Merhaba güzellerim:)Sizi beklettiğim için üzgünüm. Bunu her defasında dile getiriyorum. Bu arada bana atılmış bazı mesajlar var. Oylar kitabın için az, daha iyilerini hak ediyorsun gibi.
Ama bunlar önemli şeyler değil. Benim amacım: Sizi birazda olsa yazdığım kitapla keyiflendirebilmek, bu pandemi döneminde kitaplarımda buluşabilmek.
Siz benim okuyucum değil arkadaşım gibi oldunuz. Okuyucu olarak görmüyorum sizleri:)❤️(Yine çok uzattın mira:) Herkese mutlu okumalar✨
İYİ OKUMALAR
Sakin kalmaya çalışarak evimizin büyük ve karanlık olan salonunda gözlerimi gezdirdim. Aniden uykumdan uyanmıştım. Daha sonra ise kendimi burada bulmuştum. Mutfaktan gelen tıkırtı sesiyle kaşlarımı çatıp elimdeki vazoyu daha sıkı kavradım. Neler oluyordu?
Yavaş ve sessiz adımlarımla mutfağa ilerlerken aynı tıkırtı seslerini arkamda da hissettim. Her yer çok karanlıktı. Hiçbir şey görünmüyordu. Alnımda biriken terleri hissediyordum. Hayır... ben korkak değildim. Ben Aras'ın kadınıydım. Ne olduğunu öğrenebilecek kadar güçlüydüm."Aras?!" diye seslendim. Sesler daha da çoğalmaya hatta sanki daha da yakınımda gibi hissettirmişti.
"Kimsiniz?!" diye çığlık atarcasına bağırmıştım. Işıklar aniden açıldığında yüzlerinde maske, ellerinde ise silah olan adamlara baktım. Bakmamla tekrar bir çığlık atmıştım. Arası merdivenlerde gördüğümde içimi bir korku kapladı.
"Aras sakın gelme-" daha sözümü bitiremeden adam kolumdan tutarak kolunu dudaklarıma bastırmıştı.
Çığlık atmak istiyordum. Arasa tekrar döndüğümde dört adamla tek başına idare etmeye çalışıyordu. Çaresizce etrafa baktım.Ardından sinirle arkamdaki adama ayağımla tekme attım. Adam inleyerek yere düşerken hızla yürümeye başladım. Ama bu sefer belime sarılan kollarla olduğum yerde durmuştum. Bunlar kaç kişiydiler? Bileklerimi kendine doğru çekip sımsıkı tutarken göz yaşlarım akmaya başlamıştı.
Duyduğum silah sesi kanımın donmasına sebep oldu. Kafamı çevirip bakamıyordum. Donmuş gibiydim. Arkamdaki adam beni sertçe yere atarken tepki vermemiştim. Duyduğum kapı sesiyle gittiklerini anladığımda hala yere bakıyordum.
"Güzelim...buraya gel," dedi. Bu Arastı. Neden sesi böyleydi? Yavaşça kafamı çevirdim. Aras...yerde kanlar içindeydi. Kalbinden vurulmuştu.
Saniyeler içinde onun yanındaydım. Kanlı elleri elime sarılmıştı.
Acı çekiyordu. Ama hâlâ bunu bana belli ettirmemenin peşindeydi.
"Ağlama güzelim. Sen Asya Karasın. Her şeyin üstesinden gelebileceğini biliyorum..." sözünü bitirmesine izin vermedim."Sus, sakın konuşup kendini yorma. Kurtulacaksın tamam mı? Bizi bırakmayacaksın!" kendi kendime konuşuyor gibiydim. Diğer yandan elimle kanayan yere baskı uyguluyordum.
"Seni seviyorum. Çocuklarımıza iyi bak" Aras'ın gözleri kapanırken ardından elimi tutan eli yere düşmüştü.
"Aras...!" çığlığım bütün evi doldurmuşu."Aras...!" diye bağırmaya devam ederken gözlerim anında açılmıştı. Aras hemen yanımda elimi tutuyordu.
"Şşş tamam geçti. Sadece kâbustu güzelim," diyerek beni kendine doğru çekti. Olanları anlamaya çalışıyordum. Kâbus mu görmüştüm? Neden her şey gerçekmiş gibiydi.
Bunları şu an düşünmemeliydim. Aras benimleydi. Ondan ayrılıp gözlerine baktım.