YB66 ~FİNAL~

719 71 40
                                    







Konuşmuyor, anlatmıyor diye hissetmiyor sanmayın. Kimisi içinde atar o acı dolu çığlıkları...













İYİ OKUMALAR




Hayatımızda her zaman karşımıza çıkan bir akıntı olmuştur. Bizim yapmamız gereken şey her zaman o akıntıya karşı direniş gösterip, onu yenebilmekti. Zayıf değildim,güçsüz değildim... Belki de hayatımda karşıma çıkan akıntıların her seferinde üstesinden gelebilmiştim. Fakat bu seferki başkaydı...
Hani,
çok güçlü bir akıntıya karşı yüzmeye çalışırken birden vazgeçip kendini o akıntıya bırakırsın ya , öyle işte.

Teslim olmaktı bu. Sulara, hayallere, insanlara, acılara kendini teslim etmekti. Kaybolduğunuz ormanda yolu aramayı bırakıp, artık sessizce orada beklemek gibiydi.
Umutsuzluk değildi bu. Belki de vazgeçmekti...
Oturuyorsun ve her zaman bekliyorsun. Bilmiyorum, belki de bu beklemek dediğim şey ölmekti içten içe. Her gün, tekrar tekrar...
Bir zorluğa sabredince, o zorluğun sonu huzur olmaz mıydı? Peki neden hâlâ huzuruma kavuşamamıştım?

Artık nerdeyse hiç konuşmuyordum. Beklemekten başka hiç bir şey yapmamaya karar vermiştim. Ama şu an beklemekten de vazgeçiyordum. Her hikayenin, her şeyin bir sonu olur. İyi ya da kötü, bu her zaman böyledir. Ölüm... İnsanın aklına geldikçe ürperirdi bedenimiz, değil mi? Her insan dünyaya gelir, büyür ve hayatını bir şekilde yaşardı. Sevdiği insanlarla beraber, hayatındaki diğer insanlarla beraber bir hayat yaşardı. Ama karşımıza çıkan akıntılar... Bazı insanlar akıntıyla savaşmazdı. Hayatında yaşanan sorunlarla başa çıkmazdı. Ben savaştım. Ama bugün vazgeçiş günüydü.

Sekiz ay... tam sekiz aydır Aras komadaydı. Benimle konuşmuyor, gözlerime bakmıyordu. Ona her gece benimle konuşması için yalvarırken, gözlerime bakması için yalvarırken Aras beni dinlemiyordu.
Beni duyduğunu biliyordum. Fakat sessiz kalıyordu. Bana tepki vermiyordu. Asya'sına dönmüyordu.

Titreyen küçük ellerimle onun iri ellerini sıkı sıkı tuttum. Ellerim her zaman ellerindeydi. Onunla konuşamıyordum fakat her gün başımı göğsüne yaslar kalbinin sesini dinlerdim. Sanki o konuşuyor gibiydi...

Sekiz aydır hiç kimseyle gerekmedikçe konuşmamıştım. Diğer yarım eksikken ne yapabilirdim ki?
Ölüden farksızdım zaten. Tıpkı onun gibi...
O gece... o gece hayatımın en kötü gecesiydi. Arası vurmuşlardı. Ve ben onu kurtaramamıştım. Ona yardım edememiştim. Aras dört kişiyle başa çıkmaya çalışırken, sekiz adam daha eve girmişti. Ne yapacağımı şaşırmıştım. Aras elinden gelenin fazlasını yaptı. Beni korumak için, çocuklarını korumak için...

Ve bunu başarmıştı. Aras'ın başaramayacağı bir şey yoktu ki...
Aras karnından iki kurşun yemişti. Onlarla mücadele etmeye çalışırken de bir adam kafasını çok sert bir şekilde duvara vurmuştu.
Ve sekiz aydır da bana cevap vermiyordu.
Olsun... bugün kavuşma günüydü. Bugün her şeyin bittiği gündü.

Odanın kapısı açıldığında içeri girene bakmadım. Aras'ın ellerini daha sıkı tuttum. Soğuk olan elleri ölününkinden farksızdı.
"Kızım, kalk artık. Çocuklarının sana ihtiyacı var," dedi annem. Sesi titriyordu. Beni kaybettiğini düşünüyordu. Ve bu doğruydu.

Çocuklarım... tek dayanağım onlar kalmıştı. Fakat artık daha fazla dayanamıyordum.
Başımı anneme çevirdim. Yaşlı gözlerimle ona baktım. Artık ağlayamıyordum. Yaşlar sanki gözlerimden akmamaya yemin etmiş gibiydi.
"Onları bana getir," dedim ve önüme döndüm. Annem yanıma oturup saçlarımı okşamaya başlamıştı.
"Doktorun seni bekliyor. Onunla konuş. Daha sonra çocuklarını yanına getireceğim." Anneme sinirli gözlerimle baktım. Bir de bana psikolojim bozulmuş gibi davranıyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 16, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KUSURSUZ 2 (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin