18. Bölüm "Sahte Koca"

24.1K 995 107
                                    

Erken gelen bölüm💙

Multimedia-Cemre Seline bakıyor😂

Keyifli Okumalar..

***

Kulağımı arşınlayan seslerle bilincim yavaş yavaş açılırken, gözlerimi yavaş yavaş aralamaya çalışarak bulanık gözlerimle tavanla bakışıp net görmeyi bekledim.

Siştiğine emin olduğum gözlerimi kapatıp açarak bulanıklığı gidermeye çalışırken tekrar aynı sesi duymamla gözlerimi etrara çevirerek sesin kaynağını bulmaya çalıştım. Sesin tam olarak ne olduğunu anlayamasamda arada bir tekrar ettiğini farkediyordum.

Üzerimdeki çarşafı itip uzandığım koltuktan kalkarak saçlarımı bileğimdeki lastik tokayla topladıktan sonra, yavaş adımlarla salondan çıkıp sesin kaynağını bulmak adına kulaklarımı dikkat keserek ilerlerdim.

En ufak sesi dahi duymak için yavaş yavaş, minik adımlarla ilerlerken düne kadar benim kaldığım odadan gelen miyavlama sesleriyle duraksayarak kapının önüne gelip içeriden gelen sesleri daha iyi duymak adına kulağımı kapıya yasladım.

Tüylerine yakışan bir isme sahip olan Pamuk adlı Kedinin miyavlama seslerini bize duyurarak oradan çıkmak istediği belliydi. Yutkunarak kulağımı yasladığım kapıdan ayrıldıktan sonra "Çınar" diye seslenirken, karşılık alamadığım için yutkunarak tekrar seslendim.

Evin içinde adını devamlı seslenerek Çınar'ı bulmaya çalışırken, evde olmadığını anlayarak tekrar salona dönüp salonun ortasında duran telefonumu elime alıp onu arayacakken, masanın üzerinde açıkça belli olan beyaz kağıdı görmemle, telefonu tekrar masaya bırakıp kağıdı elime aldım.

"Erkenden çıkmam gerekti. Gece geç uyuduğun için uykunu bölmek istemedim. Mutfağa senin için tost bıraktım. Onu yemeden evden ayrılırsan bozuşuruz ona göre.."

İnci gibi yazılmış kelimeleri bir bir okuduktan sonra yüzümdeki saçma tebessümle kâğıdı tekrar masanın üzerine bırakırken, bakışlarım karşı koltukta toplanmış halde duran yastık ve çarşaf üzerinde gezindi yavaşça.

Dün onun kalbini gerçekten kırmıştım, gerçek anlamda incitmiştim onu. Ama yaşanan her şeye rağmen, ben bir özür dahi dilemeden tavırlı hallerini bir çırpıda bırakıp tekrar eski haline dönmüştü. Ben ona bir adım atıyordum, o bana on adım geliyordu. Durum tam olarak buydu.

Dün gecede aynen böyle olmuştu, yalnız kalamayacağımı söyleyince ikimizde birer yastık çarşaf almış, salonda uyuyabileceğimizi söylemişti. Karşı karşıya bakan koltuklarda, aynı odada uyumuştuk.

Benim pek uyuduğum söylenemezdi tabi. Sadece Uykum olmadığı için (!) Sadece Ay ışığının yüzünü aydınlattığı adamı izlemiştim bir süre. Nefes alıp verişini, uzun kirpiklerini, dağınık kömür saçlarını..

Duygularını, hissettiklerini bir tuvale yansıtan ünlü bir ressamın eserini, hayranlıkla izleyen bir sanat meraklısı gibi. Güzel besteleri dinlerken büyülenen bir müzisyen misali dinledim nefes seslerini. Geceden hafızama kalan son fotoğraf karesi buydu, onu izlerken uyuya kalmıştım muhtemelen.

Kalbimin hızlı çarpıntısı kulaklarıma ulaşırken dudaklarımı birbirine bastırarak yavaş adımlarla tam karşımda duran koltuğa doğru ilerledim. Özenle katlanmış çarşafın üzerinde duran yastığı titreyen ellerimle tutarken derince yutkundum.

Hayır Cemre!

Sakın yapma!

Beni uyarmak isteyen yanımı dinlemedim..

BAY AKCİĞER KATİLİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin