ocho

246 45 67
                                    

Bölüm Şarkısı:

Zayn - Sia☟︎︎︎

Dusk Till Dawn

𓂻_ _ _ _ _𓂻

8| Arkası onsuzluktu

Ölüm, cennet ve cehennem inancı olanlar için düşünüldüğünde sonsuz bir ayrılık olarak kabul edilmez. Yalnızca bu dünyada birbirinizi bir daha göremeyeceksiniz, bir 50-60 yıl sonra belki, siz de öldüğünüzde cennette veya cehennemde yeniden birlikte olacaksınız.

Böyle düşündüğümüzde o kadar da üzücü bir durum olmaktan çıkıyor. Bir süreliğine görüşememek... O kadar da zor değil, değil mi?

Değil, hiç değil.

En yakın arkadaşınızın karşınızda can çekişiyor olması, abinizin ölümünü saniye saniye izlemiş olmanız, annenizin veya babanızın son nefeslerini verirken ellerini tutmanız, sevgilinizi o toprağa gömülürken izlemeniz...

Belki de bir insanın hayatı boyunca en çok canını yakacak olan şeydi.

Kişinin yokluğunda size acı veren şey nedir biliyor musunuz?

Ölmeden önce, hayatınızdaki kişilere onlara ne kadar değer verdiğinizi kanıtlayamamış olmak mesela.

Yeterince seni seviyorum dememiş olmak. Yeterince sarılmamış olmak.

Birlikte kurduğunuz gelecek hayallerine bağlanmaktan anı yaşayamamış olmak.

Geride binlerce yaşanamamışlık bırakmak.

Değerini bilememek, evet, en kötüsü bu işte.

Taehyung hakkında hissettiğim tek şey buydu şimdi. Ona bir kez bile dokunmadım bu yaşıma kadar. Sarılamadım ona. İyileştikten sonra yapacaklarımızı planlamaktan, birlikte hasta olmanın tadını çıkartamadık.

Odadan nasıl fırladığımı bilmiyordum, en yakın arkadaşıma müdahale eden Namjoon Hyungu kapının dışından gözyaşları içinde izlerken ne kadar süre geçti bilmiyordum ama Jeongguk bembeyaz suratı ve acı çeken yüz ifadesiyle koridorda göründüğünde işin gerçekliği sert bir tokat gibi yüzüme vurmuş, kaybetme korkusu bütün vücudumu zehirli bir sarmaşık gibi sarmış ve beni sıkıştırmıştı.

Nefes alamamak, işte tam olarak buydu. Burnumdaki nazal kanüle rağmen içime çektiğim şey oksijen değildi sanki.

Jeongguk, Yoongi, ben...

Taehyung'un yokluğunu çekiyorduk içimize.

"Sevgilim nerede?" dedi Jeongguk beni görür görmez bütün gücüyle koşarak yanıma geldiğinde. "Jimin Taehyung nerede?"

Gözleri, haberi birkaç dakika önce almış olmasına rağmen kıpkırmızı olmuştu. Kırmızı dudakları inanılmaz bir çabayla titriyor, göz bebekleri minik bir umut kırıntısı dilenircesine benimkilerde dolaşıyordu.

"Jeongguk" diyebildim bütün gücümle. Boğazıma kadar yükselen hıçkırığı bastırmaya çalışırken bir elim onun koluna gitti. Taehyung'a dokunurmuş gibi sımsıkı tutunmuş, sanki karşımda en yakın arkadaşım duruyormuş gibi sarılmak istemiştim ona.

five feet apartHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin