siete

239 43 76
                                    

Bölüm Şarkısı:

Conan Gray☟︎︎︎

Idle Town

𓂻_ _ _ _ _𓂻

7|nice senelere büyükbaba

"Ee, sende de mi aynı hastalıktan var yani oğlum?"

"Evet efendim."

"Anladım çocuğum, bundan sonra ben de senin ikinci annen sayılırım bak. Tamam mı? Numaramı kaydet Yoongi'den, her zaman arayabilirsin. Tanrım, sonunda bana dualarıma göre bir damat verdin, başka ne isteyebilirim ki... En sevdiğin yemek ne Jimin oğlum?"

"Anne..." diye araya girdi Yoongi. Bayan Min, dakikalardır hakkımdaki en ince detayları bile öğrenmeye çalışıyordu. Bay Min ise, ellerini ellerimden çektikten sonra hiç konuşmadan öylece beni izlemişti. Doğrusu kesinlikle o bakışlarının altında donmuş gibi hissediyordum. "Sizin gitmeniz gerekiyor artık, uçağı kaçıracaksınız."

"Uçak mı?" diye hadsizce sordum ben de. Yoongi'nin bir hafta sonra doğum günü vardı. Bir yere mi gideceklerdi yani?

"Annem ve babam Daegu'ya dönüyorlar bugün. Kız kardeşim üniversitesi için yurt dışına gidecek, hazırlıklar falan işte."

"Anladım," dedim ve Bayan Min'e dönüp tatlı tatlı gülümsedim. "Sizinle tanıştığıma çok çok memnun oldum efendim. Umarım en kısa zamanda yeniden bir araya gelebiliriz."

"Elbette tatlım, sizi rahat bırakmaya pek niyetim yok, öyle değil mi?" Hoş bir kahkaha atarken içim sıcacık olmuş, bu kadına gerçekten hayran olduğumu hissetmiştim.

"Gidelim haydi, Mirae. Uçağı kaçıracağız." Bay Min'in yumuşak sesini duyduğumda yavaşça ona döndüm. En baştaki garip tepkisi beni çok ama çok fazla korkutmuştu ama şuan oldukça sevecen görünüyordu.

Ağır adımlarla Yoongi'ye yaklaşıp uzun uzun sarıldı. Sonra dönüp bana doğru geldi. Kollarını uzattı. Ben şaşkınlıktan tepki veremiyordum. Fark edip güldü.

Beni tatlı büyük göbeği ve takım elbisesinin dar gelmeye başladığı kollarıyla arasına aldığında, mutluluktan ne yapacağımı bilememiştim.

Ellerim ağır ağır onun geniş sırtına yaklaşırken, "Oğlum sana emanet, Jimin-ah. Lütfen onu çok sev..." diye fısıldadı kulağıma. "Oğlunuzu her geçen gün daha çok seveceğim, Bay Min..." diye fısıldadım ben de.

Geri çekildiğinde gözleri yaşlarla parlıyordu.

Hastane bahçesinden ayrıldıklarında yavaşça Yoongi'ye döndüm. "Bana doğum günün olduğunu söylememiştin!"

"Ben de seninkini bilmiyorum" dedi omuzlarını silkerek. "Konusu geçmemiş demek ki."

"Yoongi!" diye çıkmıştım ona. Sanki Bay ve Bayan Min ile karşılaşmasam söylememeye devam edecek, doğum günü sessiz sedasız, haberim olmadan geçip gidecekti.

"Bu öylesine bir şey değil, tamam mı? Birlikte geçireceğimiz ilk özel günümüz, senin doğum günün. Önemli değilmiş gibi davranmayı kes."

"Hayatta özel günler yoktur, Jimin-ah, özel anlar vardır." Her zamanki bilmiş bakışları eşliğinde sırıtıp sinirlerimi tepeme çıkartıyordu!

"Bana edebiyat yapma, Yoongi Min! Ceza olarak bana bütün çevrenin doğum günü tarihlerini mesaj atıyorsun bu gece, duydun mu?"

"Tamam, peki, özür dilerim, lütfen kaşlarını çatıp bana bağırma Jiminie gülesim geliyor."

five feet apartHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin