Çadırın içerisine giren kişi tüm dikkatini dağıtmıştı. Ayakta dikilen, nefes nefese kalmış, soğuktan kızarmış yüzüyle topladığı bilgileri anlatmak için can atan yardımcısına baktı. Yardımcısının kendisine ne kadar bağlı olduğunu, kendini beğendirmek için elinden ne gelirse yapacağını bildiğinden onu kukla gibi oynatmak onun için bir zevkti. Kimseye değer vermeyen sadece kendini düşünen birisiydi o. " Anlat." Bu komutu bekler gibi kafasını salladı ve etrafında kimsenin olmadığına emin olduktan sonra konuştu; " Teğmendir. Meslekte 2. Yılı, bir yıl sonra kademe atlayacakmış, şehirden gelmiş, şimdiden çok sevildi halka karşı çok saygılı tabi halkta ona, hiç kimseye üsten bakmadı, tüm rütbelere arkadaş gibi davranır, hepsini kendine bağladı anlayacağın komutanım." Elindeki tesbihi sıkarak derin nefes aldı. " Ailesini sordum çok konuşmak istemedi çok üstelemedim özel hayatı hakkında kelime ettiğini duymadım." Kafa sallayarak anladığını belirten sesler çıkararak gözlerini kıstı. "Adı dediğiniz gibidir Ulaş, Ulaş Çakır." " Cengiz ne yap ne et istediğimi bul! Anladın?" öfkeli ses tonundan tüyleri diken diken olan adam sertçe yutkundu, " Sevdiği kadını öğreneceksin! Elbet vardır sen o kadını bana bulacaksın Cengiz anladın?" Kafasını hızlı hızlı sağlayan adam çık emrini alıp örgütün bulunduğu dağdan hemen uzaklaştı. Tek başına kalan örgüt komutanı cebinde daima bulundurduğu resmi çıkardı. " Ben Bektaş isem alacağım intikamını. Onunda sevdiğini alacağım elinden. Çünkü bir erkek sevdalısını gömünce ölür. Onu öldürmeyeceğim süründüreceğim, kolay olmayacak canı öyle yanacak ki mahvolacak. Nasıl ki seni benden aldı, bende onun ellerinden alacağım sevdiğini." "Teğmen, teğmen seni nefessiz bırakacağım!"