"Hiç değişmemişsin." Genç adam duyduğu sesle arkasını döndü. Karşısındaki kadın ona tanıdık ama bir o kadar da yabancıydı. "Hâlâ o küstah, dünyanın kendi etrafında döndüğünü zanneden toy oğlan çocuğusun." diye devam etti genç kadın. Karşısındaki kadını beğeni dolu bakışlarla süzerken, "Tanışıyor muyuz?" diye sormayı ihmal etmedi Cihan. Duyduğu soru üzerine, kırılan kalbinin sesi kulaklarına ulaştı. Kendisini hatırlamıyordu bile. Paramparça olan kalbinin parçalarını bir halının altına süpürerek suratına her zamanki, duygusuz ifadeyi yerleştirdi. "Cihan bey, adamlarınıza da defalarca söyledim, Böğürtlen satılık değil ve asla olmayacak. Boşuna buraya kadar zahmet etmişsiniz." "Bir dakika," diye itiraz etti adam. "Daha birkaç dakika öncesinde beni tanıdığınızı ima ettiniz ama ben sizi tanıdığımı zannetmiyorum." diye devam etti. Ardından suratına çapkın bir gülümseme yerleştirdi. "Böyle bir hanımefendiyi unutmam mümkün değil." Alaycı bir gülümseme kondu kadının dudaklarına. "Ne yapmaya çalıştığınızın farkındayım ama şansınızı yanlış yerde deniyorsunuz." *** Sare Güneri, ilk görüşte sırılsıklam aşık olduğu genç tarafından alay konusu yapıldığında sadece 18 yaşındaydı. Kalbi öyle kırılmıştı ki bir daha asla parçalarını bir araya getiremeyeceğini zannetmişti. Derken, kader onları yıllar sonra tekrar karşı karşıya getirmişti. Bu defa roller değişmişti, kaçan kendisi, kovalayan yıllar önce kalbini parçalara ayırdığı genç kızı hatırlamayan o adamdı. Sare, kendisini alay konusuna çevirip, tüm üniversite hayatını zehir eden o adamdan bir intikam almayı düşünürken, işler sarpa sarmış ve hiç beklenmedik bir sürprizle karşı karşıya kalmıştı. *** "Portakal mevsimiydi ben sana aşık olduğumda, şimdi yine bir portakal mevsiminde sana duyduğum o aşkı noktalıyorum."
5 parts