Ufak bir kısımcık

2.8K 169 70
                                    

Herkese merhaba:)♥︎
Öncelikle size şimdiden söyleyeyim, bu bölüm değil. Sadece bölüm gibi bir şey. Tamam sanırım gayet açıklayıcı oldu:p
Her neyse siz bunu okuyun.

Sabırsız okuyucular sizii

Ve bir konu hakkında daha konuşacağım. Yaklaşık bir ay sonra girecek olacağım bir üniversite sınavı var. Yani her gün bölüm yazamam. Beni de anlayın. Seviliyorsunuz:)










"Hayat, ölümle terbiye edilmiştir."





İYİ OKUMALAR



















Son kez Egemen'nin solgun ve cansız bedenine baktım. Ölüm gerçekten korkunç bir şeydi. Kolay kolay bir şeylerden korkan bir insan değildim. Ancak ölüm kelimesi aklımdan geçince bile her zaman  tüylerim ürperirdi. Egemen bugün benim için kendini öldürmüştü. Gözlerimi kapatmamı istemişti. Belki de bu sahneye tanık olmamı istemediğindendi. Evet, ölürken bile beni düşünmüştü.

Bileğimdeki bilekliğe gözlerimi çevirdim. Bana her zaman onu hatırlatacaktı. Onu hatırlamak bana her ne kadar acı verecek olsa bile bundan şikayetçi olmazdım. Çünkü benim için bunu yapmıştı. Acı çekmeye mahkûmdum. Bundan kaçamazdım. Belki de kaderimde olan şey buydu.
"Artık çıkmalıyız küçük hanım," bana seslenen görevliye tepki göstermedim. Egemenin yüzüne bakmaya devam ediyordum. Bu yüz aklıma kazınmalıydı. Onu unutursam, bu ona haksızlık olacaktı. Dakikalar ve saniyeler birbirini kovalarken arkamda birini hissettim. Tanıdık gelen koku heyecanlanmama sebep olmuştu. Evet, arkamdaki kişi Arastı. Kolumdan sıkıca kavrayıp, beni kendine çevirdi. Gözlerime anlamadığım bir ifadeyle bakmıştı, ancak bakmasıyla daha da sinirlenmiş bir hâl almıştı.
"Bu sikik herif için mi ağladın?" diye tısladı. Gözlerine anlamadığım bir şekilde baktım. Ne demek istiyordu? Ağlamam gerekmez miydi?
"Benim için kendini öldürdü. Neden ağlamayayım?" diye mırıldandım. Sesim sakin ve güçsüz çıkmıştı. Kolumdaki eli daha da sıkı bir hâle girdi.

"Sadece benden tek kaçış yolunun ölüm olduğunu anladı. Bu yüzden kendini öldürecekti. Bunu kullanıp senin önünde yaptı. Senin vicdanının rahat etmemesi için. Ölürken bile ondan kurtulamaman için bunu yaptı!" sesini sonlara doğru yükseltmişti. Ona alayla baktım. Ardından da kolumu ondan kurtardım. Egemenin, benim vicdan azabı çekmem için böyle bir şey yaptığını söylüyordu. Ancak asla böyle bir şey olduğunu düşünmüyordum. Eğer isteseydi bir şekilde Arastan kaçardı. Yada beni öldürdükten sonra kendini de öldürürdü. O an savunmasızdım. Bunu istese yapabilirdi. O ise orada sadece kendini öldürmeyi seçmişti.
"O an eğer isteseydi beni de kendiyle beraber ölüme götürebilirdi. Yanlış düşünüyorsun," dedim. Ardından da tekrar Egemene doğru döndüm. Fakat dönmemle tekrar kolumdan tutulmam bir olmuştu.
Aras bu sefer konuşmak yerine beni çekiştirmeye başladığında ona karşı koyamadım. Arkamı dönüp Egemene son kez baktım. Bu yüz aklımdan silinmeyecekti. Hemde hiç bir zaman.

...♥︎

Son olarak perdemi çektikten sonra yatağıma doğru yürüyüp, oturdum. Dün karnelerimizi vermişlerdi. Egemenin ölümünden henüz üç gün geçmişti. Arasla o gün kavga etsekte, sonradan aramızı düzeltmiştik. Bileğimdeki bilekliği her ne kadar takmamı istemese bile onu dinlememiştim. Ben ölene dek bu bileklik bileğimden bir kere bile çıkmayacaktı. Gece ve Aleve bu olayı anlattığımda ikisi de şok geçirmişlerdi. Ve oldukça da üzülmüşlerdi. Ama elimizden gelen bir şey yoktu. Cebimdeki telefonu çıkarıp saate baktım; 22.21. Henüz erkendi. Bu saatte asla uyuyamazdım. Ama erken uyumam gerektiğini de biliyordum. Yarın sabah Arasla buluşacaktık.

Yavaşça yatağıma uzanıp, gözlerimi kapattım. Biraz dinlensem fena olmayacaktı.

Sessiz bir yerdi burası. Etrafı seçemiyordum. Burada hiç bir şey yoktu. Çaresizce bakışlarımı etrafta gezdirdim. Buraya nasıl gelmiştim? Bir kaç adım attığım sırada önüme aniden Egemen çıkmıştı. Korkarak yerimde durdum. Kafasında bir delik izi vardı. Bana zarar vereceği hissi beni ele geçirmişti. Yavaşça gülümseyerek elimden tuttu. Ben ise ona korkarak bakmaya devam ediyordum.
"Üzülme. Beni unut," diye mırıldandı. Ardından elimi sertçe bırakıp, kollarını iki yana doğru açtı.
"Ben huzurluyum burada! Beni düşünme Asya. Beni düşünme.." aynı sözleri ardı ardına tekrarlıyordu. Bakışlarım, gözleri ile kafasındaki delik izi arasında gidip geliyordu. Başımı olumsuz anlamda sallayıp onu tutmaya çalıştım. Ancak elimi ona uzattığım anda yok olmuştu.

Şaşkınlıkla etrafıma bakmaya devam ederken, sesini son kez işittim.
"Beni düşünme. Ben mutluyum!"

Korkuyla yatağımdan sıçrarken hıçkırıklarımı tutmaya çalıştım. Ama bu mümkün değildi. Tanrım, bunun etkisinden nasıl kurtulacaktım? Elimle yüzümü sıvazlayıp ağlamamı durdurmaya çalıştım. Bana onu düşünmemem gerektiğini söylüyordu. Sakin olmaya çalışıyordum ama bu da mümkün değildi. Biri benim için kendini öldürmüştü. Bana olan sevgisini şimdi daha iyi anlıyordum. Evet, beni gerçekten seviyordu. Rüyamda gördüğüm şeyler beni nedense kötü hissettirmişti.
Yatağıma uzanıp, karanlıkta gözlerimi gezdirmeye başladım. Diğer yandan da gözlerimden akan yaşlara engel olamıyordum.

5 ay sonra

( Diğer bölümde devam edeceğiz. Görüşmek üzere:)








♡︎

KUSURSUZ 2 (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin