdim. Filiz yeniden seslendiğinde yatağımdan kalktım. Yatağımı toplamak mı ? Ah,elbette hayır.
Camın önüne geçip bir kez daha uçsuz bucaksız denize baktım. Ardından dolabımın önünde,köyü yanmış köy ağası gibi durup,bakındım. Okyanus gittiğinden beri,ne giydiğimi,dışarı nasıl çıktığımı önemsemiyordum. Bugün,üzerime tamamen siyah bir şeyler giymeye karar vermiştim. Artık Okyanus yoktu. Onu unutmuştum,yani unutmuştum,değil mi ?
-
Odamdan çıkarken,komidinimin üstünde duran eldivenlerine baktım. Acı bir gülümseme yayıldı dudaklarıma. Komidine yürüyüp eldivenleri aldım ve çantamın içine koydum. Eldivenlerinin bile yanımda olması,iyi hissettiriyordu. Ağzıma krep sıkıştırmaya çalışan Filiz'e ters bakışlar attım ve elimle onu ittirmeye çalıştım. Yüzünü buruşturup,ağzıma tıkmaya çalıştığı krepini yemeye başladı.
"Tadı kötü değil,Hayal" Derken yüzünü buruşturuyordu.
Gözlerimi devirdim.
"Ağzındakileri çıkarıp kapının önüne gel,yolda kusmanı,istemem"
Aptal aptal sırıtarak,başıyla beni onayladı.
Kapıya çıktığımda,Cem'i gördüm. Çocuğun gözlerine bakarsam,kaybolacağımdan korkuyordum. Bu yüzden başımı yerden kaldırmadım.
"Günaydın,kızıl" dedi. Kızıl hayal deseydi,sanırım boynuna sarılıp ağlardım. Gözlerimi yerden kaldırmadan, "Günaydın,Cem" dedim. Filiz koşarak yanıma geldi.
"Geç kalıyoruz."
Kapıyı kapatıp,kilitledi. Kolumu çekiştirmeye başladı,
"Hayal,çok uyuşuksun,okulda ilk günümüz."
Aman,ne heyecanlı !
-
Bu okul,çok,çok fazla büyüktü. Aslına bakarsanız,biraz ürkmüştüm. Bugün sanırım dersimiz yoktu,fakat Filiz'in saçma ısrarlarıyla kalkıp gelmiştik. Masaların olduğu yere doğru ilerledik,yalnızca ikimizdik ve fazla ezik göründüğümüze emindim. Bir kaç metre ötemizde fazla kalabalık bir grup duruyordu. Daha doğrusu,birinin etrafında toplanmışlardı.
Filiz biriyle muhabbet kurmuşa benziyordu,kız gerçekten çok,aşırı güzeldi. Başımı çevirdim. Güzel kızlardan nefret ederim ! Filiz'in beni takmadığını fark ettiğimde,ilerideki kalabalığa doğru yürümeye başlamıştım. Kalabalıktan ne olduğunu göremiyordum. Yanımda duran kız gülüp duruyordu. Tatlı bir kızdı,
"Orada ne oluyor ?" dedim,pekte meraklı çıkmayan ses tonumla.
Kız bana doğru döndü,hala gülüyordu.
"Okulda yeni misin ?"
Gözlerimi devirdim,
"Evet."
Arkasını dönmüş,siyah deri ceketli çocuğu gösterek konuşmaya başladı,
"O,fotoğrafçı çocuk. Fazla yakışıklı değil mi ? Tüm kızlar etrafında dönüyor."
"Adı ne ?" Dedim. Sesimdeki merak artmıştı.
Çocuk arkasını döndü. Etrafına bakındı. Yüzünü görmek için kafamı kaldırdım. Gözlerimiz buluştu,kilitlendik. Ne o,ne de ben hiç kimseyi göremiyorduk. Yanımdaki kızın sesini duydum,
"İsmi,Okyanus."
Sol tarafımda bir şeylerin kırıldığını hissediyordum,biz hala bakışırken. Bir şeyler yapmasını bekledim,yanıma gelmesini. Başını önüne eğdi. Artık bana bakmıyordu. Belki de,beni çoktan unutmuştu.
Elindeki fotoğraf makinesini yanındaki arkadaşının eline sıkıştırdı ve kalabalığın içinden sıyrıldı. Onu göremiyordum. Kalabalığın arasından hızla ayrılıp,gözlerimle onu aramaya başladım. Bir kere sesini duysam,yeterdi.
Arka bahçeye doğru gidiyordu. Ne düşündüğünü bilmiyordum,umrumda da değildi. Yalnızca sesini duymalıydım. Arkasından koşmaya başladım. Koskoca okul,artık beni ürkütmüyordu. Arkasından koşarken ne diyeceğimi düşünemedim. Aramızda santimetreler kalmıştı. Seslenip seslenmemek konusunda,kararsız kalmıştım. Eğer seslenmezsem,tüm gece ağlayıp,vicdan azabı çekeceğimi biliyordum.
"Okyanus ?" Dedim. Ah,sesim öyle ağlamaklı çıkmıştı ki. Güçsüzdüm. Durdu. Arkasını dönmüyordu. Ağlamamak için,dudağımı ısırmıştım. Gözlerimi kapadım,birazdan beni ele verip,bir sürü yaş dökeceklerdi.
"Benden uzak dur."
Gözlerimi açtım. Sesini,çok özlemiştim. Yüzünde hiçbir ifade yoktu. Bu daha da acıtıyordu,beni unutmuştu.
"Ben,seni çok özledim Okyanus,bana böyle davranma,lütfen."
Gözümden akan yaşları durdurmak istiyordum. Beni böyle güçsüz görmemişti hiç , bana acımasını istemiyordum. Kimsem yoktu ki zaten,kimi seversem kaybediyordum.
Okyanus derin bir nefes aldı. Yıllar geçtikçe,daha da yakışıklı olmuştu. Daha olgun,daha vazgeçilmez..
"Yaşadıklarımız.." dedi. Sesi titriyordu. Lafını böldüm,
"Beni unutamadın değil mi ? Beni unutmadın,öyle değil mi ?"
Gözlerini kapadı ve tekrar konuştu,
"Hayal,lafımı bölme. Yaşadıklarımız,yıllar önceydi. Saçma bir şeydi,aşık olduğumuzu sandık. Aptalca davrandık. Ortada unutulamayacak bir şey yok."
Kelimeler öldürür mü hiç ? Ben her kelimesinde ölüyordum..
"N-Nasıl yani ? Ama ben hala hissediyorum,senin o saçma dediğin duyguları." Sesimde nefrette vardı,aşkta,hüzün de..
"Unut beni,Kızıl hayal. Ben artık yokum. Kaybettiğini kabul et."
Arkasına bakmadan yürürken,canımın dayanılmaz acısıyla arkasından bakıyordum.
"Lütfen," dedim "gitme.." sesim öylesine kısık çıkmıştı ki. Ben bile zor duymuştum.
Sen bana hala kızıl hayal derken,ben seni nasıl unutabilirim ?
Arkasından bağırdım,sesim güçsüzdü,ben de öyleydim ama umrumda bile değildi,
"Eldivenlerini bende unutmuşsun,fotoğrafçı çocuk !"
Ağladığım sesimden belli oluyordu. Umrumda değildi,yağmur yağmaya başlamıştı. Çantamı,hızlıca açıp,eldivenlerini yağmurdan ıslanmış,benim kadar çaresiz,eski bir kaldırıma fırlattım. Suya düşmüştü,tıpkı benim hayallerim gibi.Okyanus,arkasını dönmüş şaşkın şaşkın bakarken,gözlerimi silip,arkamı döndüm. Arkama bakmadan okulun çıkış kapısından çıktım. Hoş geldin,uçsuz bucaksız yalnızlık.
-
İnsan, bir eksiklikler varlığıdır.
HERDER
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL HAYAL
RomanceHayatım boyunca "İstenmeyen kız." Olmuştum.Hayatım boyunca yalnız büyümüştüm.Annemle babam ayrı değildi fakat ayrı olmalarını tercih ederdim.Ben iyi biri değilim ve bu benim iyi,güzel veya aşk hikayem değil.Ben kötüyüm ve bu da benim hayatımın bokta...