Ben izciyim. Uygun bulduğum zamanlarda arkadaşlarım ile kampa giderim. Yine arkadaşlarımla bir kampa gittim. Ama gittiğimiz yerin pek hoş olmayan bir hikayesi vardı. Ben böyle şeylere hiç inanan biri olmadığım için hikayesini dinlemedim.
Neyse çadırlarımızı kurduk. Saat gece 9 civarıydı. Ateşi yaktık ve balık kızarttık. Onları yedikten sonra biraz muhabbet ettik. Sonrada yattık. Saatin kaç olduğunu bilmiyorum. Dışarıdan diğer çadırda yatan kız arkadaşımın sesi geldi. Dikkatli dinleyince 'yardım edin' dediğini duydum. Hemen çadırdan çıkarak sesin geldiği yöne doğru kulak kabarttım. Bir kaç acı çığlık atınca diğer arkadaşlarımı uyandırmak için çadırlarını açtım ama yoklardı. Sanırım onlarda o çığlıklara gitmiş olmalıydılar. Fazla oyalanmadan elime bir sopa ve fener alarak çığlıkların geldi yöne doğru gittim. Arada arkadaşlarımın adını sesleniyordum. Hala çığlık sesleri geliyordu ama görüntü yoktu. Ormanda arama yaparken birden koluma birisi dokundu. Çığlık atarak arkama döndüm. Gözlerinin yerinde resmen siyah toplar olan saçları kıpkırmızı, üzerine kanlı gelinlik giymiş bir kadın. Tabi buna benim kalbim dayanmadı ve yere yığıldım.
Uyandığımda kamp arkadaşlarımla beraber ateşin yanında oturuyordum. Bana 'neler' olduğunu sordular. Bende olanları anlattım. Onlar şaşkınca yüzüme baktı. Aslında çığlık atarak yatağımdan kalkmışım ve koşarak ormana gitmişim. Yorgun olduğumu dinlenmem gerektiğini söyleyerek onları başımdan savdım. Kendi çadırıma tekrar gittim. Cebimi yokladığımda bir fotoğraf buldum. Ve bu fotoğraf o kadına aitti...
