cinco

263 49 45
                                    


Bölüm Şarkısı:

Aylin Aslım - Cem Adrian☟︎︎︎

Herkes Gider Mi?

𓂻_ _ _ _ _𓂻

5| beş adım olacak aramızda

Gözlerimi açtığımda odamın tanıdık beyaz tavanı karşıladı beni. Göğsümde inanılmaz bir sancı vardı ve boğazım ağrıyordu. Yavaşça doğrulup birkaç kez öksürmeye çalıştım. Daha çok canım acıdığında komodinin üzerindeki suyuma uzandım. Şişeyi kafama dayarken kapı çaldı.

"Gel" Namjoon hyungun kafası görüş alanıma girdiğinde gülümseyip şişeyi kucağıma indirdim.

"Günaydın uykucu şirin. Bayılmışsın, hatırlıyor musun?"

"Son hatırladığım şey sadece nefes alamadığımdı. Boğuluyormuşum gibi." dedim dürüstçe. Karşılığında kafasını salladı usulca.

"İlaç programına birkaç kutu daha eklemek zorunda kaldım"

"Yan etki?"

"Her zamanki şeyler. Kusma, öksürük krizleri falan" Dilimi dudaklarımın üzerinde gezdirip sustum.

"Sana durumun hakkında bilgi vermem gerekiyor Jimin."

"Sanırım söyleyeceğin şeyleri az çok tahmin edebiliyorum hyung" Yüz ifadesi öyle acı doluydu ki, ben bile kendime acıdım o an.

"Acilen nakil bulunmazsa, bu bayılmaların daha da artacak gibi gözüküyor. Üzgünüm ama başka bir çıkış yolu bulamıyorum. Nakil de.... Gelmiyor işte biliyorsun!" Gözleri doldu. Abimden kalan son şeydim onun için. Şimdi beni de kaybedeceğini gördükçe çaresizliğin dibini yaşıyordu. Biliyordum.

"Anladım" dedim güçlü çıkmasını umut ettiğim sesimle. "Nakil gelecek, bekleyeceğiz, tamam mı?"

"Nasıl başarıyorsun bunu bilmiyorum Park" dedi göz yaşları içinde gülümserken. "Nasıl bu kadar güçlü olabiliyorsun bilmiyorum"

"Yoongi ve Taehyung nerede?" Konuyu değiştirmem gerekiyordu çünkü güçlü falan değildim. Canım yanıyordu işte. Yorgundum ama gülümsüyordum yine.

"Taehyung'a bir şey söylemedik. Erkek arkadaşını yolcu ettikten sonra odasına dinlenmeye çıkmış. Yoongi perişan oldu ama. Saatlerdir ayrılmıyordu kapından. Hemşireler sen uyandığında ona haber vereceklerine söz verdiler, odasında o da şimdi. Önünde bayılmışsın, tutamamak ağır gelmiş olmalı." Hissettiğim acı daha da katlanırken göğsümdeki sızının kalbime aktığını hissettim.

Dokunamamak hiç bu kadar zor gelmemişti. "Pekala hyung, teşekkür ederim her şey için." Son kez gülümseyip kısık bir 'geçmiş olsun' dedi ve çıktı odamdan. Yıllardır her seferinde bıkmadan usanmadan 'geçmiş olsun' diyordu. Geçmiyordu ama hiç.

Uzun zaman sonra ilk kez benliğimi saran öfke ve isyan duygusu yataktan kalkıp masanın üzerinde duran bilgisayarıma ulaşmamı sağlamıştı. Gerekli her şeyi ayarladıktan sonra odadan çıkıp hemen yan koridorda duran temizlik deposuna girdim. Gözüme kestirdiğim vileda sopasını, ucundaki bez parçalarından kurtarıp yere koydum. Dikkatlice ayağımı yanına koyup altı adım ileri saydım.

Ama bir sorun vardı.

Yalnızca beş adım atabilmiştim.

Sinsice gülümserken dudağımı ısırıp yere eğildim ve sopayı yerden aldım.

five feet apartHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin