⚡ 8. Bölüm 🌼

57 10 4
                                    

Dudaklarımda hissettiğim baskı ile uyandım. Ellerimi yanaklarına koyup karşılık verdim. Gülümseyip geri çekildi "Günaydın sevgilim." dedi ve burnumu öptü. Açtım gözlerimi ve gülümsedim "Günaydın sevgilim." dedim. Saçımla oynamaya başladı "Çok acıktım ben ya," deyip piç smile gülüşünü yaptı "Acaba mutfağa mı gitsek? Sen orda bu güzel parmaklarınla bana kahvaltı hazırlarsın. Hm ne dersin?" gülümsedim ve kollarımı boynuna koyup kendime yaklaştırdım "Bişey unutuyorsun. Sen benim kölemsin. O yüzden ben değil sen hazırlayacaksın kahvaltıyı." dudaklarını öpüp geri çekildim "Ama o sevgili olmadan önceydi. Şuan sevgiliyiz. O yüzden ben değil sen hazırlayacaksın kahvaltıyı aşkım." deyip dudaklarıma kapandı. Bu çocuk beni hep böyle öpücek mi acaba? Şikâyetçi değilim. Aksine mutlu oluyorum. Ama bunu meriçe asla söylemem. "Hadi aşağı inelim." deyip dudaklarımdan ayrıldı ve üstümden kalkıp banyoya girdi. Ben de mutfağa indim. Buzdolabından kahvaltılık yiyecekleri çıkartıp hazırlamaya başladım. Biber ve soğanı doğrayıp tavaya koydum. Karıştırırken belimden karnıma doğru dolanan kollarla gülümsedim. "Çocuk mu yapsak?" gözlerim şaşkınlıktan açılırken başımı çevirdim. Yüzünde piç smile gülüşü vardı "Ne çocuğu be?" dedim utançla. Burnunu boynuma sürterek konuşmaya devam etti "Senin gibi kıvırcık saçlı kahverengi gözlü bir kızımız olsa? Hayali bile çok güzel. Bence hemen şimdi yapalım." kaşlarımı çattım ve hafifçe boğazımı temizledim "Nerden esti bu çocuk yapma fikri?" belimdeki kollarını sıklaştırdı ve boynumu öptü "Oğuz malı sen uyuduktan sonra bana bir çocuk fotoğrafı gönderdi." deyip telfonunu açıp attığı resmi gösterdi

Gördüğüm fotoğraf ile yüzümde ki gülümsemeyi tutamadım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gördüğüm fotoğraf ile yüzümde ki gülümsemeyi tutamadım. "Enişte sizden böyle bir eser istiyorum diye mesaj atmış. Bende yengenle konuşurum dedim." deyince meriçe döndüm telefonunu cebine koydu. Kollarımı omzuna koydum "Daha erken ama biliyorsun dimi? Ama bu hiç bir zaman olmayacak değil. Zamanı geldiğinde tabi ki de olucak." gülümsedi ellerini kalçalarıma koyup kaldırdı ve tezgaha oturttu. "Nabıyosun meriç?" dedim sakin bir tonla. Burun buruna geldiğimiz de dudaklarıma baktı "Seni seviyorum güzelim." dedi ve devam etti "Bu soruyu hep soruyordum kendime. Bu kızı neden sevdim diye? Düşündüm, ben seni sebepsiz yere sevdim." gülümsedim ve yanağını öptüm "Seni çok seviyorum lan. Oğlum ölüyorum ben senin için. Sen bana böyle güzel güzel şeyler söyledikçe kalbimde bişeyler oluyor. Nabıyon sen bana?" dediğimde dudaklarıma yapıştı. Bacaklarımı beline dolayıp iyice kendime çektim. Bir süre sonra geri çekildi "Sen böyle beni tahrik etmeye devam ederse küçük müçük dinlemem," dudaklarıma baktı ve sırıttı "Anladın sen ne olucağını." dedi. Güldüm "Asıl sen böyle beni tutarsan kahvaltı yiyemiyeceğiz. Çünkü yanıcaklar." gülümsedi ve kucağına alıp yere indirdi. Tavayı bir kez daha karıştırdım. Eğer biraz daha geç kalsaydım yanıyormuş. Kahvaltıyı hazırlayıp masaya yerleştirdim ve oturdum. "Aşkım bugün gidiyoruz." dedi meriç. Kaşlarımı çatıp yüzüne baktım "Nereye gidiyoruz?" ağzına domates attı "Sürpriz. Ama çok seveceksin." gülümsedim "Ama ben merak ederim ya. İpucu versene." başını sağ sola salladı. Dudaklarımı büzüp yemeye devam ettim.

Kahvaltı bitince meriç salona geçti. Bende mutfağı toparlayıp yanına gittim. "Hadi bişeyler yapalım." bana bakıp tekrar telefona döndü "Aşkım işim var." deyince elime yastık alıp kafasına attım. Gözlerini kapattı ve kısa bir süre sonra tekrar açtı telefonuna baktı. Sinirlerimi bozmaya  başladı. Bir tane daha aldım elime ve tekrar kafasına attım. Telefonunu bırakıp ayağa kalktı "Üçe kadar sayıyorum. Kaç." gülümseyip koltukların arkasına doğru koşmaya başladım. "Yakalayamazsın kii." diye bağırdığımda daha çok hızlandı. Koşarken belimi saran kollarla karşılaştığımda kapattım gözlerimi ve olacakları düşündüm. Düşünemiyorum da he. Koltuğa yatırıp üstümde ki yerini aldı. "Hani yakalayamazdım?" diye sordu nefes nefese. Bende aynı şekilde "Tebrik ediyorum yakaladın." dedim ve dudaklarını öptüm. "Bak kaşınıyorsun kızım. Bunun sonu kötü olur." dedi. Ama ben tınlamayıp bir daha öptüm. Yine öptüm. Yine. En sonunda geri çekilip ayağa kalktı ve kucağına aldı beni "Tamam sen bilirsin Alya Soysal." deyip merdivenlere doğru yürüdü. Kahkaha atıp engellemeye çalıştım "Meriç tamam. Söz yapmıyacam." güldü ve "Yook. Onu yapmadan önce düşünecektin." dedi ve odama girdi. Yatağa yatırıp üstüme çıktı "Meriiiç. Sen bana kıyamazsın kiii." dedim şirince. Tek kaşını kaldırıp yaklaştı dudaklarıma "Emin misin canım?" dedi. Başımı salladım elini yanağıma koyup okşadı "Doğru söylüyorsun. Kıyamam. Ama kaşındın." dedi ve öpmeye başladı dudaklarımı. Kollarımı boynuna koydum ve karşılık verdim. Kendini bana bastırdığında ağzımdan bir inilti çıktı. Bu meriçi biraz daha tahrik etmiş olucak ki emmeye başladı dudaklarımı. Bir süre sonra aşağıdan duyulan kapı zili sesi ile yavaşça ayrıldı. "Boşver. Giderler." deyip yaklaştı gülümsedim. Tekrar zil çaldığında üstümden küfür ederek kalktı ve aşağı indi. Kıkırdayarak ayağa kalktım ve üstümü değiştirdim.

 Kıkırdayarak ayağa kalktım ve üstümü değiştirdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Makyajımı da yapıp aşağı indim. Bizim tayfa gelmişti. Hemen yanlarına gittim ve oturdum koltuğa. "Alyakuşum çok özledim seni." deyip sarıldı oğuzkuşum bana. "Bende seni çok özledim. Dün neden gelmediniz?" gülümsedi "Dinlenmen lazımdı kankiştom. Yoksa ne olursa olsun gelirdim biliyorsun." deyip göz kırptı. "SeyBer çifti siz nabıyonuz?" dedim ve güldüm. Seymen sırıttı ama beren kaş göz işareti yaptı susmam için. Ama ben susar mıyım? Susmaam. "Ne yapalım alyakuş? Bir yerlerden kıskançlık seziyorum. Birileri kıskanıyor beni." deyip piç smile gülüşünü yaptı. Herkez berene bakınca beren de seymenin omzuma yapıştırdı bir tane. Güldüm ve seymene 'ne oldu' gibisinden bir işaret yaptım. Anlatıcam diye ağzını oynattı. Gülümsedim ve başımı salladım. Meriçle göz göze geldiğimiz de göz kırptı gülümsedim. Salaksın demek istemiyorum. Ama katıksız salaksın. İç sesime göz devirip telefonumu aldım elime. O manyaktan yine bir mesaj vardı.

Yorum ve oylarınızı bekliyorumm...⚡🌼

⚡Papatya Mevsimi 🌼Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin