Herkese merhaba:)
Medya; Aras Kara.
Bölüm şarkısı; Yüzyüzeyken konuşuruz~ Sandal"Gitmişler gelemiyorlar.. Aşk neymiş bilemiyorlar."
İYİ OKUMALAR
İçerden gelen gülme sesleri içimde bir şeylerin kırılmasına neden olmuştu. Kalbimin az önce onunla buluşacağım için göğüs kafesimden fırlarcasına atmasından, eser kalmamıştı. Yavaşça bir kaç adım geri gidip, Aleve döndüm.
"İçerideki kız sesi tanıdık gelmiyor, ama gülmelerine bakılırsa mutlular. Biz gidelim," diye mırıldandım. Ardından hızlı adımlarla yürümeye başladım. Alev arkamdan bağırıyordu ama onu dinlemeyecektim. Hızlı adımlar atmayı bırakıp, nereye gittiğimi bilmeden koşmaya başladım. Yaklaşık yirmi dakika hiç durmadan koştuktan sonra ilk defa geldiğim sahile döndüm. Burası oldukça huzur verici görünüyordu. Yavaş adımlarla biraz ilerleyip, yere oturdum. Normalde olsa asla oradan gitmez, içerdeki kız kimse ona dersini verirdim. Ancak o mecali ilk defa kendimde bulamamıştım. İlk defa böyle bir durumda saldırmayıp , oradan uzaklaşmıştım.Titreyen telefonumu görünce ekrana baktım.
Kusursuz arıyor.. Ekrana çatık kaşlarımla bakmayı kesip aramayı meşgule attım. Ardından da telefonumu uçak moduna aldım. Elbette ortada aldatma gibi bir durum yoktu. Aras öyle biri değildi. Ancak o kızı evine almış olması canımı sıkmıştı. Üstelik kız kimdi bilmiyordum ama gülen sesi duymam, sinirlerimin kendini göstermesine yetmişti. Sıkıntıyla iç çektim. Biz evlenecektik, öyle değil mi? Ancak en ufak bir şey bu durumdan vazgeçmemi sağlayabilirdi. Arastan değil, evlenme isteğimden vazgeçebilirdim.
Evlilik ciddi bir şeydi. Böyle ufak sorunlar kendiyle beraber büyük sorunları getirirdi. Sahi, büyük sorunlar ufak hatalardan doğmaz mıydı?Dizlerimi kendime çekip kollarımı bedenime sardım. Buradan gitmek istemiyordum. İnsan bile görmek istemiyordum. İnsanlar neydi ki? Yavaşça gözlerimi kapatıp sakinleşmeye çalıştım. Ancak bu mümkün değildi.
~Kol saatime baktığımda buraya geldiğimden iki saat geçtiğini görmüştüm.
"Asya!" Arkamdan gelen sesle, şaşkınca oraya baktım. Aras bana gözlerindeki karanlık ve bir o kadar da ürkütücü ifadesiyle bakıyordu. Hızlı adımlarıyla yanıma gelip, kolumdan tutarak beni ayağa kaldırdı. Saçları hafif dağılmıştı. Gözleri de biraz kızarmış gibiydi. Üstündeki kot gömleğin ilk üç düğmesini iliklenmemiş, boynundaki zinciri gösteriyordu. Bakışlarımı gözlerine çıkardım.
"Neden telefonun kapalı? Beni delirtmek mi istiyorsun kızım!" Ona alaylı bir şekilde bakıp, ittim.
"Sen evine hangi sürtüğü aldın?!" dedim. Sesimi sakin çıkarmaya çalışmıştım ama bu mümkün değildi.
Gözlerinde ufak bir değişim olmadı. Aynı ifadeyle bakmaya devam ediyordu.
"Ne diyorsun lan?" dudağımı yalayıp bakışlarımı önümdeki denize çevirdim.
"Az önce evinde gülen kızdan bahsediyorum," diyerek ona açıklama yaptım. Tek elini saçından geçirdi.
"Anıl'ın sevgilisinden mi bahsediyorsun?!" dediğinde şaşkınlıkla ona döndüm. Omzumdan tutup sert bir ifadeyle bana baktı."Ulan hangi kızın sikimde olduğunu gördün? Sikik şeyler düşünmeden önce bir sor bana anasını satayım!" Yüzüme doğru kükremesi, beni korkuturken sadece ona baktım. Haklıydı, ancak bende haksız değildim. Kim olsa benim gibi düşünürdü. Hem Anıl'ın sevgili yaptığını nereden bilebilirdim?
"Ben..bilmiyordum," diye mırıldandım. Sakinleşmek istercesine gözlerini kapatıp açtı. Ardından ellerini belime götürdü.
"Güzelim, o beynini çalıştır biraz. Bir daha da saçma sapan hareketler yapma. Bana gel, ben sana açıklayayım." Ona hafifçe başımı salladım. Eliyle yanağımı okşayıp, dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Dudaklarım, bu anın olmasını ister gibi aralanırken, ellerim anında ensesine çıkmıştı. Tutkulu bir şekilde beni öpüyordu. Ancak incitmek istemiyor gibi yavaş hareketlerle bunu yapıyordu. Dudaklarını bir kaç saniye sonra dudaklarımdan ayırıp, belimi hafifçe okşamaya başladı. Arada elleri sırtıma doğru çıkıyordu.