Gözümü açtığımda sedyeyle hastane girişinin tavanını izliyordum. Başımı sağa sola hareket ettiremiyordum ve aklım Jimin'le doluydu. O iyi mi? O iyi mi? O iyi mi? O iyi mi?
Bulanık görüş alanıma bir silüet girdi. "Yoongi? şükürler olsun bilinci yerine geldi. Hemen kırmızı alana acil! Solunum testi istiyorum. Jimin'i acil ameliyata hazırlayın! Jiseun donör hazırlansın!" Yorgunluğuma yenik düşen göz kapaklarım yine kapandı.
...
Karanlık. Uzun bir uykuda, güzel bir rüya gördüm. Bir film izler gibi dışarıdan izliyordum. Jimin'le birlikte sessiz sakin bir çayırlıkta piknik yapıyorduk. Dizimde yatıyordu. Sarı saçları kucağıma dağılmıştı. Karşımdaki Yoongi büyük bir mutlulukla sevgilisinin saçlarını okşuyordu.
Jimin tatlı elini gökyüzüne kaldırıp gözlerini kıstı yüzüne gelen güneş yüzünden. "Hava çok güzel değil mi Yoongi?" dedi neşeyle. "Öyle." dediğimi duydum. Sen daha güzelsin ama."
O güzel kıkırtısı doldu kulağıma. "Seni özledim. Ne zaman kavuşacağız?"
"Buradayım ya işte sevgilim..."
"Yoongi onu demiyorum." diye ısrar etti. Yüzündeki gülümseme canlılığını kaybetti sanki. "Gerçekte... ne zaman kavuşacağız?"
Sahne değişti. Ne olduğunu anlayamadan aynı çayırlıkta kocaman tatlı bir ev gördüm. Duvarları bembeyazdı. Bahçeye açılan kapısı sürgülüydü. Elimde bir maşayla barbekünün yanında duruyor, etleri çeviriyordum. Bahçenin ortasında upuzun bir masa vardı. Etrafında arkadaşlarımız; Hoseok, Jeongguk, Yugyeom, Kihyun, Goweon, Mark, Jackson, Taehyung... Şaşkınlıkla Taehyung'u inceledim.
"Sevgilim." Jimin... "Çok acıktık hadi artık ama.."
"Yaktı kesin etleri," dedi Jeongguk dudaklarını büzerek. "Utancından getiremiyor masaya."
"Kes sesini tavşan, bilmiyorum sanki birazdan löp löp götüreceksin köfteleri." diye yanıtladı onu ayaktaki ben.
Köfteleri tabağa doldururken Jimin yaklaştı arkadan. Sarıldı belime. "Yardım edeyim mi kocacığıma?"
Köfteleri tabağa yerleştirmem bitince onu yan taraftaki masaya koyup Jimin'e döndüm. Kollarımı beline sarıp burnumu burnuna dokundurdum. İkimiz de gülümsüyorduk.
"Bir daha de bakayım..."
"Ne diyeyim?"
"Az önce söylediğin eyi işte.."
"Aaa, ne dedim ki?"
"Kocacığım dedin."
"Derim ki, kocam değil misin?"
"De işte, hep de."
"Seni çok seviyorum Yoongi." Kollarını kaldırıp boynuma doladı. Hayatımda görüp görebileceğim en güzel manzarayı izliyordum. Onu belinden tutup döndürmeye başladım. "Bu kadar mıç mıç olunmaz ama midem kalktı yemeyeceğim ben köfte falan" diye seslendi Jeongguk. Taehyung onu öperek susturdu.
"Sen sus bakayım, kimse bilmiyor sanki buradaki en aşk böceğinin sen olduğunu."
Herkes gülerek onayladığında Jeongguk kaşlarını çatıp göz devirdi. "Ya taş olsa erir senin karşında gelmiş benim gibi çaresiz bi çocuğa gel de beni sevme diyorsun. Ne yapayım benim suçum mu?"
Sahne tekrar değişti. Karanlık bir odada büyük bir yatakta yatıyordu rüyamdaki ben. Köşede ufak bir ayaklı lamba vardı. Işığı o kadar azdı ki ondan başka hiçbir şey görünmüyordu. Kapı yavaşça açıldı, Jimin parmak ucunda içeri girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
five feet apart
RandomKistik Fibrozis hastası olan Jimin ve Yoongi, birbirlerinden 6 adım uzak durmak zorundaydı. -minific ☁︎ 'Five Feet Apart' filminden uyarlanmıştır. 24.12.2020 : yoonmin#16 25.12.2020 : yoonmin#10 27.12.2020 : yoonmin#8