Medyadaki şarkıyı aslında instagramda gördüğüm aşırı tatlı bir çiftin cover videosundan keşfettim. Ve parçayı dinler dinlemez dedim ki, FIVE FEET'E BÖLÜM YAZMALIYIM!
Aslına bakarsanız bu fic bana çok dokunuyor. İçim karışıyor onları zihnimde bu hallerinde canlandırırken. Buna değsin istiyorum. Kütüphanenizde bu kitabın kapağını her gördüğünüzde siz de benim gibi hissedin istiyorum.
Şuan okuyan fazla kişi yok ama eğer ilerde binlere ulaşmayı başarırsam diye buraya not bırakıyorum; bu hikayenin Yoonmin'i, hepimizi ağlatacak. Belki angst, belki değil. Ama eğer gerçekten onların hikayesini sizlere hakettikleri gibi aktarmayı başarırsam, onlar bizi mahvedecekler.
Umarım yıllar sonra pişman olup yayımdan çekmezsem bu satırlara baktığımda, yine aynı duyguları hissedeyim istiyorum.
Aynı çaresizliklerini, aynı aşklarını, aynı hasretlerini...
Şimdi, şuan bu satırları hangi şehirde, hangi saatte, hangi duygular içerisinde okuyorsan, iyi okumalar (: Ve tabii buralarda bir yerlerde ne zaman olursa olsun sizi her zaman dinleyecek olan biri var. Canınız ne zaman isterse bir mesaj uzağınızda olacağım.
Fikirlerinizi de satır arası yorumlarda benimle paylaşın lütfen.
sizisatürnkadargüzelseviyorum
Bölüm Şarkısı:
JP Saxe - Julia Michaels☟︎︎︎
If The World Was Ending𓂻_ _ _ _ _𓂻
2| seni çizmeme izin vereceksin
"Görünüşe bakılırsa hala birkaç şeye ihtiyacım var."
"Bu arada ben Jimin."
"İsmimi söylemeyeceğim, bildiğini biliyorum."
Derin bir nefes vererek gözüme takılan dağınık ilaç masasını işaret ettim.
"Düzeltmeme izin verebilir misin?"
Kafasını işaret ettiğim masaya çevirip tekrar bana baktı.
"Hayır."
"Dinle, her şeyin yolunda gideceğinden emin olmam gerek. Beni an-" Bir elini havaya kaldırıp sözümü kesmeme neden oldu.
"Bir dakika, bir dakika. Seni yalnızca birkaç dakikalığına pembe pofuduk bulutlarının üzerinden indirmeme izin ver lütfen." dedi alayla.
"Hiçbir şey yolunda gitmeyecek. Bu ilaçların artık benim vücudumda hiçbir şey ifade etmediğini herkes biliyor, anlıyor musun? Bu yaptıkları bana işkence etmekten başka bir şey değil."
"Neden böyle konuşuyorsun?" İçimde biriken öfke, ölmekten bu kadar kolay bahsediyor oluşu beni zorluyordu. Bir elimi sarı saçlarımdan geçirip dudaklarımı ıslattım.
"Birkaç saat fazla yaşayabilirsin. Birkaç saat daha fazla gülebilirsin. Birkaç saat daha fazla bakabilirsin sevdiklerine Yoongi."
Güldü yeniden. Sonra gülüşüne rağmen buz gibi sesiyle konuştu.
"Ben artık gülmüyorum Park. Gülmek nedir bilmiyorum." Oysa sahte de olsa o gülünce oldukça ilgi çekici oluyordu. Diş etleri görünüyordu ve dudakları olabilirmişçesine daha da inceliyordu.
Omuzlarım çöktüğünde kaşlarım hüzünle kırışmış, bastırdığım dudaklarımla ona son bir bakış atmış ve çatıya çıkan merdivenlere adımlamıştım. Şuan daha fazla umutsuzlukla harmanlanmak istemiyordum. Asansöre binip son katı tuşladığımda stresten baş parmaklarım diğer parmaklarımı eziyor, göz kapaklarım seğiriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
five feet apart
RandomKistik Fibrozis hastası olan Jimin ve Yoongi, birbirlerinden 6 adım uzak durmak zorundaydı. -minific ☁︎ 'Five Feet Apart' filminden uyarlanmıştır. 24.12.2020 : yoonmin#16 25.12.2020 : yoonmin#10 27.12.2020 : yoonmin#8