Rüzgarın esiri altında kalmaktan korkan bir kadın ve korkuları içine hapseden rüzgarı sevdiren bir adamın hikayesi.. Uçurumun kenarında her zaman ki yerini alıp kitap okumaya başladığında aniden gelen rüzgar, şiddetini arttırmıştı. Korkuyla toparlandığında elindeki kitap ayracını yere düşürmüş, hay aksi diyerek alacağı sırada rüzgar kitap ayracını alıp götürerek daha da uçuruma yaklaştırmıştı. Daha fazla yaklaşamayacağını anladığında bir adım geriye sendeledi. Arkadan tanıdık bir ses 'Kumsal' diye seslendiğinde irkilip rüzgarda yüzüne doğru uçan saçlarını geriye doğru atarak gelen kişiye baktı. Rüzgar daha da şiddetlendiğinde, bedeni geriye doğru sendeledi. Korkudan gözlerini kapatıp yere doğru düşeceği sırada narin bedeni sarmalanmıştı. O Kahverengi gözlerini sabitleyerek 'Kitap ayracın' diyerek elindekini uzattı. Kumsal elindekini hızla alarak gitmeye çalıştığında ise 'Korktuğunu biliyorum ama böyle kaçamazsın' dedi, bir zamanlar hayatını paylaştığı ve şimdilerde nefret ettiği Adam! Uzak dur benden.! Kumsal izin ver artık. Alaycı bir tavırla onu taklit ederek Her zaman sen bana derdin ya "Sen" 'benim Denizimin en güzel sahilindeki "Kum" dun.' diye. Hayır dedi küçümsercesine, Sen beni o sahildeki deniz de boğdun Aras! diyerek esiri olduğu yerden uzaklaşarak yoluna devam etti. Yürürken elinde sımsıkı tuttuğu kitap ayracının üzerinde ise, Masum sevişler demişti yazar. Oysa her sevginin ucunda fırtınalı rüzgarlardan bahsetmemişti..
8 parts