⚡2. Bölüm 🌼

98 9 0
                                    

Banklardan birine oturduk. Poşetten kolayı çıkartıp plastik bardaklara doldurdum. Bi tanesini Meriçe verdim gülümseyip aldı. "Eee bugün ne yapıcaz?" güldüm "Bilmem ki. Hmm yaz tatilinde ne yaptın?" omuz silkti. "Ne yapıyım boş boş oturdum. Bizim tayfayı özledim seni özledim." anlık bir şok geçirdim. Hemen toparladı konuyu "Yani seni derken arkadaşımsın sonuçta özlemem normal dimi." dediğinde burukça gülümsedim ve başımı salladım. Çekirdek paketini açtım ve masaya koydum. "Sen ne yaptın bakalım?" gülümsedim "Abimlerleydim arada tayfayla berenle adayla falan takıldım. Bir senle buluşamadık." dudaklarımı büzdüm gülümsedi. "Biliyorsun yurt dışına çıkmıştım ailemle birlikte. Bende burda kalmak istedim ama olmadı." kolasını içti. O sırada telefonum çaldı hemen elime aldım.
Oğuzkuşumm💙🕊 arıyor... yazısıyla sırıttım ve Meriçe baktım "Bu sefer ağlamaz herhalde." küçük bir kahkaha atıp çekirdek aldı eline. Daha fazla bekletmeyip açtım telefonu "Efenim Oğuzkuşum" güldü "Arkana bak arkana" hemen arkama döndüm oğuz seymen ve yavuz bize doğru geliyorlardı telefonu kapattım. Ve ayağa kalkıp oğuza doğru koştum. Kucağına atlayıp bacaklarımı beline sarınca kolları direkman belime sardı. "Bu kadar özlediğini söyleseydin daha erken gelirdim kankiştom." güldüm ve indim yanağını öptüm "Hadi gidelim Meriç bizi bekliyor." elimle Meriçi gösterdim. Başını salladı ve o tarafa doğru koştu. Seymene sarıldım geri çekilecektim ki engelledi "Dur biraz daha sarılıyım oğuz malı yüzünden sarılamıyoruz sana" kahkaha attım ve daha sıkı sardım kollarımla. Ondan ayrılıp yavuza sarıldım "Varya sana sarılmayı da özlemişim he" güldüm ve geri çekildim "Hadi gidelimm" deyip aralarına geçtim kollarına girdim. Oturduğumuz banka gidince oğuz elimi tuttu ve yüzüme yavru köpek bakışı attı. Ama ben dayanamıyorum böyle bakınca yaa. "Kankiştoların bitanesi hadi gel yanıma otur. Beni bu ayılara bırakma." parmağı ile yavuzu seymeni ve meriçi gösterdi. Bıyık altından gülmeye başladım. Ama diğerleri benim aksine sınırlı gözüküyorlardı. Oğuzun yanına oturdum ve arkama yaslandım. Telefonum çaldı bu sefer seymen açtı. "Efendim abi?" anladım kim olduğunu. Abilerimden biriydi. "Evet abi yanımda. Veriyim istersen." abimi dinledi ve başını sallayıp verdi telefonu. Arayana baktım Barın abimdi. "Efendim abilerin en yakışıklısı?" derin bu şekilde nefes verdi  "Güzelim niue açmıyorsun telefonunu kaç kere aradım." sesi endişeli ve sinirli geliyordu. Kaşlarımı çatıp telefona baktım. Yuhh! 100 tane cevapsız arama vardı. 30 tanesi Barın abimden 25 tanesi Batun abimden 45 tanesi de Aykan abimdendi. "Yakışıklım sessizde bırakmışım telefonumu ya özür dilerim." dediğim sırada elimden telefonu alan oğuza baktım "Abicim merak etme Alya bizimle. Deniz kenarındayız kola çekirdek yapıyoruz. Sabahlayacaz yani rahatsız etmezseniz çok memnun olurum. Hepinize iyi akşamlar diliyorum efenim. İyi geceleeer." bişey demesine izin vermeden kapattı. Cebine koydu telefonumu "Oğuzkuşum versene telefonumu" başını sağ sola salladı ve kendine kola koydu. Önüme baktım gülmemek için kendini zor tutan seymen ve yavuz gördüm gözlerimi devirip gülmeye başladım. Seymenden bi kahkaha duyunca daha çok güldüm "Oğlum Aykan abim ağızına edecek senin ha haberin olsun." sırıttı. "Kıyamaz ki bana" deyince meriç kafasına patlattı bir tane. "Lan mal Aykan diyo ada ya da beren demiyor gerizekalı." deyince kahkaha attım. Oğuz da kafasını tamam anlamında salladı "Eee nabıyoruz?" kolamı içtim "Oturucaz ne yapıcaz başka?" dudaklarını büzdü. Böyle olunca yiyesim geliyor ama haksızlık bu yaptığııı!!  "Bak ben buldum oğuz şurdan balık tutsun onu yiyelim" deyip oğuza baktı yavuz. Oğuz da gözlerini devirmekle yetindi. Kaşlarımı çatıp beline sarıldım "Ya kaşınmayın mavişime valla döverim sizi ha!" ellerini teslim olmuş gibi yukarı kaldırdılar "İşte benim kankiştom bee. Yerim kızım seni." deyip sarıldı. Size oğuzla niye bu kadar yakınız onu anlatıyım...

Ben bu liseye yeni gelmiştim abimle beraber. Çıkışta spor salonunun yanından geçerken bi ses duyduk abimle. Abim beni durdurup kapıyı açtı ve içeri girdi. Oğuz tanımadığım kişilerden dayak yiyordu. Tabi ben durur muyum? Hayır. Hemen içeri girip oğuzun yanına gittim ve yerden zorla da ilsa kaldırdım. "Hayırdır kızım?" deyip kolumu sıkınca abim çocuğa yumruk attı. Diğerine de attı ve güzelce dövdü ikisini. Bir süre sonra kaçtılar. Abim hemen yanımıza geldi. "İyi misin kardeşim revire falan gidelim istersen?" diye sordu. "Yok iyiyim ya. Sağolun sizi de böyle şeye düşürdüm." abim susturup koluna girdi çünkü ayakta duramıyordu. Böyle tanışmış olduk oğuzla ve diğerleriyle. "Güzelim noldu daldın?" düşüncelerimden ayrılıp seymene baktım gülümsedim. "Sizinle tanıştığımız gün geldi aklıma da." oğuz sırıttı "Evet beni kurtarmıştın o gün. Bu yüzden bu kızı sizden daha çok seviyorum." deyip yanağımdan öptü. Güldüm "Ben de seni çok seviyorum Oğuzkuşum. Sizi de çok seviyorum. İyi ki varsınız." gülümsediler. "Sende iyi ki varsın güzelim." diyen yavuza baktım ve gülümsedim. Meriç göz kırptı. Ayh bana bişeyler oluyor. Kendine gel gerizekalı. Sadece göz kırptı. Sus bakıyım sen. Göz kırpmış olsa da etkilendim tamam mı karışma bana!
"Beren ve adayı da çağıralım. Duyarlarsa öldürürler bizi." deyip güldüm "Aynen çağıralım." dedi seymen. Hafif kaşlarım çatıldığında şüphelenmesinler diye gülümsedim. Bunda bisey var ama neyse. "O zaman sen ara kanka. Benim ki oğuzkuşum da vermiyor." yavru köpek bakışı attım gülümseyip başını salladı ve bereni aradı. "Nabıyosun güzelim?" oğuza baktım bana bakıp sırıtıyordu bende eşlik ettim. "İyi bende. Şey dicem biz tayfayla deniz kenarındayız gel sende. Adayı da arıyacaz şimdi." dediğinde kolamı diktim kafama. "Tamam güzelim bekliyoruz. İstersen alıyım seni?" ben şok ben iptal. Oğuz kolunu omzuma atıp kulağıma eğildi "Bu çocuk aşık kalıbımı basarım." kısık sesli bir kahkaha attım. Seymen ayağa kalktı "Tamam güzelim on dakikaya oradayım. Görüşürüz." telefonu cebine koydu "Ben almaya gidiyorum." sinsice sırıttım. "Tamam kardeşim. Gelirken bir cafeye girin kagve için tamam mı kardeşim?" dedi oğuz imalı bir şekilde. Seymen de göz devirip gitti. "Bunda bişeyler var demedi demeyin." sırıttım.

Beren'den

Odam da boş boş şarkı dinlerken telefonum çaldı oflayıp komidinin üstündeki çalan telefonumu elime aldım. İlk Aşkımm❤ arıyor...  Yazıyı görünce kalbim yine hızlandı. Doğruldum. Boğazımı temizleyip açtım. "Nabıyosun güzelim?" bunu gerçekten bana mı diyor bu çocuk yaa. Ayyyy! Yerim ha ben bunu. "İyiyim oturuyorum. Sen nabıyosun?" deyip hafif sırıttım. Hâlâ Güzelim kelimesinin etkisinden çıkamamıştım.
"İyi bende. Şey dicem biz tayfayla deniz kenarındayız gel sende. Adayı da arıyacaz şimdi." anlık bir öbür tarafa gidip geldim. Acaba yanlış kiyi mi aradı bu çocuk ya. Ya da sarhoş. Ne  diycem ki? Mal. Tamam desene. Sen hep bunun hayalini kurmuyor musun?  İç sesime katılarak gülümsedim "Tamam. Ben beş dakikaya hazırlanıyorum." seymenden hiç duymadığım bi cümle duydum. "Tamam güzelim. İstersen alıyım seni?" ve ben ölürüm. Ben yaşamıyorum. Ölüyüm ya ben. Kendime gelip cevap verdim "Olabilir. Tabi istersen." gerçekten de duymak istediğim bir cümle duydum ağzından  "Tamam güzelim on dakikaya oradayım. Görüşürüz." bende karşılık verip kapattım minik bir sevinç çığlığı  attım ve kalktım yataktan dolabımın karşısına geçtim. Ne giysem ki? Yani ne giyilir deniz kenarına giderken? Offf! Hiç bilmiyorum böyle şeyleri. Tabi nerden bilicem ben öyle süslü dolaşan bir kız değilim ki. Hatta erkekler gibiyimdir. Ne bulduysam elime ne geçerse onu giyerim. Ama bu sefer öyle olmaması gerekiyor. Sonuçta Seymen alıcak beni.

Üstüme bunları ayakkabı olarak da beyaz bir ayakkabı aldım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Üstüme bunları ayakkabı olarak da beyaz bir ayakkabı aldım. Giyindikten sonra saçımı at kuyruğu yaptım ve çok hafif bir makyaj yaptım. Üstüme montumu giyip telefonumu cebime koydum. Aşağı indim ve kapıyı açtım. Duvara yaşlanmış olan seymenle karşılaştım. Ne ara geldi bu ya. Gülümsedim o da gülümsedi. "Gidebiliriz." deyip kapıyı kapattım. Önüme döndüğüm de seymen direk belime sarıldı. Ve bu sarılması benim nefesimi kesti. Şuan nefes almıyorum. Alamıyorum! Ben de kollarımı boynuna koydum ve gözlerimi kapattım. Bizi gören sevgili zanneder. Öyle bir haldeyiz ki. Geri çekilip kolunu omzuma attı. "Eee nabıyosun görüşmeyeli?" gülümsedim "Nabiyim sıkılıyordum." güldü "Tahmin ettim. Çabuk sıkılan birisin." küçük bir kahkaha attım. "Evet maalesef. Ya bir insan sıkılmaktan da sıkılır mı? Ben sıkılıyorum." deyip güldüm. En sevdiğim gülüşünü yaptı. Ve ben eridimmm! "Sen ne yaptın görüşmeyeli?" deyip yüzüne baktım. Gözlerimin içine baktı. "Sıkıldım." göz devirdim "Ya yalan söyleme sen kolay kolay sıkılan biri değilsin." dediğimde güldü "Ayrıca yalan söylemeyi de beceremiyorsun." bana baktı "Çok iyi tanıyorsun beni." başımı salladım ve hafif gülümsedim. "Beni bana anlatır mısın Beren hanım" güldüm "Niye dalga geçiyorsun benimle?" sırıttı. "Dalga geçmiyorum ki. Gayet ciddiyim. Sey diyorlar ya 'Seni senden daha iyi tanıyorum.' bu sensin işte. Sen beni benden daha iyi tanıyorsun."  Başımı utançla eğdim. Durdu ve önüme geçti çenemden tutup kaldırdı. Gözlerimin içine baktı. Ama ben utandığım için bakamadım. "Gözlerimin içine bak." diye fısıldadı. Baktım gülümsedi "Gözlerin yakından daha güzel gözüküyor. Bundan sonra gözlerinin içine böyle bakıcam." bayılsam kötü mü olur acaba ya. Zaten nefes almazsam bayılacam. Ama şuan nefes alamayacak kadar yakınız. Bütün kan yanaklarıma toplanınca gülümsedi. "Seni utandırmak için söylemedim. Doğruları açıkladım." biraz geri çekildi "Neyse hadi gidelim. Bizi bekliyorlar." kolunu omzuma atıp gitmeye başladık.





Yorum ve oylarınızı bekliyorummm...⚡🌼

⚡Papatya Mevsimi 🌼Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin