YB62

2.3K 152 161
                                    

Selamm güzellerim:)

Farkındaysanız bu aralar pek bölüm atamıyorum. Sınav stresi bitti derken tatil heyecanı başladı. Yine de düzenli olarak olmasa da bölümleri atmaya devam edeceğim🖤

Bölüm Şarkısı; Feist~ Fire İn The Water

Medya; Aras Kara.

"Seni sevdiğimi anlayacaksın, sevmediğim zaman."





İYİ OKUMALAR






Elimle demirlikleri daha sıkı kavrarken, bir yandan da diğer elimdeki bilekliği avucumdayken sıkıyordum. Aşağı bakmaya cesaret dahi edemiyordum. Aniden bileğimi kavrayan güçlü kolları hissettiğimde, beni tek hareketiyle yukarı doğru kaldırıp kendine doğru çekmişti. Kalbimin zaten hızlı olan atışları daha da hızlanırken kollarımı beline sarıp başımı göğsüne bastırdım. Az önce tek bir ufak hatamla ölebilirdim. Ölmekten değil, Aras'sız kalmaktan korkmuştum.

Elleriyle beni kendinden çekip, kızarmış gözleriyle bana baktı. Ardından elimdeki bilekliği sertçe alarak kolumu sıkmaya devam etti.
"Bu siktiğimin bilekliği için mi ölmeyi göze aldın?!" dedi bomboş bir sesle.
"Aras.."
"Kes sesini," diye tısladı."Sakın bir daha bunu yapma."
Sesinde anlam veremediğim bir tını vardı. Gözlerim yanıyordu. Nefes almakta bile zorlanıyordum. Ona haksızlık etmişim gibi hissediyordum. Elimi kaldırıp ona dokunmaya çalıştığımda bir adım geriye doğru atıp elindeki bilekliği yere attı. Ardından bana son kez öfkeyle bakıp odadan çıkmıştı.

Yere çökerek dizlerimi kendime doğru çektim. Yere attığı bilekliği alarak ayağa kalktım. Elimdeki bilekliği çantamdaki küçük kutuya koyup yatağın üstüne oturdum. Göz yaşlarım kendini tutamıyordu. Odaya giren Geceyi görmemle ayağa kalktım. Ona sarılacağım sırada eliyle beni durdurmuştu. Kaşlarımı çatarak ona baktım.
"Böyle bir şeyi nasıl yapabilirsin?" diyerek bana sert bir ifadeyle baktı.
"Haklı olan kişi Aras! Ya oradan düşseydin? Biz ne yapardık?" diyerek beni omzumdan itti.

Elimle yüzümü kapatıp ağlamamı bastırmaya çalıştım. Ardından da başımı kaldırıp öfkeyle ona baktım. Susmayı hiç bir zaman kabullenemezdim. Ne yaparsam yapayım, yaptığım şeyin arkasında durmalıydım.
"Kesin sesinizi! Senin uğruna canını feda eden biri oldu mu?! Olmadı. Beni anlayamazsın. İçimde yatan vicdan azabını anlayamazsın.  Hiç biriniz ne hissettiğimi bilemezsiniz. Ondan bana geriye verilen tek şey o! Onu korumak görevim. En azından bunu yapmam gerek!" Öfkeyle bağırdığım için şaşırmıştı. Bu tepkimi beklemediği her hâlinden belli oluyordu. Evet, bağıracağımı düşünmemişti.

Ona son kez bakıp hızlı adımlarla odadan çıktım. Arası bulmam gerekiyordu. Otelin büyük ve gösterişli merdivenlerinden inerken, bir yandan da Arası arıyordum ama açmıyordu. Lobinin önüne gelerek görevliye baktım.
"Aras beyi gördünüz mü?" diye sorduğumda başını sallamıştı.
"Az önce burdan ayrıldılar efendim." Çocuğa kısaca teşekkür edip dışarı çıkmıştım. Burada bekleyecektim. O gelene kadar hiç bir yere ayrılmayı düşünmüyordum. Onu seviyordum. Ve onu kırmak en son isteyeceğim şey bile değildi. Önümdeki insanları süzerken bir yandan da dalgın bir şekilde tırnağımı kemiriyordum.

Burada bekleyeli bir saati geçmişti. Ama Aras hâlâ ortalarda görünmüyordu. Önümde duran arabayla başımı kaldırdım. Bu Aras'ın arabasıydı. Hızla oturduğum yerden kalkarak arabadan inen Arasa doğru yürümeye başladım. Kapısını sertçe kapatarak anahtarını görevliye vermişti. Hızlı ve sert adımları, güçlü duruşu beni heyecanlandırıyordu. Dudağımı yalayarak olduğum yerde durdum. Bir kaç adımda yanıma gelerek yüzüme bakmaya başlamıştı.
"Burada ne işin var? Yukarı çık," demişti buz gibi bir sesle. Sesindeki mesafeli ton kendimi kötü hissetmem için yeterli bir sebepti. Yanımdan geçip gidecekken kolundan tuttum.

KUSURSUZ 2 (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin